Gaf kelime anlamı olarak “Yersiz, beceriksiz, zamansız söz veya davranış, patavatsızlık, pot”, sürçülisan ise “Ağızdan yanlış söz çıkma” anlamına geliyor.
Son günlerde siyasetçilerin konuşmalarından sonra bu iki kelimeyi çok sık duymaya başladık.
Siyasetteki gaflar her zaman yazı konusu yapılmış, değişik yorumlara sebep olmuştur. İnsanız elbette gaflarımız olur. Ancak gaf ya da sürçülisan yaptığını kabul edip, düzeltme yoluna girmek, düzeltirken de özür dileyebilmek erdemdir.
Siyasetçiler bazen büyük gaflara imza atar, sonrasında bunu düzeltmeye çalışırken bazen de daha büyük bir gafa imza da atabilirler. Ya da gaf yaptıklarını kabul etmezler.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, son günlerde mitinglerde ve canlı yayınlarda yaptığı ‘gaf’larla dikkat çekiyor. Davutoğlu’nun gafların başında şüphe yok ki, Ankara’da 102 kişinin vefat ettiği saldırının ardından anket yapılıp yapılmadığıyla ilgili bir soruya, “Ankara’daki terör saldırısı sonrasında anket yaptık ve kamuoyunun nabzını tutuyoruz, oylarımızda bir yükseliş trendi var” demesi oldu.
7 Haziran seçimlerinin ardından Suruç’ta patlayan bombadan sonra canlı bombanın kimliği belirlenmişti. Davutoğlu, Suruç’ta kendini patlatarak öldüren canlı bombanın yakalanarak hukuka teslim ettiklerini söylemesinin ardından ellerinde canlı bombacıların listesi olduğunu ancak eylem yapmadan onları tutuklayamayacaklarını söylemesi “gaf mıydı, sürçülisan mıydı?” biz karar veremedik.
Yine, “DEAŞ’ın en büyük hesabı ise şu: Onların kafasındaki İslâm ile Türkiye’de yaşanan ve bizim savunduğumuz İslâm arasında 180 derece değil, 360 derece fark var” sözlerini gaf olarak değerlendirenler oldukça fazla. Tevil edenler de var. Oysa 360 derece aynı noktadır…
Bir başkası da Van’da partisinin mitinginde yaptığı konuşmada, “Biliyorlar ki; AK Parti iktidardan indirilirse buralarda terör çeteleri dolaşacak ya da beyaz toroslar dolaşacak” sözleri oldu. Bu sözlerine, “Beyaz toroslu günlere bir daha geri dönülmeyecek benim kastettiğim budur” diyerek tashih etmeye çalışması da bu gafını düzeltmeye yetmedi.
Hoca da olsan, siyasetçi de olsan insanın dikkat etmesi gerekiyor. Bazen öyle şeyler ağızdan kaçıyor ki, dönüşü olmuyor.
***
“BİLEMEDİK ÖZÜR DİLERİZ!”
AKP Trabzon Milletvekili Süleyman Soylu da, seçim çalışmaları sırasında öyle bir gafa imza atmış ki, sormayın gitsin…
7 Haziran seçimlerinden sonra MHP’nin izlediği politikaları eleştiren Soylu, Meclis Başkanlığı seçimi öncesinde AKP’nin adayı İsmet Yılmaz’ın Bahçeli’yi ziyaret ettiğini ve ziyaretin 3 dakika sürdüğünü hatırlatırken, “Meclis başkanımızı Bahçeli’ye gönderdik. 3 dakika tuttu odasında, çay bile ısmarlamadı” demiş…
Ancak unuttuğu bir şey vardı. O da hemen ortaya çıktı. Yılmaz’ın Bahçeli’yi ziyareti 27 Haziran 2015 günü gerçekleşti. Ve o tarih Ramazan ayının 9. günüydü.
Soylu’nun bu cümlesi sosyal medyaya düşer düşmez cevaplar da gecikmedi. MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, “O gün Ramazandı. Biz oruçluyduk. Görüşmeye gelen AKP heyetinin de oruç tutuğunu sanıyorduk. Bilemezdik özür dileriz” diye bir göndermede bulundu. Soylu ise buna, “Ahmet Hakan’la gündüz çaylı masanın dostlarındansınız. İçmesek de ikram edeceğinizi beklerdik. Metafor bilmez hoca” diye cevap verse de, aslında ortada bir gaf vardı. Bu gafı bu sözlerle kapatmak hayli güçtü...
Yukarı da paylaştığımız notların ve sözlerin bi hakkın ifadesi mi, dil sürçmesi mi, yoksa gaf mı artık siz karar verin… Bir de “Dil sürçmesi diye bir şey yoktur, bilinçaltının yansıması vardır” sözünü de yabana atmamak lâzım.
***
BUNLAR İSE GAF OLAMAZ!
Öte yandan, son günlerde AKP’lilerin birbirleri hakkında söylediklerini ise gaf olarak değerlendirmek zor.
Başbakan eski yardımcısı, AKP’nin kuruluşunda dört kişiden birisi olan Bülent Arınç’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine atıfta bulunup, “Ben başkalarının yaptığı gibi size 400 vekil verin demiyorum” demesi bunlardan birisi.
Bir diğeri de Davutoğlu’nun kendisini de siyasete kazandıran Abdullah Gül’ün HDP Genel Başkanı Demirtaş’ı arayıp “taziye”de bulunmasına, “Kendi takdiridir ama taziye evi Başbakanlıktır. Burada taziye evi kim taziye kime verilir. Burada taziye evi bütün Türkiye’dir. Sadece HDP’ye taziye dilemek bütün vatandaşlarımızı HDP ile özleştirmek olurdu. Hepimizi araması lâzımdı, tüm Türkiye’nin taziyesi bu” diye tepki göstermesi oldu.
Cevabı Gül vermedi, ancak ofisinden, “11. CB Gül, Ankara’daki terör saldırısında mensuplarını yitiren CHP ve HDP ile DİSK ve KESK genel başkanlarına da başsağlığı dilemiştir” denilerek cevap verildi…
Bunlara AKP sözcüsü Ömer Çelik’in, hem eski Bakan Faruk Çelik’e hem de Arınç’a verdiği cevapları eklersek, ne gaf ne de sürçülisan olduğunu görebiliriz. Sadece AKP’de sıkıntının olduğunu söyleyebiliriz…