Eğer 15 Temmuz’larda hutbe uygulaması devam edecekse, metnin muhteva ve üslûbu tamamen yenilenmeli; işi adeta bir kan davasına çeviren zehirli siyaset ve nefret dili terk edilmeli; ders çıkarma ve ibret alma mesajlarıyla adalet, hukuk ve helalleşme vurguları yapılmalı.
Bu çerçevede o gece can veren şehitler de, sonraki süreçte hukuksuzlukların kurbanı olan masumlar da rahmetle yad edilmeli.
Demokrasiye, hukuka, milletin huzuruna kast eden bütün darbeler gibi 15 Temmuz kalkışması da lânetlenmeli; böyle suikastların tekrarına meydan vermemek için hukuk, adalet ve demokrasiye daha fazla sahip çıkılması ve bu değerlerin çok daha sağlam güvencelere bağlanması gereği ifade edilmeli.
15 Temmuz’un en tahripkâr sonuçlarından biri olan ve ehl-i imanı birbirine düşüren fitne ortamını dağıtmak için, bizi bir arada tutan, ama bu fitneyle zayıflatılan manevî bağlara ve kardeşliğe tahşidat yapılmalı. Kul hakkı ve kardeşlik hukukunun önemi vurgulanarak helalleşmeye zemin hazırlanmalı.
Bu noktada dört temel esasından biri adalet olan Kur’an-ı Kerimdeki adalet ve hukuk prensipleri nazarlara sunulmalı. Mukaddes kitabımızda dört defa tekrarlanan ve Bediüzzaman’ın da ısrarla dikkat çektiği “Birinin hatasıyla, suçuyla, cinayetiyle başkası mes’ul olmaz” ölçüsü bilhassa altı çizilerek işlenmeli.
Ceza hukukunda “Suç ve cezanın şahsîliği” prensibi olarak ifade edilen hukuk ölçüsü.
Keza “Bir topluluğa olan kininiz sizi adaletsizliğe sürüklemesin, âdil olun” (Maide: 8) manasındaki İlahî ikaz mutlaka hatırlatılmalı.
“Bir fâsık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz. Sonra yaptığınıza pişman olursunuz” (Hucurat: 6) uyarısı da.
Bir başka çok önemli husus: Manevî ve dinî hizmetlerle meşgul olanların kesinlikle siyasetten ve iktidar çekişmelerinden uzak durmaları gerektiği. “Siyaset topuzuyla işimiz yok. Yüz elimiz de olsa nura ancak kâfi gelir” sözüyle ifade edilen hassasiyetin isabeti.
Bu mesajları ihtiva eden bir hutbe, Diyanet’in de siyaset etkisinden çıktığını gösterir.
Sonuçta, hukuk önünde hesaplaşma, helalleşme, adalet, kardeşlik, manevî hizmetler için seferberlik manalarının işlendiği bir hutbe zehirli havayı dağıtır ve herkesi rahatlatır...