Meselâ; “Köprüleri atmak” deyimine bakalım. Bu deyim; girişilen bir işten vazgeçmeye ya da geri dönmeye imkânı kalmayacak şekilde kesin bir davranış göstermek anlamına gelir. 

Sıkça kullanılan şu atasözüne bakalım: “Akıllı köprü arayıncaya dek deli suyu geçer.” Bu sözü kısaca açıklamak gerekirse, tedbirli, ihtiyatlı olan ve olaylar karşısında hazırlıklı olmaya alışmış bir kişi hayırlı ve güzel bir sonuca ulaşmak için sağlam bir yol aramaya çalışır. Fakat gözü pek, atak ve gereği kadar düşünmeden ve olabilecek tehlikeyi göze alarak karar veren kişi sonuca daha çabuk ulaşır.

“Ulular köprü olsa basıp geçme” ata- sözü Türkçe atasözleri arasında günlük hayatta sık kullandığımız sözlerden biridir. Faziletli, büyük ve yaşlı kimselere karşı daima saygılı ol. Çünkü onlar buna lâyıktırlar.

‘İki şey arasında bağ veya ilişkiyi sağlayan şey’ olarak ‘Köprü’ nün ikinci anlamına göre, bazı çıkarımlar yapabiliriz. Buna göre hayatımızda birçok şey, kavram köprü olarak kabul edilebilir. Meselâ; dostlar, medeniyet, arkadaş, toplum kültürü v. b.

Köprülerden biri geçmişi ve geleceği bağlayan şimdiki zamandır. Yeni Asya, insanları Risale-i Nurlar’a bağlayan bir köprüdür. Risale-i Nurlar da, bizleri İslâmiyet’e, Asr-ı Saadete, Kur’ân ahlâkına bağlayan köprülerden biridir. 

Ayrıca şunu da söyleyebiliriz: Risale-i Nur Külliyatı, insanları dalâlet vadilerinden iman / selâmet / tevhid sahillerine ulaştıran sağlam ve müstakim köprülerden ahir zamandaki örneğidir.

Toplumun yaşanan / yaşatılan kültürleri de geçmiş ve gelecek nesiller arasında sağlam bir köprüdür. Asrımız insanları ile Asr-ı Saadet anlayışı arasındaki uçurumları, ancak Kur’ân ahlâkı ve Hz. Peygamber’in (asm) sünnetlerinin köprüsü ile aşabiliriz.

Günahları hasenatlara bağlayan bir köprü olarak ibadetlerimizi ve iyiliklerimizi sayabiliriz her hâlde. Müslümanların, “doğru İslâmiyet’i ve İslâmiyet’e lâyık doğruluğu ve istikameti göstermeleri” diğer dinlere tabi olanlara bir köprü görevi görebilir.

Esnaflar, tüccarlar üretici ile tüketici vatandaş arasında birer köprü görevi görmektedirler. Okullar, öğretmenler talebelerle bilgi, görgü ve ahlâk konularında köprü mesabesindedirler. İdareciler, yöneticiler, hâkimler suçlu ve suçsuzlar arasındaki köprü olmalıdır. Toprakların bereketlenmesine yıllardır bulutlar ve yağmurlar bir köprü olmaktadırlar. Dostluklar da yürekler arasındaki köprülerden biridir.

İçinde bulunmakla memnun olduğumuz Ramazan ayında yaptığımız infaklar (sadâka, fitre, zekât vs) da zenginler ile muhtaçlar arasındaki güzel köprülerdendir. “Sabır, sırat köprüsüne benzer; Cennet ise diğer tarafta.”

Evet, köprü o kadar önemlidir ki hem hayatımız hem de ölümümüz birer köprüdür. Artık bunun nasıl olacağına sizler karar verin…