Bu sene bahar mevsiminde tabiat bolluk, bereket ve kesretlehaşrin tecellileri, dirilişlerin tecessümleri, uyanışların tebessümleri Nevruz’la renklendi, süslendi, güzelleşti.
Her gün muttarid serpiştiren kırkikindi yağmurları, Rabbimin güzel isimlerinin cilveleri yeryüzü aynasında, varlıklarda perdelerle açılan hayat işaretleri, sanatlar, ziynetler, süsler, şekiller, nimetler, eserler, zenginlikler, hareketler, seslerle canlandı, şenlendi, neşelendi…
Bahar ihtişamla yerini yaz sayfasına devrederken dağlarda, kırlarda, sahralarda her şey kendine has dillerlehikmeti, inayeti, rahmeti şevkle zikredip sürurla söylediler.Üstad, Lemaât’ta tabiatı kalbi okşayan seslerle konuşturmuş: “Dinle, havadaki demdeme, kuşlardaki civcive, yağmurdaki zemzeme, denizdeki gamgama, ra’dlardaki rakraka, taşlardaki tıktıka birer mânidarnevaz.”
İkindi vakti tarihi Bedesten, Taşhan ve Bediüzzaman evinin bulunduğu üçgen kavşakta kırkikindi yağmurunun fasılasında tefekkürle adımlıyorum. Çarşıda sıralı dükkânlar ustaların kalp ritmiyle birleşen çekiş tıkırtıları, kulağa hoş gelen musikinin nağmeleri gibikâinattadevam eden ulvi sadaların ruhu okşayan teganni ve terennümleri şeklinde işitiliyordu. Emektar ustaların işledikleri klasik sanat nakışları, güzel motifler, alın teriyle nezih kazancın asırlarca devam eden bereketli eserleri, gelecek nesillere ışık tutan sanat işaretleriydi.
Kâinatta nizam ve intizamı gösteren renklerin senfonisi, seslerin armonisi, sanatların ahengi, simalardaki tenasüp, bedenlerdeki simetrik ölçüler gibi sonsuz ve muhteşem güzellikler Rabbimizin tevhit delilleri, rahmetinin işaretleri tefekkür deryasına alıp götürüyor. Saçaklarda inceden serpiştiren rahmet damlaları çıkardığı sesler, ustaların çekiş sesleriyle musikinin ritmini andırıyordu. Her bir damlanın çiçeklerde renkli, motifli, süslü, desenler, şekiller, nakışlarla Cemil isminin tebessüm eden cilvelerine vesile olduğu hakikat derslerinde izah ediliyor.
O menzilde küçük dükkânlar sanat galerisi gibi özenle yerleştirilip süslenmiş, vitrinler el sanatlarının inceliklerini ışıklarla teşhir edip tanıtıyor. Nur takı atölyesi renkli, süslü, işlenmiş değerli taşlar, madenler, maddeler, ziynet malzemeleri ile el ürünü takılarla dizayn edilmiş. Bir üst kat kütüphane olarak hizmet veriyor.
Alt kat, yeryüzü galerisinden toplanmış ziynet eşyalarının numuneleriyle tezyin edilmiş. Üst kat, ilim, irfan ve kültür merkezi gibi insanların manevi ihtiyaçları karşılayacak kitaplarla tertip, tanzim ve tefriş edilmiş. Tarihi Taşhan’a, Karahisar kalesine, Bedesten’e yakın mesafede Bediüzzaman evine nazır mekânda, Mesnevi-i Nuriye’de insanın mahiyeti ilgili kısa dersin huzurunu ve sürurunu tattık.
“Cenâb-ı Hak seni ademden vücuda ve vücudun pek çok eşkâl ve vaziyetlerinden en yükseği Müslim sıfatı ile insan suretine getirmiştir.” Hiçten var oluşa… Hayatın başından itibaren defterine kaydedilen nimetlerin zaman şeridine elmas gerdanlık gibi dizilmesi veya çeşitlerini saymaktan aciz kaldığımız bir fihriste… Şükrünü eda edemediğimiz nimetlerin telafisi, tedariki, çaresi, kazası anlatılıyordu…
Bütün varlık âlemini şenlendiren “Allahüekber” nidaları ulvi bir musikinin muhabbet damlaları, besteleri, nağmeleri, terennümleri, renkleri, sesleri bu âlemdehoş bir zaman bastına, bahtına anbean kaydediliyor.
Akşam üstü eve dönerken ikram edilen kahvenin lezzeti, elimdeki takının-tesbih değeri, kalbimde ritim tutan seslerin ahengi… en önemlisi aklımı, ruhumu ve hissiyatımı etkileyen hiçten bir zerre olarak yaratılış sırrı ve ikram ve insan edilen nimetlerin marifet dersinin süruru ve sevinciyle yürüyordum.