Çoğumuz kar’ı, kışı severiz. Gerçi her mevsim kendince güzel biliyorsunuz, yağmurdan sonra, toprak buram buram kokar. Güneşin ısıttığı bahar başka, yaz bambaşka güzeldir.
Kış da güzeldir. Eğer giyecek kazağınız, paltonuz, botunuz, külâhınız varsa. Yakacak odununuz, kömürünüz, doğal gazınız varsa, seyrine doyum olmaz karın.
Karın altında oynarken hiç düşündük mü?
Rüzgâr hafif kar’ı savururken birbirlerine değseydi… Koca toplar olup başımıza düşseydi, sonra bu toplar evlerimizin damına düşüp çökertseydi…
Biliyorsunuz, dağlarda hafif seslerden oluşan ve bunun üzerine insanların üzerine düşün çığlar meydana gelmekte. O zaman nasıl bir felâket oluyor. O zaman da sevinebilir miyiz karın yağmasına.
Ya giyecek kazağımız, paltomuz, botumuz, yakacak odunumuz, kömürümüz, doğal gazımız olmasaydı?
Sevinebilir miydik arkadaşlar?
Aramızda yoksullar, fakirler yaşıyor; mahallemizde yetim ve öksüzler dolaşıyor, onların derdini anlayabiliyor muyuz?
Hiç olmazsa bir düşündük mü?