İnşâallâh’ın kelime manası; Allah izin verirse, O isterse, Allah’ı tazim etmek, dünyada iradesi dışında bir şeyin gerçekleşmesinden O’nu tenzih etmek olarak ifade edilir.
Kur’ân-ı Kerîm’de mealen; “Allâh izin verirse” demeden hiçbir şey için, “Şu işi yarın yapacağım” deme! Unuttuğun takdirde Rabbini an ve “Umarım Rabbim bana, doğruya bundan daha yakın yolu gösterir.” de. 1 ifadesiyle inşâallâh’ın kullanımına vurgu yapılmıştır.
Bu âyetle her an Allah’ın (cc) iradesi altında olduğumuzu ve bu doğrultuda hareket etmemiz gerektiğinin önemini kavramaktayız. En basit bir fiiliyatta bile, ‘inşâallâh’ diyerek yola çıkıldığında işimizin çok kolay bir şekilde sonuçlandığını hayatımız da müşahede etmekteyiz. Demek ki, bizim vazifemiz ümitvar olmak ve O’nun meşîetine teslimiyettir.
Hâdis-i Şerifte; “Sizden biriniz duâ ederken: ‘Allâh’ım! Dilersen beni bağışla; dilersen bana merhamet et.’ demesin. Dilediğini kesin bir dille istesin. Çünkü Allâh’ı zorlayan hiçbir kuvvet yoktur.2 buyrulur.
İstenirken ‘kesin bir dil’ kullanılması üzerinde duran Efendimiz (asm), başka bir Hâdis-i Şerifinde kullanılması doğru olan “son kelimeye!” şu şekilde dikkat çeker:
Ebû Züheyr en-Nümeyrî (ra)’dan rivayetle:
Bir gece Resûlullah (asm) ile beraber çıktık. Derken bir adama rastladık. Allâh’tan talep hususunda çok ısrarlı idi. Resûlullah onu dinlemek üzere durakladı. Ve;
“Eğer (duâyı) sonlandırırsa vâcib oldu!” buyurdu. Kendisine:
“Ne ile sonlandırırsa ey Allah’ın Resûlü!”denildi.
“Âmîn ile” dedi. Ve adama dönerek: “Ey fülan! Duânı âmînle tamamla ve de gözün aydın olsun!” dedi. 3
Âmin; “duâmızı kabul buyur” manasına gelir. Demek ki, isterken kesin bir dille âmîn, bir işe koyulurken inşâallâh kelimesi kullanılır.
Bediüzzaman Said Nursî Mektubat adlı eserinde şu ifadelere yer vermiştir: “Meşiet-i İlâhiye ile vücuda gelen işlerde, “inşaallah, inşaallah” yerinde, bilerek “tabiî, tabiî” demek ne kadar hata ve muhalif-i hakikat olduğunu kıyas et.” 4
Bu hakikati örnek vererek akla yakınlaştırmaya çalışalım: Bir şeyin meydana gelmesi için, önce sebeplerin oluşturulması gerekir. Meselâ, sınava girecek olan bir öğrenciyi düşünelim. ‘Yarın inşallâh sınava gireceğim’ demesi münasiptir. Çünkü bu süre zarfında başına birçok olay gelebilir. Bu sebeple o sınava gireceği kesin değildir. İnşallah demesi kişinin sınava girmeye niyet ettiğini ancak o sınava girmesine etki eden bütün faktörlerin Allah’ın (cc) kontrolünde olduğunu bilmektir. Ayrıca sınav ve bütün hâdiselerin Rabbimiz’in iradesine bağlı bulunduğuna teslim olmaktır. Bu teslimiyeti; Allah’ta (cc) sonsuz irade ve kudretin olduğuna ve kendisinin acz ve fakrını “inşallah” diyerek ilân eder.
Sınav saatinden önce ve sonra hayırlı neticeler alınmasını talep etmek bir duâdır, istemektir. Bunu da ‘duâmı kabul buyur’ manasında olan Âmin ile taçlandırmak gerekir. Duâ net olmalı ve âmîn ile bitirilmelidir vesselâm…
Dipnotlar:
1- Kehf Sûresi, 24. âyet. 2- Buhârî, Daavât 21, Tevhîd 31; Müslim, Zikr. 9. 3- Ebu Dâvud, Salât 172, (938). 4- Bediüzzaman, Mektubat, s. 414.