Onun “Risale-i Nur’u matbuat lisanıyla konuşturma” idealini tahakkuk ettirme hedefiyle yola çıkan ve yarım asrı aşkındır Risale-i Nur’un medyadaki dili olarak hizmetine devam eden Yeni Asya da, kuruluş yıldönümü olan her 21 Şubat’ta bu müjdeyi güncelliyor.

Yazarımız Ömer Faruk Özaydın’ın “Babıâli’ye düşen cemre” olarak nitelediği gazetemizin, bahar müjdecisi cemrelerin düşmeye başladığı günlere tevafuk eden her kuruluş yıldönümü, yeni bahar müjdelerini beraberinde getiriyor.

Bu manayı malûm şartlar gereği on-line olarak, ama küresel boyutta gerçekleştirdiğimiz “Dünyada Yeni Asya” temalı söz konusu programda da, meydana getirdiği son derece müsbet atmosfer ve yankılarda da, gazetenin 52. yıl özel sayısında da hissettik, yaşadık.

Programın canlı yayını devam ederken yazılan mesajlarda kimi eski dostların muhabbet yüklü samimî ifadeleri bir anlamda hasret giderme ve yeni bir kucaklaşma niyet ve iradesinin ümit verici işaretleri gibi göründü bize.

Keza son sürecin biriktirdiği birtakım ufunet ve tortuların artık atılmakta olduğunu hissettiren bazı ipuçlarını da sezer gibi olduk.

“İnşaallah” diyoruz ve bu pozitif iklimin son dönemde her vesileyle gündeme getirmeye çalıştığımız helalleşme sürecini öncelikle kendi dairemizden başlayıp halka halka genişleyen bir silsile içinde umuma mal olan bir “beyaz sayfa açma” iradesine tahvil etme fırsatı olarak değerlendirilmesini diliyoruz.

“Ömür kısa, lüzumlu vazifeler çok” hakikatini en fazla müdrik olma ve muktezasına herkesten çok riayet etme konumunda olması gereken hizmet erbabı olarak, ebed tarafına sevkiyatın daha da hızlandığı bir süreçte, ne kadar kaldığını bilmediğimiz ömür sermayelerimizin bundan sonraki kısmını münhasıran “nura, imana ve ihlâsa kuvvet verecek” hizmetlere odaklayıp yoğunlaştırmamız icab ediyor.

Tam bir ittihad ve tesanüd içerisinde...

Bu noktadaki başarımız ölçüsünde âfakî âlemdeki kara bulutların dağılacağını ve sıkıntıların aşılacağını da göreceğiz inşaallah.