15 Temmuz kalkışmasından sonra, o dönem Mecliste temsil edilen HDP dahil dört parti darbelere karşı demokrasiyi savunan ortak bir açıklama yapmıştı.
Bu birliktelikte ilk fire, 7 Ağustos’ta düzenlenen Yenikapı mitinginde HDP’nin dışlanmasıyla verildiyse de, CHP başta olmak üzere diğer muhalefet partileri bu mitinge iştirak etmişlerdi.
5 milyon kişinin katılımıyla gerçekleşen bu mitingdeki demokrasi buluşması, “Yenikapı ruhu” diye anılan bir ortak payda birlikteliğinin tezahürü olarak tarihteki yerini almıştı.
Eğer bu “ruh” korunup geliştirilerek devam ettirilmiş ve gereği olan “demokratik hukuk devletini güçlendirme” yönünde ortak ve kararlı adımlar atılmış olsaydı süreç çok daha farklı gelişir ve Türkiye bu duruma gelmezdi.
Ne yazık ki, iktidarın tercihi tam aksi istikamette oldu. 15 Temmuz, “cumhur” adı altında, cumhurla hiçbir alâkası olmayan bir dayatma ittifakının kurulması için dayanak yapıldı.
20 Temmuz’da ilan edilen OHAL’le Türkiye demokrasi ve hukuktan iyice uzaklaştırılıp OHAL ortamında tek adam rejimine geçildi.
Muhalefet, daha ötesinde iktidara biat etmeyen herkes dışlandı, ötekileştirildi, terör ve ihanetle suçlandı; gerilim politika ve söylemleriyle toplum kutuplaştırılmaya çalışıldı.
Böyle bir ortamda, her yönüyle aydınlatılması ve hakkındaki istifhamların cevaplandırılması gereken 15 Temmuz olayı da inatla karanlıkta bırakılıp dibine kadar istismar edildi.
15 Temmuz’la hesaplaşma iddiasıyla yapılanlarda hedefin gerçekten darbeye karışanlardan hukuk içerisinde hesap sormak olması gerekirken, hukukun en temel kriterlerinin hiçe sayıldığı tam bir kıyım furyası başlatıldı.
Perinçek’in “O adı biz verdik” dediği yafta, her önüne geleni karalamak ve mağdur etmek için kullanılan bir kalıp haline getirildi.
6 yıl böyle geçti ve gelinen noktada görünen o ki, 15 Temmuz istismarının da, o yaftanın kullanım süresinin de artık miadı doldu.
15 Temmuz yıldönümünde âlâ yı vâlâ ile onca duyurusu ve daveti yapılan ve bizzat Cumhurbaşkanının iştiraki ile gerçekleşen Saraçhane mitingine katılımın 5 bin seviyesinde kalması bunun en çarpıcı tezahürü.
Yenikapı’daki 5 milyondan Saraçhane’deki 5 bine... 6 yıl sonra ortaya çıkan tablo bu.
İstismar ittifakının tükeniş tablosu.