Geleceğe ümitle bakmamıza vesile olan idealist gençler hazırlıyor dergiyi. Meşveret usûlüyle önce ayın kapak dosyasını, öne çıkarılması gereken başlıkları tesbit ediyor. Sonra yazarlarla irtibata geçiyor ve yazıları topluyorlar. Kapak kompozisyonu yine oylama usûlüyle belirleniyor. Tashih, dizgi, baskı gibi teknik işlemlerden sonra aşk ve şevkle okuyucuların gözüne, gönlüne, evine misafir oluyorlar.

Dergi sadece gençlere hitap etmiyor; kendini genç hisseden herkesi muhatap alıyor. Bir fikir ve çiçek bahçesi adeta.

Yaprak dökümünün hızlandığı, ümitsizliği doğuracak çeşitli musîbetlerin yaşandığı bu günlerde dergi bizi ‘ümit ve şevkle diriliş’e dâvet ediyor. Kuru kuruya bir teselli değil bu. Gerçekçi bir şekilde olayları görüp, ona göre ümit reçetesi sunuyor. Sayfalar arasındaki gezinti insana ümit ve şevk veriyor.

HAYAT İSTEĞİMİZE GÖRE AKMAZ

Olaylar daima bizim istediğimiz gibi olmaz, çevremizdekiler her zaman bizim arzumuza uygun davranmaz. Hayat tek-düze akmaz, her zaman bahar olmaz. Bazen fırtınalar kopar, öfkeler ve zulümler denizler gibi kabarır. Dostlar, bizi bir bir terk eder. Sıkıntılar, belâlar, zulüm ve ihanetler, hapisler, yangınlar, seller, depremler ve ölümler dünyanın imtihan yeri olduğunu bir kez daha hatırlatır. Ve hayat akmaya devam eder. Yeni doğanlar, yeni evlenenler, cezaevine girenler, tahliye olanlar ve daha dün ölenler…

TAMİR ET.. VE YOLA DEVAM ET!

Lastik patladı diye araba, evde bir şey bozuldu diye ev yakılmaz. Tamir et ve yola devam et! Bir tatsızlık oldu diye evlilikten, yaramazlık yaptı diye evlâttan vazgeçilmez. İş yerinde küçük bir sıkıntı ve başarısızlık dünyanın sonu değil. Rızkı veren Allah’tır. Engeller aşılmak için vardır!

Dergi bize soruyor ve örnek almamızı istiyor:

Şevksiz çalışan bir arı gördünüz mü? Karıncaların tatil yaptığı bir âna rast geldiniz mi? Atomların, dünyanın, galaksilerin dönmediği, dinlendiği bir zaman dilimi oldu mu?

“BELÂ VERENİ BULMAK!”

Pes etme asla! Bilâkis; azim ve gayretin sıradağlar gibi olsun. Sevgini yeşert, gür ormanlar gibi olsun. Yılmadan, yıkılmadan, bıkmadan yaşama sevincini ayakta tut. Hukuktan, adaletten, iyilikten, rahmetten ümidini kesme.

Hadiselerin tazyikinden bunaldığımız zaman veya belâların yağmur gibi üstümüze geldiğini düşündüğümüz anlarda ‘belâ vereni’ bulmak ve O’na iltica etmek, zahmeti rahmete çevirebilir. Pozitif bir telkin, bir sohbet bazen ilâçtan daha tesirlidir. Tebessüm çiçeği güvenli bir limandır. Şevkli olan, etrafındakileri de şevk ve gayrete getirir.

“GÜZEL GÖREN, GÜZEL DÜŞÜNÜR”

“Güzel gören, güzel düşünür” diyen Hz. Üstad formülü de söylüyor: “Yükünü gemiye bırak! Dehşet aldığın vakit İbrahim Hakkı gibi: ‘Mevlâ görelim neyler / Neylerse güzel eyler’ de. Pencerelerden seyret, içlerine girme, boğulursun.” Hem Allah’ın Rahîm ve Hakîm olduğunu bilen; kaderin hayır ve şerrinin hep O’ndan geldiğine iman eden nasıl ümitsizliğe düşer? O, ancak hikmetle hükmeder ve pek merhametlidir.

OLAYLAR VE İNSANLAR BAŞIBOŞ DEĞİL

İnsan; bu kâinatta başıboş olmadığını, O’nun inâyeti olmaksızın kendi başına hiçbir işin üstesinden gelemeyeceğini anladığı vakit, Besmele bahsindeki mütevazı adam gibi her yerde selâmetle gezip, şakînin şerrinden emin olabilir.

Karşısına çıkan her hadisede üzerine düşen vazifesini şevkle yapıp, Hâlık-ı Rahîm’inin ya bu dünyada, ya da muhakkak ahirette karşılığını vereceğini bilmesiyle; geçmişten gelen hüzünleri susturarak geleceğe olan ümidini diri tutabilir.

***

Ümit ve şevkle diriliş için, en iyisi Genç Yorum dergisini siz bizzat inceleyip okuyun efendim. İyi gelecekler...