Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine -normal zamanda yapılırsa- 2 yıl gibi bir süre var. Muhalefet erken seçimi hiç gündemden düşürmezken iktidar kanadı ısrarla seçimlerinin zamanında yapılacağını söylüyor.
Yapılan anketlere göre, cumhur ittifakının 50+1 yakalaması hayli zor görünürken bazı anketlerde yüzde 40’ın da altında çıkıyor. Bu durum ortada iken, hele ki ekonomide, adalette yaşanan sıkıntılar varken iktidarın seçime gitmesi -çok elzem bir durum ortaya çıkmazsa- zor. Bir de seçim kanunu gündeme gelirse bir yıldan önce seçim yapılamaz.
İktidar seçim kanunlarında değişikliğe gitme hazırlığı içinde iken bir taraftan da Millet İttifakını dağıtmak adına yapılan çalışmalar da gözden kaçmıyor. Saadet Partisi’nde yapılan “operasyon”la başlayan bu ataklar ve taktikler, AKP’den ayrılanların kurduğu DEVA ve Gelecek Partilerinin tek çatı altında birleşmesi, Millet İttifakının “bileşenlerinden” birisi olan İYİ Parti’nin bir araya geleceği pompalanıyor.
İktidara yakın gazetecilerin bunu yavaş yavaş köşelerine taşıması ile “nabız” yoklamaya başlamalarının arkasından ne çıkacak, bekleyip göreceğiz.
1 Temmuz’da tatile girmesi beklenen Meclis’in AKP ve MHP’nin teklifleriyle çalışmalarına devam kararı alması da bu taktiklerden birisi gibi görünüyor. Bir taraftan “erken seçim yok” diyeceksiniz bir taraftan seçime dönük adımlar atacaksınız… Bunlar gözden kaçmazken Millet İttifakı partileri de bu “taktikler”i görüyor olmalı…
***
CAN ALICI SORU
Cumhur İttifakı’nın Saadet Partisi üzerinde planları olduğu artık aşikâr. Bunu da saklamıyorlar. Bunun birinci sebebi yüzde 50’nin çok altına düşmesi. Bu da ittifaka yeni partilerin katılması mecburiyetini getiriyor. SP içinde neler olduğunu tahmin etmek zor. Ancak zaman zaman genel başkan ve yardımcıları tarafından yapılan açıklamalardan bir şeyler çıkartmaya çalışıyoruz.
Genel Başkan Karamollaoğlu’nun, kongrenin zamanında yapılacağını söylemesi dikkat çekti.
SP Sözcüsü Birol Aydın’ın olağanüstü kongre talepleri karşısında yaptığı, “kongre kararını yetkili kurullar alır” çıkışından sonra SP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya’nın, “Saadet Partisi’ni düşündüğünüz için mi yoksa kendi partinizin menfaati için mi bize akıl vermeye çalışıyorsunuz?” sorusu aslında durumu özetliyor.
***
AYM’DEN “ÇOKLU MAAŞ” İÇİN ÖRNEK KARAR
Bir süreden beri gündemde kamuda çift maaş alan görevliler var. “Prim, huzur hakkı vb” adı altında Cumhurbaşkanından daha fazla maaş alanların olduğu belgeleriyle ortaya konuluyor.
“Fikri takip” açısından geçen hafta da yazdığımız bu konudaki önemli bir gelişmeyi aktarmakta fayda var.
Twitter hesabından, “Cumhurbaşkanımızın toplum vicdanını kanatan bu haksız düzene son vermeli, bu kişileri de uzaklaştırmalı” diye paylaşımda bulunan AKP eski milletvekili, yazar Mehmet Metiner, bu tweeti silmişti, ama bir gerçeğin de altını çiziyordu. Buradan da anlaşılıyor ki, iktidar partisinde de -az da olsa- bu durumdan rahatsız olanlar var.
Şu anki mevzuat, üst düzey görevlerde bulunan bürokratların, mevcut görevlerinin yanında farklı kamu kurumlarının yönetim kurullarında bulunmasına izin veriyor. Ancak, ülkede milyonlarca işsiz varken, kamu vicdanını bu durum rahatsız ediyor.
Çift ya da çoklu maaş uygulamasıyla ilgili tartışmalar devam ederken, Anayasa Mahkemesi “öğretim üyesinin aynı zamanda Merkez Bankası’nda görevlendirilmeyeceği”ni belirterek Cumhurbaşkanlığı KHK’sını iptal etti.
Bu kararda dikkat çeken bir husus da atamadan üç gün önce çıkarılan ve görevlendirmeye zemin teşkil eden Cumhurbaşkanlığı KHK’sının iptal edilmesi oldu. Gerekçedeki “Yasayla düzenlenmesi gereken konularda Cumhurbaşkanlığı kararı çıkarılamayacağı” ifadesi de daha dikkat çekti.
Bakalım şimdi ne olacak? KHK ile düzenlenemeyen atama için bir yasa çıkarılacak mı? Yoksa, AYM’nin bu kararı dikkat alınıp, çift/çoklu maaş uygulamasıyla ilgili çalışma yapılıp bir an önce çıkarılacak mı?
***
GAZZELİ ÇOCUKLARI NE ÇABUK UNUTTUNUZ!
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres çocuk haklarını ihlâl edenlerin “utanç listesi” olarak da bilinen “kara liste”yi açıkladı… Ancak unuttuğu(!) bir şey vardı. İsrail’in Gazze’de giriştiği ve 11 gün süren saldırılarında 254 Filistinli vefat etmişti.
Vefat edenlerin 67’si bebek ve çocuktu. Gazze’de hâlâ yaralar sarılamazken BM Sekreterinin bu böyle bir hata yapmasının gerekçesi olamaz!
Üstelik açıklanan raporun adı da “Çocuklar ve Silâhlı Çatışmalar” olmasına rağmen!
Yoksa öldürülen Filistinli çocukların hakları ihlâl edilmiş sayılmıyor mu?
Guterres’in bu ayıbı bir an önce temizleyip, listeyi yeniden yayınlaması için hareket geçecek bir Allah’ın kulu yok mu?