Diyanet’e atfedilen ve bayram öncesi iki ayrı yazıya konu ettiğimiz “Cemaatler raporu,” (www.yeniasya.com.tr/kazim-gulecyuz/diyanet-ten-aciklama-bekliyoruz_500028 ve www.yeniasya.com.tr/kazim-gulecyuz/diyanet-niye-susuyor_500253) bayramda Habertürk’teki bir tartışma programına da gündem oldu.
Katılımcılardan Sözcü yazarı Deniz Zeyrek, Yeni Asya’nın raporla ilgili başyazısına atıfta bulundu. Haber sitesi Duvar’daki yazısında Özlem Akarsu Çelik de 17.4.19 tarihli bu başyazıdan bahsetmiş ve şu cümleyi aktarmıştı:
“Devlet, bütün sivil unsurlara olduğu gibi dinî gruplara da eşit mesafede durmalı, bazı fertlerin ya da grupların olumsuzlukları karşısında dahi ‘suçun şahsîliği’ esasından hareketle adaletle davranmalı, Diyanet İşleri Başkanlığı gibi üst bir çatıyı bu işlere alet etmemelidir.”
Çelik, “rapor” için de şunları yazmıştı:
“Çalışma, tam bir istihbarat raporu niteliğinde. İslamî cemaatlerin büyük çoğunluğunu delil göstermeden suçluyor, kişileri fişliyor, cemaatlerin ekonomik-kültürel-sosyal faaliyetlerini ifşa ediyor, bir kısmını hedef haline getiriyor. Kimi İslamî oluşumları ve dinî liderleri ise ‘devlet yanlısı’ veya ‘millî’ sıfatıyla geçiriyor kayıtlara. Yapılan analizlerin derinlikten yoksun olması da dikkat çekici.”
(https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2019/05/31/dini-olusumlar-raporunu-diyanet-kime-yazdi/)
Bu “rapor”un, bilâhare Perinçek’in yayınevi tarafından kitaplaştırılıp gazetesinde dizi olarak neşri, bir cihetiyle cemaatleri hedef alan bir projenin daha fiyaskoyla bitip, hazırlayanların elinde patlaması anlamına gelirken, diğer bir açıdan Diyanet’i sıkıntıya soktu.
“Cemaatleri Diyanet kontrolüne alma” işi Perinçek medyasıyla mı gerçekleştirilecek?!
İşin “polis-adliye” boyutu için bizzat Perinçek’in “Bu kadar yeter” diye noktayı koyma işareti verdiği bir aşamada, sosyal ve toplumsal boyutu hangi “devlet aklı” ona ihale eder?
Diyanet ise, Din İşleri Yüksek Kuruluna bağlı İnanç ve Dinî Oluşumlar Komisyonu üzerinden kendisine atfedilen raporu sahiplenmedi, hattâ dolaylı yoldan reddettiği şeklinde bilgiler de çıktı, ama özellikle Perinçek medyasındaki yayınlar sonrası net bir resmî açıklama yapması beklenirken hâlâ yap(a)madı.
Tek başına bu durumu bile projedeki tıkanmanın işareti olarak yorumlamak yanlış olur mu?