Albaylar (+Yarbaylar+Binbaşılar) Cuntası tarafından 27 Mayıs Darbesinin başına monte edilen Cemal Gürsel, 26 Ekim 1961’de Millet Meclisi’nde yapılan oylama sonucu 4. Cumhurbaşkanı olarak seçildi.
Darbeden bir ay kadar önce Kara Kuvvetleri Komutanlığından emekliye ayrılarak bir vedâ mektubu yayınlayan Gürsel Paşa, aynı darbe cuntası tarafından adeta zoraki bir şekilde getirilip darbenin başına monte edildiği gibi, aynı şekilde cumhurbaşkanlığı makamına da monte edilmiş nâ-ehil bir şahsiyettir.
Şimdi de, gelişmelerin seyrine biraz daha yakından bakmaya çalışalım.
*
Gürsel Paşa, 1958’de Kara Kuvvetleri Komutanlığına atandığı halde, ihtilalden kısa bir süre önce (3 Mayıs) erken emekliye sevk edildi. Hemen ardından “zorunlu izin”le İzmir’e gönderildi. Bu merhalelerde, gizli bir dayatmanın olduğundan rahatlıkla söz edilebilir.
Paşa, Ankara’dan ayrılmadan evvel, Millî Savunma Bakanı Ethem Menderes’le vedâ görüşmesinde bulundu. Bu esnada, Menderes’e tarihî önem taşıyan bir mektup sundu. Mektubunda, ordunun siyasete karışmaması yönünde bazı uyarı ve tavsiyelerde bulunduğu ifade edildi.
*
Bir ay öncesinden ordu içinde yoğunlaşan bir gerginliğin varlığını hisseden ve bu sebeple ordunun siyasete karışmasını doğru bulmadığını ifade ile emekliye ayrılan Gürsel Paşa, ne yazık ki, cebrî bir dayatmayla 27 Mayıs (1960) Darbesinin başı veya lideri konumuna getirildi.
Cuntanın harekete geçmesinden, iktidarı devirmesinden hemen sonra kurulan Millî Birlik Komitesi tarafından komitenin başına geçmeye dâvet edilen emekli Org. Gürsel, bu dâvete icabet etti ve bu kanlı, kinli, kirli, meş’um darbenin lideri olarak tarihin kayıtlarına geçti.
*
Cemal Gürsel, 10 Ekim 1961’e kadar MBK Başkanı vazifesinde bulundu. Ardından, yapılan seçimler sonucu Meclis’teki oylama ile Cumhurbaşkanlığı makamına getirildi.
Bu dönemdeki takvim şu şekilde işledi: Yassıada’da yargılanan Demokratların cezası infaz edildi. Bir taraftan da yeni siyasî partiler kuruldu. 61 Anayasası referanduma sunuldu. Genel seçimler yapıldı ve nihayet şaibeli bir seçimle yenilenen Millet Meclisi, Gürsel Paşayı Cumhurbaşkanlığı makamına getirmiş oldu.
*
1966 yılına gelindiğinde ise, Gürsel Paşanın ağır şekilde hasta olduğu anlaşıldı. 2 Şubat’ta tedâvi için ABD’nin Devlet Başkanı Johnson’un özel uçağıyla Amekika’ya götürüldü. Orada iken, 9 Şubat’ta komaya girdi.
(Koma halinin uzun sürmesi üzerine birtakım espriler bile üretilmeye başlandı. Meselâ, fısıltı gazetesinde şu tarz söylentiler kulaktan kulağa yayıldı durdu: “Yâhû, adamcağız arada kaldı. Ne gelebiliyor, ne gidebiliyor... Adam iyileşip kalksa, karşısında İsmet Paşayı, ölüp gitse merhum Menderes’i görecek.”)
Nihayet, 24 Mart 1966’da toplanan Bakanlar Kurulu, Cemal Gürsel’in Türkiye’ye getirilmesine karar verdi. Bu karar mucibince, 26 Mart Türkiye’ye getirilerek, Gülhane Askerî Tıp Akademisi Hastanesine kaldırıldı. Aynı gün 37 kişilik Müşterek Sağlık Kurulu, Gürsel’in cumhurbaşkanlığı görevine devam edemeyeceğini belirten bir rapor hazırlayarak Başbakanlığa sundu.
Bunun üzerine, Anayasa gereği Gürsel’in Cumhurbaşkanlığı görevi Meclis kararıyla sona erdirildi ve yeni cumhurbaşkanlığı seçimi sürecine girilmiş oldu. Yerine, halefi Cevdet Sunay getirildi.
Gürsel Paşa, 14 Eylül sabahı bu fâni âlemden bütün hesapların görüleceği ebedî âleme göçüp gitti.