"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şili’den Türkiye’ye afet dersleri

Kâzım GÜLEÇYÜZ
16 Mayıs 2014, Cuma
Üç buçuk yıl kadar önce Şili’de meydana gelen maden kazasında, 63 gün boyunca göçük altında kaldıktan sonra sağ salim çıkarılan madencilerle ilgili olarak—ki bunlardan bazıları daha sonra, geçtiğimiz günlerde vefat eden Şeyh Nâzım Kıbrısî’yi ziyaret ederek, olay sırasındaki duaları ve manevî desteği için teşekkür etmişlerdi—şöyle yazmıştık:

“Şili’nin imrenilecek en önemli başarılarından biri, 1990’a kadar cunta rejimiyle yönetilmesine ve ondan sonra da yıllarca cunta kalıntılarının devletteki varlığı ile direnişinin devam etmesine rağmen, demokratikleşme sürecini ilerletmesi.
“Ve demokratikleşmenin getirdiği kazanımları hayatın diğer alanlarına da taşımayı başarması.
“Üstelik bunu, Türkiye örneğinde demokratikleşme için pozitif anlamda itici ve sürükleyici bir etken olan AB gibi bir faktör olmadan, büyük ölçüde kendi iç dinamikleriyle yapabilmesi.
“Yakın zamanda bunun iki örneğini gördük.
“Biri, tarihin en büyük depremlerine maruz kalan ve defalarca yerle bir olan bir ülke olarak, geçtiğimiz Ocak’taki Haiti depreminden bir ay sonra, Şubat sonunda yine 8.8’lik bir zelzele ile sarsılmasına rağmen, bu depremin yol açtığı kayıpların ve tahribatın bizdeki 17 Ağustos’la kıyaslandığında çok düşük seviyelerde kalması.
“Bu, gerek altyapı, gerekse arama-kurtarma ve tekrar yapılanma konularında Şili’nin bizden çok daha ileride ve başarılı olduğunu gösteriyor.
“İkinci örnek, 69 gün boyunca göçük altında kaldıktan sonra sağ salim kurtarılan 33 madenci olayı. Gerekli tedbirler alınmadığı için sık sık yaşanan maden kazalarında birçok evlâdını kurban vermiş ve vermeye de devam eden ülkemizin özellikle ders alması gereken bir olay bu.
“Hele geçen Mayıs’ta Zonguldak-Karadon’daki kömür işletmesinde göçük altında kalan iki madencinin cenazesine beş aydır ulaşılamadığı, sırf bu iş için uluslararası bir ihale açıldığı ve onun da henüz gerçekleşmemiş olduğu hatırlanırsa...
“Uzmanlar, bu konuda Şili ile aramızdaki temel farkın ‘insana bakış açısı ve insana verilen değer’ noktasında ortaya çıktığını söylüyorlar.
“Ve bu konuda da niçin Şili’nin gerisinde kaldığımızı çok iyi irdeleyip tahlil etmemiz lâzım. ”
15.10.10 günü burada çıkan “Şili dersleri” başlıklı yazımızdan aktardığımız bu pasajlarda vurguladığımız hususların önemi, hepimizin yüreğini dağlayan Soma faciası sonrasında bir defa daha çok çarpıcı bir şekilde gözler önüne serildi.
Demokratikleşmede yerinde sayan Türkiye, iş güvenliği konusunda da gelişme kaydedemiyor.
Tam tersine, hızla gerilere doğru gidiyor.
Keşke Türkiye, Soma kazasını da “Böyle ölümler bu mesleğin kaderinde var” anlayışıyla geçiştirmek yerine, konuyu topyekûn bir demokratik sistem yenilenmesi çerçevesinde ele alabilse...

