Af (ve kolaylık) yolunu tut; iyiliği emret ve câhillerden yüz çevir!” 1 ve “Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olabilecekler vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, hoş görüp vazgeçer ve bağışlarsanız şüphe yok ki Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” 2
Mezkûr âyetlerden, insanın en yakınlarıyla imtihan olduğunu anlıyoruz. Elmas hükmündeki iman hakikatlerini ve düsturlarını bildiği halde, yaşayamayan ve hayatına geçiremeyen yakınlarımızı gördükçe; kalben buğz eder, vicdanen üzülürüz. Küçük bir ihtiyaç ya da hevesatına gafil avlanan dosta acımak dursun, Allah’ın Rahman isminin bir katresine ayna olan anne bile yeri geldiğinde evlâdına “tokata müstahaktır” diyebiliyor. Bu noktada “Öfkelerini yutanlar ve insanları affedenler.” 3 mealindeki âyeti ve Üstadımızın “Onları affetmek bir ulüvvücenaplıktır” ifadesi doğru yolu açıkça izhar ediyor.
Doğruyu yaşamak nefsimize ağır geldiğinde “Besmeleyi” dilimizde virt edinmeliyiz. Bediüzzaman bu virdin önemine şu şekilde dikkat çeker:
“Yalnız O’nun ismiyle başla ve medet al. Ve Rahman isminde adaletin nizamına ve rahmetin cilvelerine işaret var. Çünkü, muhtelif, karmakarışık mevcudat, intizamı ile güzelleşmiş. Ve rahmetin cilvelerine mazhar olabilir. Ve Rahîm’de haşre işaret var. Çünkü, mânâsında hem affetmek, hem rahmet ve şefkat etmek ve bu fâni dünyada o dört mânâ hakikati ile umumî bir surette görünmediğinden elbette bir diyar-ı âharda o mânâlar tamamıyla tezahür edebilir. Hem rahmet ve şefkatin hakikati, dirilmemek üzere ölmekle kabil-i tevfik değildir. Demek Rahîm’deki şefkat, parmağını Cennete uzatmış gösteriyor.” 4
Görüldüğü üzere Rahman ve Rahim isimlerinin adalet, merhamet, af, dünya ve ahirete bakan çok sayıda açılımı olduğunu idrak ediyoruz. Ayrıca; “Allah, merhametli olanlara rahmetle muamele eder. Öyleyse, sizler yeryüzündekilere karşı merhametli olun ki, semâda bulunanlar da size rahmet etsinler. Rahim (akrabalık bağı) Rahmân’dan bir bağdır. Kim bunu korursa Allah onunla (rahmet bağı) kurar, kim de koparırsa, Allah da ondan (rahmet bağını) koparır.” 5 hadisi de merhametin Rabbimiz katındaki önemine işaret eder. Bizler de merhamet tohumunu kalbimizde filizlendirelim. Bu filizin affetmekle neşvünevâ bulacağını hatırlayalım. Affetmenin tarifsiz huzurunu, rahatlığını yaşayalım. Bu rahatlığın; bizi kin, haset, intikam gibi ağır yüklerden kurtarmasına izin verelim. Mü’minin mü’min için yapabileceği en hayırlı şeyin duâ olduğunu unutmayalım. Sefahate dalmış eş, kardeş, dost ya da ailelerimiz için onlara değil, yaptıkları fiile buğz ederek duâ ile düzeltmeye çalışalım vesselâm.
Dipnotlar:
1- Araf Sûresi,199.
2- Teğabün Sûresi, 14.
3- Âl-i İmrân Sûresi, 134.
4- Bediüzzaman, Emirdağ Lâhikası II, 73. Mektup, s. 643.
5- Ebû Dâvûd, Edeb 58; Tirmizî, Birr 16.