"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Günahlardan vazgeçme basireti

Hüseyin GÜLTEKİN
21 Haziran 2021, Pazartesi
Yüce Allah’ın önemli bir emaneti olan vücudumuzun sağlığını korumak önemli ve öncelikli bir vecibedir.

Gereği şekilde bu sorumluluğumuzu yerine getirmek için lâzım olan tedbirlere baş vurmak da yine her insanın yerine getirmekle mükellef olduğu vazifelerdir. Çoğumuz sağlığımızı korumak için lüzumlu çare ve tedbirlere uymaya çalışıyoruz.

Söz gelimi bir seneyi aşkın bir zamandır bir türlü gündemden düşmeyen koronadan korunmak için hepimiz tavsiye edilen kaide ve kurallara uymaya çalışyoruz. Olması gereken de budur. Niçin? Yüce Allah’ın bir ihsanı, bir emaneti olan vücudumuzun sağlığını korumak için.

Şimdi bu işin çok daha önemli ve öncelikli lâzım olan kısmına geliyoruz. Mutlaka bir gün şu veya bu şekilde sona erecek olan şu fani ve geçici dünya hayatımızın devamı ve muhafazası için her tedbiri göze alıyoruz...

Acaba geçici ve muvakkat değil; ebedî ve baki hayatımızın geleceği için, hayat-ı uhrevimizin sıhhati ve selâmeti için lâzım gelen çare ve tedbirlere baş vuruyor muyuz?

Yaratıcımızın konu ile alâkalı tavsiye, ikaz ve ihtarlarını dikkate alıp kendimize bir çeki düzen veriyor muyuz? Yaptığı emir ve tavsiyelerine uyuyor muyuz? Yasakladığı haram ve günahlardan ne derece içtinap edip çekiniyoruz? Kulluğumuzun gereği olarak yapmakla mükellef olduğumuz ibadet ve taatlerimizi gereğince yerine getirebiliyor muyuz?

Yoksa başımıza gelen ve habire müşteki olup, sızlanarak çaresiz kaldığımız bu salgının ve sair belâ ve musîbetlerin en önemli bir sebebinin Üstad Bediüzzaman’ın işaret ettiği ve gayretullaha dokunan hatalarımızı, kusurlarımızı görmezden geliyor; içine girdiğimiz haramlarla yaşantımıza devam mı ediyoruz?

Üstad Bediüzzaman’ın; “günahlar, hayat-ı ebediyede daimî hastalıklardır; bu hayat-ı dünyevîde dahi kalb, vicdan ruh için manevî hastalıklardır. (...) Eğer günahları düşünmüyorsan; yahut ahireti bilmiyorsan, veya Allah’ı tanımıyorsan sende öyle dehşetli bir hastalık var ki milyon defa sendeki bu küçük hastalıktan daha büyüktür. Ondan feryat et.” tesbit ve teşhislerini ne derece dikkate alıp; Allah’a karşı kulluk vazifelerimizi yerine getiriyoruz?

Neden acaba bu fani hayatımız için tehlike olarak gördüğümüz en basit hastalık için her türlü tedbir ve çarelere baş vurduğumuz halde ebedî hayatımızı ciddî manada tehdit eden isyanlardan, haramlardan vazgeçme basiretini iradesini gösteremiyoruz?

Okunma Sayısı: 1945
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı

    En Çok Okunanlar