Adının “Demokrasi İttifakı” olması teklif edilen 6’lı masa, 12-28 Şubat, 27 Mart, 24 Nisan ve 29 Mayıs’taki liderler buluşmalarının bir yenisini 3 Temmuz’da gerçekleştirdi.
İYİ Parti’nin ev sahipliğinde yapılan toplantı sonrası yayınlanan kapsamlı açıklamadaki en önemli mesajlardan biri, 6 liderin ilk kez hep birlikte erken seçim çağrısı yapmalarıydı.
Ortak açıklamada bu çağrı “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçtiğimiz 2018 yılından bu yana sadece siyasî iktidarın ve bir avuç azınlığın memnun olduğu, vatandaşlarımızın feryat ve isyan ettiği, adaletsiz, haksız ve keyfî uygulamalarla, çarpık ve gayri ahlâkî kriterlerle karşı karşıyayız. Ülkemizin yaşadığı, özellikle son dört yıldır katlanarak artan ve milletimize ağır bir yük hâline gelen tüm sorunların kaynağında, tek bir kişinin ve onun belirlediği dar bir zümrenin tahakkümünü esas alan bu sistem vardır” tesbitlerinin ardından şu ifadelerle dile getirildi:
“Bu sorunları aşabilmenin yolu, siyasî iktidar ve ortaklarının tüm gündem değiştirme çabalarıyla yıpratmaya çalıştıkları Cumhuriyet değerlerimize ve demokratik hukuk devleti ilkelerine sımsıkı sarılarak millî egemenliğimizi esas alan ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi’ yine milletimizin teveccühü ile hayata geçirmek üzere, seçim sandığının bir an evvel milletimizin önüne getirilmesidir.”
Ekonomi, dış politika ve cumhurbaşkanı adaylığı konularında da önemli mesajların verildiği açıklamada altı çizilmesi gereken vurgulardan biri sansür kanunuyla ilgili:
“TBMM gündemindeki, özünde sansür niteliği taşıyan dezenformasyon yasa teklifi, siyasal ve toplumsal muhalefeti suçlu ilan ederek cezalandırmaya ve demokratik seçim ortamını zedelemeye odaklanmıştır. Ertelenmesi bizi asla rehavete sürüklemeyecektir. Basın ve ifade özgürlüğünü savunma konusundaki kararlı tutumumuzu sürdüreceğiz.”
Açıklamadaki şu mesajlar da çok önemli:
“Bu nefret dilini reddettiğimizi ve memleketimizde toplumsal barışı mutlaka tesis edeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile hedefimiz, sadece yönetim sisteminin değil, topyekûn hayatlarımızın değişmesidir. Milletçe hak ettiğimiz, 21’inci yüzyıla yakışır, mutlu ve refah içinde bir Türkiye’ye kavuşmaktır.”
3 Temmuz buluşması bilhassa “bir an önce sandık” çağrısının ilk kez ortak açıklamayla seslendirilmesi yönüyle özel bir önemi haiz.
Şimdi sıra, bu çağrıya toplumun daha fazla sahip çıkmasını sağlayacak yeni adımlarda.