Genelkurmay eski başkanlarından emekli Org. İlker Başbuğ’un başörtüsüyle ilgili son özeleştirisi, çok gecikmeli, yetersiz ve sınırlı olsa dahi önemli.
Yeni Asya’nın bu konuda başından itibaren yapageldiği ısrarlı uyarıların kısmen de olsa nihayet yerini bulduğunun bir ifadesi.
Bunlardan biri, önceki gün sürmanşetimize konu olan 24 Mart 1998 tarihli “Başörtüsü yasağı orduya zarar verir” manşetimiz.
Aynı manada başka ikazlarımız da oldu.
Meselâ yine 1998’de İstanbul, Ankara, Adana, Kayseri, Eskişehir ve Kütahya’da düzenlediğimiz panellerdeki konuşmalarımızda şunu da tekrar tekrar ifade ettik:
“Başörtüsünü problem haline getirmek orduya yakışmıyor. Milletimiz sadece tarladaki, köydeki, dağdaki, sokaktaki kadınların değil, okuldaki, üniversitedeki ve kamu kurumlarındaki genç kız ve hanımların da başörtüsüne karışılmamasını istiyor ve bekliyor.” (Zulüm Devam Etmez kitabımız, s. 280)
Sonraki yıllarda yayınlanan birçok yazımızda da aynı yöndeki mesajlara devam ettik. Başörtüsüne din eğitimi ve irtica tartışmaları gibi konulardaki yaklaşımları da ekleyerek.
Bazı örneklerini paylaşalım:
* “Başörtüsü yasağının asker takviyesiyle sürdürüldüğü imajı, herşeyden önce orduya zarar veriyor ve TSK’nın milletin gönlündeki yerini zedeliyor.” (7 Aralık 2002)
* “Bu haksız yasağın askere dayanarak sürdürüldüğü görüntüsünün, halk nezdindeki asker imajına zarar verdiği kesin. Millet ordusunu başörtüsü için yasakçı değil, koruyucu konumda görmek istiyor.” (21 Haziran 2003)
* “Ne yazık ki, başörtüsü yasağı ve irtica iddiaları ile asker arasında kurulan 28 Şubat bağlantısı, halkımızın gözündeki asker imajına gölge düşürüyor. Temennîmiz, Mehmetçiğe kesinlikle yakışmayan bu gölgenin artık kalkması.” (16 Ağustos 2003)
* “Bu süreçte başörtüsü yasağı, din eğitimine getirilen kısıtlamalar, yer yer inançları incitici bir üslûpla sürdürülen irtica tartışmaları gibi 28 Şubat’ın mâlûm konularında askerin hayli keskin bir tavırla taraf olması halkın çok büyük bir çoğunluğunu üzdü ve rencide etti.” (22 Şubat 2004)
Görünen, bu ikazların nihayet bir ölçüde de olsa mâkes bulduğu. Artık asker başörtüsüyle uğraşmıyor. Ama bugünün garabeti, sivillerin iktidarında binlerce başörtülünün hapiste olması.