Okunma Sayısı: 3296
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • demokrat dabbe

    16.5.2014 11:21:00

    İnsan tabiatı neden yanlış yapıyor?Çünkü insan ilhamı(adetullah) red edebilir.Kurallara göre değil,günü kurtarmak için kendi akıl feneri ile hareket edebilir.
    İnsan dışında hendese ile uğraşan canlılarda hata yoktur.Mesela kapı tuzaklı çöl örümceği yuva ve avlanma için ilk olarak toprağı kazarak bir oyuk açar. Salgıladığı özel bir sıvı ile toprak parçacıklarını birleştirerek oluşturduğu tünelin içini sıvar. Bu işlem, yuvada oluşabilecek çökmelere karşı duvarları güçlendirir. Daha sonra yuvanın içini de salgıladığı ipekle kaplar. Bu sıvama yöntemi günümüz yapılarında da kullanılan ısı izolasyonu yöntemlerine benzer. Bu sayede yuvanın içi, yüksek çöl ısısına karşı yalıtılmış olur.
    Aslında biz bu örümcekten ilham alarak içtimai görevlerimizden Sani-i hakime ulaşırsak adetullaha bağlanırız.
    Bahusus yer altındaki cevâhirlerin ve mâdenlerin bize müteallik hakîmâne faydaları ve mesâlih-i hayatiye ve levâzımât-ı insaniye ve hâcât-ı hayvaniyeye muvâfık bir tarzda ihzârları gösteriyor ki...

  • çavdari

    16.5.2014 09:31:00

    Şili’nin bu başarısı ve gelişmişlik düzeyi (bu konuda) gerçekten örnek teşkil eden bir durumdur.

    Türkiye’de topyekün madenciliği gözden geçirmelidir. Ancak,

    Soma kazasını da “Böyle ölümler bu mesleğin kaderinde var” anlayışıyla geçiştirmek yerine,

    Bu ifade olayı geçiştirmek için söylenmiş bir ifade değil, olayın ciddiyetine ve ciddi kazalar yaşanmasına müsait bir meslek olduğunu göz önüne sermek için söylenmiş bir sözdür, yoksa hiçbir adım atılmayacağı ne yapalım oldu işte mantığını ifade eden bir söz değildir.

    Bunun nasıl olacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz, niyet okumak için erken.

  • cemal özkaya

    16.5.2014 08:15:00

    insanlık deyince yapılan denetimlerden bahsetmek istiyorum. bir müfettiş genel müdür tarafından görevlendirilir ve ya dosyayı kapat emriyle gelir yada bir suç bul diye. bu kamu kurumlarında maalesef böyledir. denetlemeler sonucu herşey mükemmel çıktı diyorlar soma için. ah bir inanabilsem. zannın çoğu yanlıştır ama zannım oki o raporlar ne olduğunu değil ne olması isteniyorsa onu yazıyor.trafik cezalarının artması rüşvetin miktarını artttırır diye halk arasında yaygın bir kanaat vardır. bence bu işlerin tek bir çözümü vardır o da herkesin kalbine manevi bir yasakçı koyup dur emrine her an muhatap kılmak. bu yasakçı cumhurbaşkanından oda temizleyen görevlisine kadar herkeste olmalıki umumun menfaati ve huzuru devam etsin.

  • TATAR RAMAZAN

    16.5.2014 01:18:00

    Ülke her noktada geri giderken bizi yönetenler hızla ilerliyor.Özellikle bedava dağıtılan kömür bu holdingten alınıyor diye sanki holding bedava kömür dağıtıyormuşcasına reklam ediliyor.Kardeşim bu kömürler devletin parasıyla alınıyor.Bedava değil.
    Bir de öyle bir görüntü veriliyorki sanki holding RTE nin koruması altında.Sanki holding tüm tedbirleri almış da suç ölen işçilerde.
    Bir de ölü sayısı 300-500 değil de 50-70 olsa sanki daha az üzülecekmişiz gibi bir vurgu yapılıyor.Bu rakamsal acıya iyice alışmaya başladık.Şehitlerimizde de aynı 1-2 şehit oldu mu acı hissetmiyoruz.İlla ki 20-30 olacak ki yüreğimiz yansın.Beyler bu ateş düştüğü yerde, biri de aynı yakar 100 ü de aynı yakar. Üzüntümüzün şiddeti sayıların büyüklüğü ile ölçülmesin, acının şiddetiyle ölçülsün.Acımızı paylaşmayan zaten paylaşmasın. Üzülüyormuş gibi yapmasın.Bize rakamlarla öğretmesinler.
    Madem yüzünüz kızarmıyor, bari ortalarda fazla dolaşmayın.Acılı insanları azarlayarak, tekmeleyerek daha fazla incitmeyin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı