"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sultan Murad-ı nâ-murad

M. Latif SALİHOĞLU
26 Ocak 2012, Perşembe
Yakın Tarih Yazıları...

93'te 93 günlük padişah

Bir darbeci cunta tarafından Sultan Abdülaziz'in tahttan indirildiği gün (30 Mayıs 1876), yerine onun yeğeni Şehzâde Murad getirildi.
Sultan V. Murad tahta geçtiğinde, 36 yaşındaydı. Ne var ki, ilk günden itibaren aklî ve ruhî yönden büyük sarsıntılar geçirdi. Darbecilerin kaba, hırçın, vahşiyane davranışları, onu ziyadesiyle müteessir etmiştir.
4 Haziran'da amcası Sultan Abdülaziz'in katledilmesini duyduğu anda ise, aklî dengesi bir daha düzelmemek üzere bozulmaya yüz tuttu.
Bundan dolayı, amcasının ölümünün tertipli bir cinayet mi, yoksa bir intihar vak'ası mı olduğunu araştıramadı, soruşturamadı ve bu maksatla bir hukukî süreci başlatma iradesini gösteremedi.
Nitekim, böyle bir işi yapmak ve mahkeme kurdurmak, ancak bir sonraki padişaha, Sultan II. Abdülhamid'e nasip oldu. Fakat, bu da ancak yıllar sonra gerçekleştirilebildi: 27–29 Haziran 1881, Yıldız Mahkemesi.
Yıldız Sarayı Bahçesinde görülen bu mahkemede, Sultan Abdülaziz'in katledilmesinde dahli bulunanlar tesbit ile çeşitli cezalara çarptırıldı.
 * * *
Tedâvilere cevap vermeyen, aklî ve ruhî dengesi giderek bozulan Sultan V. Murad, nihayet 6 Haziran'da cinnet geçirme noktasına geldi.
Kendi kendine sürekli şekilde "Ben kan istemem, padişahlık istemem" diye söyleyip durmaya başladı.
Bu durum, 31 Ağustos gününe kadar devam etti ve bu tarihte—hekimlerin raporuna istinaden— onun için bir "Hal fetvâsı" çıkartıldı.
Yine aynı gün içinde, yerine onun kardeşi, Sultan Abdülmecid'in diğer oğlu 33 yaşındaki Sultan Abdülhamid Han geçti.
Böylelikle, Sultan V. Murad'ın saltanat müddeti ancak 93 gün sürebildi. Hicrî tarih itibariyle 1293 senesinde bulunulduğu içindir ki, onun hakkında şu ifade tarihin kayıtlarına geçti: "93'te 93 günlük padişah."
Tarihin kayıtlarında, ayrıca şu mânidar beyite rastlamaktayız:

 Doksan üçte doksan üç gün padişah–ı dehr olup,
Göçtü uzletgâhına Sultan Murad–ı nâ–murad.

Senelerce Çırağan Sarayındaki bir odada hapis kalan, odanın dışına çıkmasına dahi izin verilmeyen bahtsız padişah Sultan 5. Murad, 29 Ağustos 1904'te 64 yaşında iken Hakk'ın rahmetine kavuştu.

İki mühim vukuat

Osmanlı tarihinin en kısa ömürlü saltanatı olan Sultan 5. Murad zamanında, iki hadise dışında kayda değer fazla bir vukuat yaşanmadı.

Birincisi: Balkanlar'da iki Slav unsuru sayılan Sırbistan ile Karadağ, 2 Temmuz'da kendi aralarında savaşa tutuştular. Henüz bir Osmanlı coğrafyası sayılan bu bölgede yaşanan bu hadise, kendi başına bir hareket olduğundan, aynı zamanda bir isyan mahiyetindeydi. Ancak, Osmanlı hükümetinin ilk etapta fazla bir tesiri olmadı, olamadı.
Zira, hem Padişahın, hem de iki hafta kadar sonra Seraskerin ve daha birkaç önemli şahsiyetin öldürüldüğü hükümet merkezi henüz sükûnet bulmuş değildi.
Dolayısıyla, Karadağ–Sırbistan meselesine el atmak ve geçici de olsa sükûneti sağlamak, yine Sultan II. Abdülhamid zamanına kalmış oldu.
Vakıa, Balkanlar'da kızışmaya başlayan bu tür hadiselerin, aslında bir Rus tertibi mahiyetini taşıdığı ve 1877'de patlak veren "93 Harbi"ne zemin hazırlamak maksadına hizmet ettiği hususu, sonradan daha bâriz şekilde anlaşılmış oldu.

