Müteşabih bir hadisle karşılaştığımız zaman, ya da aklımıza sığışmayan sahih bir hadisle karşılaştığımız zaman hemen hadise itiraz edip reddetmek yerine, Bediüzzaman Hazretleri’nin ifadesiyle ’’ Ya bir tefsiri, ya bir tevili, ya bir tabiri vardır de, ilişme.’’ 1 deyip susmak, araştırıp doğru tevil ve tabirini buluncaya kadar beklemek gerekir.
Çünkü âyet-i kerimede Cenab-ı Hak, ’’O (peygamber) arzusuna göre konuşmaz. O’nun konuştuğu vahiydir.’’ 2 buyuruyor. Efendimiz (asm) yaşayan Kur’ân’dır. Sahih hadislere itiraz vahy-i zımniye itirazdır. Vahyi gönderene itirazdır. Yoksa farkına varmadan amellerimiz boşa gider.
Bu hususta en çarpıcı örnek dünyanın öküz balık üzerinde durmasıyla ilgili hadistir. Bediüzzaman Hazretleri bu hadisi ilmen, aklen ve dinen öyle bir tefsir ve tevil yapıyor ki hem ehli ilmin, hem ehli dinin, hem de ehli aklın itiraza mecali kalmıyor.
Dinî olarak öküz ve balığın meleklere iman bahsiyle alâkasını kuruyor. Malûmdur ki Mikail (as) tabiat ve olaylarına nezaret eden dört büyük melekten birisidir. O’nun emrinde pek çok melaike vardır. Onlardan ikisi de denize ve karaya nazır meleklerdir ki bunların adları Sevr ve Hud’tur. Böylece hadisin dine göre doğru olduğunu ortaya koyduktan sonra. İlmen meseleyi izah ediyor.
Hem eski, hem de yeni astronomi ilmine göre Dünya, her ay bir burcun üstüne geldiğinin tesbitini yapıyor. Sorulduğunda Sevr (Öküz) burcunda olduğunu, başka bir zaman sorulduğunda Hud (Balık) burcunun üstünde olduğunu belirterek ilmen de hadisin doğru olduğunu ortaya koyar.
Aklen ise bu devlet ne üstünde duruyor sorusuna verilmesi gereken cevapla hadisi izah eder. “Devlet kalem ve kılıç üzerinde duruyor” denilmesi nasıl aklen mantıken doğruysa, aynen bunun gibi sahilde yaşayan insanların geçim kaynağının balıkla, karada yaşayan insanların geçimlerinin ziraatla olduğunu beyan eder. Ziraatın ise genelde tarih boyunca öküzle yapıldığını ifade ederek Efendimizin (asm) bir teşbih yaptığını, hem de veciz bir şekilde bu gerçeği ifade ettiğini beyan eder.
O halde hemen hadisi inkâr edenler düşünsünler ki’’ peygamber böyle demiş, ama ben de böyle diyorum’’ diyerek itirazda ve inkârda ecele etmesinler. Yoksa amelleri boşa gider.
Dipnotlar:
1- 24. Söz 10 asıl. 2- Necm Sûresi ayet: 3-4.