Yakın tarihimizin 19 Kasım günlerinde keskin, unutulmaz ve de unutulmaması gereken gelişmeler olmuş, hadiseler yaşanmış. Bunların bir kısmını kronolojik bir sıralama ile burada günümüz ve gelecek nesillerin dikkatine sunmak istiyoruz.
«
Tarih 19 Kasım 1923:
Tek parti dönemi hem resmen, hem de fiilen başladı.
İsmi "tek parti döneminin dikta rejimi" ile birlikte anılan M. İsmet Paşa, M. Kemal Paşa’nın emriyle Halk Fırkasının (CHP) başına geçti.
Partinin kurucu ve değişmez genel başkanı CB M. Kemal olduğu için, İsmet Paşa “Genel Başkan Vekili” sıfatıyla partinin başına getirilmiş oldu.
Parti işlerini 19 Kasım'dan itibaren İsmet Paşaya devreden M. Kemal'in İsmet Paşa'ya gönderdiği yazının metni şöyledir: "Halk Fırkası Umumî Reisliği ile fiilen meşgul omaya bugünkü vazifem müsait olmadığından, zât–ı devletlerini vekil tayin ediyorum." 1
O yıllarda Mustafa Kemal’in bir dediği iki etmeyen İsmet Paşa'nın bu makamdaki icraate yönelik ilk emri şu oldu: Anadolu ve Trakya dahil olmak üzere vatanın her tarafında önceden kurulmuş olan bütün Müdafaa–i Hukuk Cemiyetleri, re’sen Halk Fırkasına dönüştürüldü. Paşanın yazılı emrinde şu ifadeler var: "Bütün vatana kurtuluş ve bağımsızlığı getiren Anadolu ve Rumeli Müdafaa–i Hukuk Cemiyetleri, bugünden itibaren Halk Fırkasına dönüşecek ve cemiyetin bütün idare kurulları Halk Fırkası idare kurulları olarak vazifeye devam edeceklerdir." 2
«
Tarih 19 Kasım 1937:
Cumhurreisi Mustafa Kemal, Başvekil Celâl Bayar, kadın pilot Sabiha Gökçen ve beraberindeki heyetle birlikte teftiş için geldikleri Dersim “isyan bölgesi”nde.
Binlerce vatandaşın katledildiği Dersim ve çevresinde incelemelerde bulunacak olan Mustafa Kemal, 15-17 Kasım günlerinde üç önemli gelişmeye imza attıktan sonra bölgedeki seyahatine devam etti:
1) Diyarbekir’in ismi Diyarbakır olarak değiştirildi. Ardından trenle Elaziz’e hareket edildi. Heyet, geceyi Yolçatı İstasyonu’nda geçirdi.
2) Elaziz’de uyduruk bir mahkemede yargılanan Seyyit Rıza, oğlu Hüseyin ve beş arkadaşı, aynı o gecenin zifiri karanlığında (araba farları ışığında) Buğday Meydanı’nda hazırlanan dârağaçlarına asılarak idam edildi.
3) Diyarbekir’den sonra El-aziz’in ismi de değiştirildi; yeni isim “El-azık” diye konuldu. (Bir ay kadar sonra da bu isim yumuşatılarak hiçbir anlamı olmayan “Elazığ”a çevrilmiş oldu.)
«
Tarih 19 Kasım 1938:
Mustafa Kemal’in Dolmabahçe Sarayı’nda “tekbirsiz” olarak kılınan cenaze namazının ardından, naaşının bulunduğu katafalk İstanbul’dan yola çıkarılarak Ankara’ya nakledildi.
O tarihte “Allah” demek ve “Allahu Ekber” diye tekbir getirmek yasak olduğundan, cenaze namazları da “Tanrı uludur” denilerek kılınıyordu. Sonradan 2. Diyanet Başkanı olacak Şerafettin Yaltkaya da o şekilde kıldırdı. 3
18 sene boyunca (1932-50 yılları arasında) açıktan kılınan cenaze namazlarının tamamı, aynı şekilde tekbirsiz icrâ edilmiştir. Oysa ki tekbir, cenaze namazının “olmazsa olmaz” şartlarındandır.
Cenaze, Dolmabahçe Sarayı’nda 9 gün bekletildi. Bu zaman zarfında yapılan ziyaretlerde izdiham oldu. En büyük izdiham 16 Kasım günü yaşandı. Tam da katafalkın önünde vuku bulan bu izdihamda 4’ü erkek, 7’si kadın olmak üzere toplam 11 vatandaş ezilerek öldü. Yaralıların sayısı ise açıklanmadı.
Dipnotlar:
1- İslâm Ansiklopedisi, s. 770
2- Tarık Zafer Tunaya, Türkiye'de Siyasî Partiler, s. 582
3- Murat Bardakçı'nın 10 Kasım 1998 tarihli Hürriyet'teki yazısı; Anadolu Ajansı'nın 10 Kasım 2004 tarihli haber bülteni.