İkincisi: Sultan Abdülaziz'in intikamını almak maksadıyla Çerkes Hasan isimli bir subay tarafından gerçekleştirilen bir kanlı baskın hadisesi olup, bu konuyu, müstakil bir başlık altında biraz daha açmakta fayda mülâhaza ediyoruz.

Çerkes Hasan Vak'ası

Bu hadise, Sultan Abdülaziz'in katledilmesinden 12 gün sonra, yani 15/16 Haziran gecesi vuku buldu.
O gece, darbecibaşı Hüseyin Avni Paşa ile yakın adamları, âni bir baskın sonucu öldürüldüler.
Bu kanlı hadise, Osmanlı tarihinde "Çerkes Hasan Vak'ası" ismiyle yer aldı.
Henüz 26 yaşında genç bir subay olan Çerkes Hasan, aynı zamanda katledilen Sultan Abdülaziz'in kayınbiraderi ve Şehzâde İzzeddin Yusuf Efendinin de yaveriydi.
Çevik, cesur, silâhşör ve gözüpek bir subaydı. Bu sebeple, darbeci katiller ondan korkuyordu. Korktukları için de, uzak bir diyâra onun tayinini çıkarttılar.
Fakat, o gitmedi; gitmek istemedi. Bunun üzerine hemen içeri atıldı. Sonra, tanıdıkların ricasıyla ve tayin yerine gideceği vaadiyle serbest bırakıldı.
İşte, tam da serbest bırakıldığı gece, yanına bir kama ve 4–5 adet tabancayı da alarak Hüseyin Avni Paşanın peşine düştü.
Birkaç yerde izini sürdü ve nihayet o gece Beyazıt Soğanağa Mahallesindeki Sadrâzam Mithat Paşanın evinde olduğunu tesbit etti.
Meğerse, devletin bütün ileri gelenleri o gece konakta yapılacak olan toplantıya çağrılmış.
Üzerindeki üniformasıyla gittiği için, Çerkes Hasan, konağın görevlileri tarafından her nasılsa engellenemeden içeri girmeye muvaffak oluyor.
Toplantının yapıldığı salona giren Çerkes Hasan'ın karşısında, asker ve hükümet erkânından tam 13 mühim şahsiyet var.
Bir elinde tabanca, diğerinde kamasıyla salonun kapısında "Davranmayın!" diye bağırdı. Onun bağırmasıyla neye uğradığını şaşıran H. Avni Paşaya ateş etmesi bir oldu.
Darbeci Paşaya iki kurşun isabet etti. Yaralı halde kaçıp kurtulmaya çalıştıysa da, başarılı olamadı. Paşaya yetişen Çerkes Hasan, elindeki kamasıyla ardı ardına vurup vücudunu delik deşik etti.
Konağın sahibi ve aynı zamanda Sadrâzam olan Mithat Paşanın harem odasına kaçması ve buradaki bir elbise gardrobuna girip saklanmasıyla kurtulduğu rivâyet edilir.
Dışarıdan askerlerin gelip Çerkes Hasanı teslim almalarıyla son bulan baskında, toplam 5 kişi ölürken, 3 kişinin de ağır şekilde yaralandığı tesbit edildi.
Ertesi gün alelusûl şekilde mahkemeye çıkartılan Çerkes Hasan, Beyazıt Meydanındaki bir dut ağacının dalına asılmak sûretiyle idam edildi.
Sultan 5. Murad'ın 93 günlük saltanat devresi de, böylelikle kapanmış oldu.

Okunma Sayısı: 2908
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı