Selânik’te Fransız gazetesine Bediüzzaman Hazretleri’nin vermiş olduğu röportajda muhabirin “Şeyh” Said demesi serrişte edilmektedir.
Bu konunun vuzuha kavuşturulması gerekir. Arapçadaki kelime, yaşlanmayla ilgili üç harfli bir kökten gelir: Şīn-yā’-khā’. Ünvan, özellikle Arap Yarımadası’ndaki Arap kabilelerinde lider, yaşlı veya asil anlamlarını taşır; burada şeyh, son yıllarda bedevî kabile liderlerinin geleneksel unvanı haline gelmiştir.
Şeyh (Arapça: şeyh, çoğulu: şuyūh), Arapçada herhangi bir alanda yüksek derecede bilgi ve tecrübesi bulunan kişiye ve herhangi bir insan topluluğuna başkanlık yapan kişilere verilen bir ünvandır.
Şeyh kelimesi Kur’ân’da Hûd 11/72; Yûsuf 12/78; el-Kasas 28/23; el-Mü’min 40/67 ve Kehf 8/17 surelerinde “doğru yolu gösteren rehber” manasındadır. Buna göre şeyh “tâliplere doğru yolu gösteren ve onları irşad eden kimse” demektir.
Hadis literatüründe “kendisinden hadis rivayet edilen hoca” manasında kullanılmaktadır.
Meşrutiyetin ilân edildiği zamanlarda Mısır’daki Camiü’l-Ezher (Ezher Üniversitesi) reislerinden meşhur Şeyh Bahid Efendi’nin Bediüzzaman’a Ayasofya Camii’nden çıkıp çayhaneye oturulduğunda sorduğu soruyu ve Üstad Bediüzzaman’ın cevabını Risale-i Nur okuyan herkes bilir. Şeyh Bahid Efendi’ye “şeyh” denilmesi Ezher Üniversitesinin yöneticisi olmasındandır. Bu günkü ifadesiyle rektör mânâsındadır.
Üstad Bediüzzaman Münazarat’ta “Şeyh-i Risale-i Nur” ifadesini kullanmıştır. Buradaki “Şeyh” hakikat yolunda öncü manasındadır.
“Cevap: Reşadetpenah Meşrutiyet ve şeyh-i Risale-i Nur sayesindedir. (Hâşiye: Madem Nurcular, Mamhûrân içine girmişler; öyleyse ‘şeyh-i Meşrutiyet’ yerine, Ahrar perdesi ve hamiyet-i İslâmiye ve milliye ve elbette İttihad-ı Muhammedî dairesinde olan ‘şeyh-i Risale-i Nur’ denilmeli.)” (ESDE, Münazarat, s. 202)
Buradaki “şeyh,” hakikat yolunda öncü, üstad, rehber, mürşid olan Risale-i Nur demektir.
Selânik’te Bediüzzaman Hazretlerine Fransız gazetesi muhabirinin “şeyh” demesi, tarikatlardaki şeyh ile alâkası yoktur.
Kullanılan kelimelerin ne zaman, hangi manalarda kullanıldığını bilmek lâzım. Malum bazı kelimelerde zaman içinde mana kayması olmaktadır. “Efendi” kelimesi, mektep medresede okumuş kişiler için kullanılırken günümüzde resmî dairelerdeki hizmetliler için kullanılmaktadır. Bunun gibi “şeyh” kelimesi de yukarıda farklı manalarını ifade etmeye çalıştığımız manalarından sadece tarikat mürşidlerine hasredilmiştir. Geniş mânâ daraltılmıştır. Bunlar dikkate alınırsa Şeyh Said ile Bediüzzaman Said Nursî karıştırılamaz. Karıştıranların büyük kısmı bilerek karıştırmaktadır. Bunlar peşin hükümlü kimselerdir. Bir kısmı da bilmediğini bilmeyen takımıdır.