"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Sizi rahatsız etmeye geldim!”

M. Said ZEKİ
31 Mayıs 2021, Pazartesi
Gerçekleri görmek, duymak, bilmek yakıcıdır. İnsanın konforunu bozar, kalbini kanatır, vicdanını sızlatır, uykusunu ve rahatını kaçırır. Gerçeklerin ise; ne kadar gizlenirse gizlensin, bir gün ortaya çıkıp görünmek gibi bir huyu vardır.

Dünyaya ebedî kalmak için gelmedik. Bir yolcu gibi; sırlarını keşfederek, güzellikleri müşahede ederek, kendimizi ve Rabbimizi tanıyarak, diğer insanlara ve bütün yaratılanlara saygı ve sevgi ile yaklaşarak, sınavımızı yüzümüzün akıyla verip baba ocağı olan Cennete geri dönecektik.

Sonra gönderiliş gayemizi unutup ebedî dünyada kalacakmış gibi kök salmaya başladık. Yolcu olduğumuz ikazlarına karşı aklımızı, kalbimizi, ruhumuzu uyuşturmaya çalıştık. Ama yine rahat edemedik. Bizi sınav için gönderen Rabbimiz; bizim rahatımızı kaçıran elçiler göndermeye devam ediyordu.

Tarih boyu bütün peygamberlere, âlimlere, filozoflara, uyarıcılara karşı, toplum ve idareciler karşı çıktılar. İnsanların ‘çok azı’ ikazlara kulak verdiler. Firavun ve Nemrut Hz. Musa ve İbrahim’den (as) rahatsız oldular. 

Mekke müşrikleri Peygamberimizin (asm) ikazlarından rahatsız oldular. Dâvâsından vazgeçmesi için ona rüşvet dahil, eziyet, işkence, suikast, sürgün vs. bütün yollara başvurdular. O’nun nurunu söndürmek isteyenler sönüp gitti; fakat o nur birilerini hâlâ rahatsız ederek parlamaya devam ediyor.

Bediüzzaman’ın ikazları başta Abdülhamid olmak üzere; devrin idarecilerini hep rahatsız etti. Devletin bütün imkânları ile yalnız bir adama hücum etmelerine karşılık; yok edemediler. Fikirleri kalpleri, akılları aydınlatmaya devam ediyor.

Sokrates meşhur savunmasında: ‘’Ben Tanrı tarafından bu devlete gönderilmiş bir at sineğiyim ve bu devlet koca ve hantal cüssesi sebebiyle yavaş hareket eden ve canlanması gereken bir attır. Ben de Tanrının bu ata musallat ettiği bir at sineği gibi, her yerde her daim sizi uyandırmaya çalışıyorum, ikaz etmeye çalışıyorum veya azarlıyorum. İkna ediyorum hareketlendiriyorum. Tanrı sizi düşünerek benden sonra bir at sineği daha göndermezse kalan ömrünüzü uyuyarak geçirirsiniz.’ diye ikaz ediyor.

Sosyolog Ali Şeriati hep konferanslarına ‘sizi rahatsız etmeye geldim’ diye başlıyor: “Ben herkesi rahatlatmak için gelmedim. Ben rahatları rahatsız etmek için geldim. 

Ben esrar ve eroin miyim ki; herkesi rahatlatayım! Eğer birisi gerçekten bir hizmet yapmak istiyorsa, rahat insanları rahatsız etmeli, suskunları konuşturmalı, uysalları harekete geçirmeli, donuk insanlar arasında mücadele çıkarmalıdır.”  

Toplum içinde iyiliği ve kötülüğü hatırlatan birilerinin olması o toplumun menfaatinedir. Allah bir topluma hayır murad ederse onların hatalarını gösterir. İkazcılar gönderir. 

Sen durmadan feryat et! Hak, haktır; küçüğüne büyüğüne bakılmaz! Bir masumun hayatı, hiç bir gerekçe ile feda edilemez. Birisinin hatasından, günahından veya suçundan dolayı başkaları, yakınları, akrabaları mesul olamaz! Ahirzamanın Hüseyin’i (ra) olmak çok zordur. O, zulme karşı çıkarak saltanat için değil, adalet-i mahza için canını verdi. Biz gördüğümüz haksızlık ve çirkinliklere karşı kalben bile buğzedemiyoruz. Çünkü adaleti savunmak yakıcıdır, rahat kaçırıcıdır. Gözünü kapamak veya tevil etmek daha kolay geliyor.

İnsanların çok azı “iyi ki rahatsız etmeye geldin, hakikati bulmak için buna ihtiyacım vardı” diyebiliyor. Çünkü hiç kimse kendini “rahatsız etmeye gelen”leri sevmiyor. 

Kimse doğruların yüzüne vurulmasından hoşlanmıyor.

Fakat ölüm öldürülmüyor. Devlete at sinekleri musallat olmaya devam ediyor. Bir avuç serdengeçti gerçekleri haykırarak, konforunu bozmak istemeyenleri rahatsız etmeye devam ediyor. 

Allah bir virüs ile kullarını ikaz edip, aşık oldukları dünyadan ayrılacaklarını ve hesaba çekileceklerini ihtar ediyor.

Duyanadır bütün ikazlar; duyana!

Okunma Sayısı: 2934
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ömer

    31.5.2021 14:14:02

    Evet duyanadır bütün ikazlar; duymak,görmek istemeyenedir. Tahkik ve tahlil mihenge vurup şeffaf olmalı. Binlerce tebrikler güzel bir yazı kaleme almışsınız istifadeye medar olması hasebiyle muhabbetle.

  • Ahmet Şahin

    31.5.2021 12:07:49

    Allah razı olsun, veciz bir şekilde ifade etmişsiniz ve ikazları umumen duyar da duymamazlıktan gelmeyiz.Selam ve dualar.

  • Nahit Topaloğlu

    31.5.2021 11:18:53

    Tebrik ediyorum kardeşim! Rahatsız etmeye devam! Bâki selamlar

  • Oğuz Yiğiter

    31.5.2021 08:23:52

    Maşaallah. "İşte bu" dedirtecek bir makale. Çerçevelik bir yazı. Tebrikler, dualar...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı