Biz insanlar, yalnız görüneni değil, görünmeyeni de düşünürüz.
Melekler görünmez.
Görünmeyen herşey yok demek değildir. Eğer öyle olsaydı, gözle görülemeyen milyonlarca yaratığı yok saymamız gerekirdi ki, bunu söyleyene deli derler.
Havayı görebiliyor muyuz? Hayır. Rüzgârı, elektriği, mikropları, enzimleri, atmosferi, stratosferi görebiliyor muyuz?
Aklımızı, fikrimizi, düşüncelerimizi görebiliyor muyuz?
Hayır. Ama bunlar vardır.
Öyleyse bunları yaratan da olmalıdır. O Yüce Kudret melekleri yaratan Allah’tır.
Meleklerin varlığını bize Allah bildirmiştir.
İnsanız ve Müslümanız.
Mü’min (inanan) olmanın altı şartı var:
İlk şart; Allah’a inanmak.
İkincisi; Meleklere inanmak,
Üçüncüsü; Allah’ın indirdiği kitaplara inanmak.
Dördüncüsü; Peygamberlere inanmak...
Diğerleri de sırasıyla ahirete, kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna ve öldükten sonra dirilmeye inanmaktır.
İnsanız, Müslümanız. Bütün bunlara inanmış ve mü’min olmuşuz.
Elhamdülillah. Şehadet ederiz ki ilahlar yok, tek Allah vardır. Yine şehadet ederiz ki, Hazret-i Muhammed (asm), yani bizim Peygamberimiz (asm) Allah’ın hem kulu, hem Resulüdür!