"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Korona ve korku hissi

İbrahim ERSOYLU
27 Mart 2020, Cuma
Havf/ korku hissi, insana hayatı muhafaza için verilen manevî hislerden biridir.

Korku beş altı ihtimalden bir ihtimalle olursa meşru olabilir. Ancak yirmi otuz ihtimalden biri için korkmak vehim olup hayatı azap haline getirir.

Bu his, insanların en zayıf yönlerinden birini teşkil etmektedir. Bunu çok iyi bilen dessas/gizli zalimler, bu damarlarını kullanarak insanları zalimane icraatlarına boyun eğdirirler ve onlara istediklerini yaptırırlar.  (Mektubat,s.491)

Haddizatında bu hissi, hayatı tehdit eden tehlikelere karşı akılcı tedbirler almak, Allah’ın dehşetli azabından, cehennemden korkarak Ona isyan etmeyip kulluk vazifesini bihakkın yapmak, çevreye ve canlılara, özellikle insanlara zarar ve ziyan vermemek yolunda kullanmak lazımdır.

Ruhumuzun vücudumuzda yaşaması ve ondan zararlı şeyleri def için verilen gazap/öfke duygusunun ifrat/aşırı mertebesi tehevvür/aşırı öfke olup kırmak, bozmak, öldürmek gibi zararlı işleri yapmaktır. Öfke duygusunu bu şekilde kullanmak doğru değildir.

Onun tefrit mertebesi ise, cebanet/ aşırı korkaklık olup korkulmayacak şeylerden korkarak hayatı azap haline getirmektir. Gazap duygusunu bu şekilde de kullanmak doğru değildir.

Onun vasat/orta mertebesi ise, şecaat/ imanî cesaret olup bu duyguyu yukarıda ifade edilen doğru yönde kullanmaktır.(İşaratü’l – İ’caz, s.39-40)

KORONA KORKUSU

Malum günümüzde dünya kamuoyu, Çin’de çıkan ve oradan yeryüzüne dağılıp ölümlere yol açan bulaşıcı bir virüsle çalkalanmaktadır.

Bu virüs sebebiyle ne yazık ki dünyada ve ülkemizde insanların çoğu, hayatlarını azap içinde bırakacak bir korkuya kapılmış durumdalar. Devletler geçmiş tarihlerde eşine rastlanmayan usullerle tedbir alma yarışına girdiler.

Başta temizlik olmak üzere bu afetten korunma yollarına başvurmak elbette gereklidir. Ancak aşırı bir korkuya kapılarak önüne çıkan kişiyi virüslü kabul ederek ondan kaçmak, insanî münasebetleri kesmek, her yer virüslerle dolu zannıyla koruya kapılıp içine kapanmak hayatı zindan haline getirir.

İnsan sosyal, mükerrem/üstün yaratılan bir varlık olup, hemcinsleriyle beraber belli kurallar içinde yaşamakla normal, sağlıklı hayatına devam edebilir. Onu tek başına, son derece güzel bir sarayda yaşatmak da olsa onu toplumdan tecrit etmek, kimse ile görüştürmemek, onun ruh dünyasını yıkmak demektir.

Hülasa: Doğrusu, hayatı allak bullak eden aşırı korkuya kapılmadan bu virüse karşı uzanmaların ve yetkililerin teklif ettikleri tedbirleri almakla birlikte iman, sabır ve Allah’a tevekkül ile davranıp kuvve-i manevîyyeyi canlı tutmak, din ve dünya işlerimizi yapmaktır.

Okunma Sayısı: 3343
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı