Ne yazık ki dünya ile birlikte ahiretler de heba ediliyor. Bu vahim hal karşısında Kur’ân’ın asrımıza bakan manevî tefsiri Risale-i Nur eserleri imdada yetişiyor. Gençliğin imanını biiznilah kurtarıyor.

Biliyoruz ki dünyaya imtihan üzere gönderildik. Bu sebeple birçok hadiselerle sınanabiliyoruz. Bunlar karşısında dirayetli kalabilmek için, sağlam bir itikata bürünmek gerekiyor. Fırtınalardan ancak sağlam kalelere sığınarak korunabiliriz. 

Risale-i Nur da, bizi Kur’ân’ın kalesinde muhafaza ediyor. Verdiği iman dersleriyle, dayanma kuvvetimizi arttırıyor. Hayatımızı düzene sokuyor ve ihya ediyor, var olmanın şükrüne kavuşturuyor. 

Risale-i Nur okumanın dünyevî, uhrevî pek çok faydası var. Bu faydaları birer teşvik unsuru olarak kabul edip, daha çok okumak ve iştigal etmek gerekiyor. Risale-i Nur dünyada rızkımıza bereket, kalbimize rahat ve sürur, geçimimizde kolaylık, işlerimizde muvaffakiyet ve inşaallah talebelik faziletini almakla bütün Risale-i Nur Talebelerinin has duâlarına hissedar olmamıza vesile oluyor. Uhrevî olarak da, en mühim bir mücahede olan ehl-i dalâlete karşı mânen mücahede ettiriyor. Hakikati neşretmekte Üstadımıza yardım ederek hizmet ettiriyor. Müslümanları iman yolunda çalıştırıyor. Kalemle ilmi tahsis ettiriyor. Okunan eserlerle bazen bir saati bir sene ibadet hükmüne geçen, tefekkürî ibadeti yaptırıyor. Ve en önemlisi imanımızı taklitten tahkike çeviriyor. Tahkikî iman ise, sağlam kalelerin inşasında büyük vazife görüyor. İman hakikatlerini devamlı tekrar ederek kalelerimizi muhafaza edebiliriz. 

Sadece akıl ile gitmek insana yetmiyor. Ruhumuzu da doyurmak gerekiyor. Hakikati bulmak için din ilimleri ile fen ilimlerinin imtizaç etmesi gerekiyor. Kur’ân’dan süzülen Risale-i Nur’daki hakikatler, akıl, kalp ve ruhumuzu doyurarak hakikate ulaşmamıza vesile oluyor. 

Risale-i Nur, bu vatan ve milletin emniyet ve âsâyişini de temin ediyor ve kalplere birer yasakçı bırakıyor. Manevî bir polis gibi gençliği zararlı işlerden alıkoyuyor. İnsana vicdanın sesini dinletiyor. Ahir zamanın cazibeli günahlarına aldanmamak için, imanî eserleri devamlı okuyarak bu sesi açık tutmamız gerekiyor. 

Böyle kazançlı bir yolu seçmemek, bu iman hakikatlerini okumamak ne kadar akla zarar görmek lâzım. Bu faydaları birer teşvik sebebi olarak kabul edip, daha çok okumak ve iştigal etmek gerekiyor. 

Gençlerimizin akıllarına gelen soruları çözmek ve vesveseleri izale etmek için böyle hakikatli eserlere ihtiyaç var.

Bediüzzaman, Asa-yı Musa adlı eserinde gençlere şu şekilde tavsiyelerde bulunmuştur: “Gençlik Rehberi’nde izah edildiği gibi, gençlik hiç şüphe yok ki gidecek. Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi kat’iyetinde, gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecek. Eğer o fâni ve geçici gençliğini iffetle hayrata istikamet dairesinde sarf etse, onunla ebedî, bâki bir gençliği kazanacağını bütün semâvî fermanlar müjde veriyorlar.” 

Bizler de, iman kalemizi kuvvetlendirerek, ebedî gençliği kazananlardan olalım inşaallah.