"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kalabalık içinde yalnız insanlar

Muzaffer KARAHİSAR
25 Ağustos 2020, Salı
Telefondaki ses, rahatsız etmemek adına kısa, kibar ve mahcup bir ifadeyle selâmladı.

Hâl hatır sormak üzere aradığını söyleyen yaşlı adam, bir terzi ustasıydı. Eskiden sağlığı yerindeyken haftada bir huzurevine gelir, yaşlılara ücretsiz hizmet ederdi. O geldiği zaman terzihane dolar taşardı. Söküğünü diktirmeye gelenler olduğu gibi, sohbet muhabbete gelenler de çok olurdu. Ustanın etrafında toplanan yaşlılardan çay ısmarlayanlar, iltifat edenler, meslekten konuşanlar, hatıra anlatanlarla terzihane dolar taşardı.

Eski mesleğini icra ederek hem yalnızlıktan uzaklaşır hem de insanların işini görmenin verdiği mutluluk ve huzur ile akşam evine dönerdi. Zaman geçtikçe o yaşlılar bir iki eksildiler! Yaşlı Muzaffer Usta da katarakt ameliyatından sonra terzilik işini yapamaz oldu. Haftada bir gün terapi odası gibi çalışan terzihane sessizliğe bürünmüştü. 

Berberhanenin de haftada iki gün gelen emektar Hasan Usta’sı vardı. Temiz, çalışkan ve alabildiğine konuşkan, pozitif, esprili ve neşeli bir mizacı vardı…Huzurevi sakinleri tıraş günü olunca erkenden berberhane önünde sıra kaparlar ve Hasan Ustanın berber koltuğuna bir an önce oturmayı iple çekerlerdi. Hasan Usta, her yaşlıyı itina ile saç, sakal tıraşı, bakımı yapmakla kalmaz, hepsinin ismini, memleket hikâyesini bilirdi. Ona göre şakalar katarak köyden, dağdan lâflar üretir, güldürür, düşündürür, konuşturur, sohbeti koyulaştırırdı. Berber koltuğundan inerken sanki bir terapistin seansından çıkmış gibi yüzü gülen yaşlılar, mutlu ve neşeli ayrılırlardı. Bu vasfından dolayı emekli Berber Hasan Usta, vefatına kadar haftada iki gün huzurevine yaşlıları tıraş etmeye devam etmişti.

Yaşlı terziyi de zaman eskitmiş, kabuğuna çekilmişti. Yıllarca iğne ile kuyu kazdığı sevdiği mesleği, onca emeği güzel hatıralarıyla birlikte mazide kalmıştı. Kuşak değişince yeni nesil, terzi dükkânlarına da uğramaz olmuştu. Usta olarak gittiğinde el üstünde tutulan, sevilen ve rağbet gören Muzaffer Usta, daha sonraki yıllarda huzurevi sakini olarak kurumda kalmayı denedi bir süre, yapamadı! Onun terziliğinden eser kalmadığı gibi sohbet ettiği yaşlılardan da etrafta kimseler kalmamıştı. Hayal ettiği iltifat dolu sıcak ve samimî ortamı bulamamıştı. Tekrar kendi evindeki yalnızlığa dönmüştü.

Uzun süren sokağa çıkma yasağı onu bunaltmış ve ruhen yıpratmış olduğu konuşmasından fark ediliyordu. Konuşmayı seven bir mizacı vardı. Her konuda söyleyebileceği bilgiler, lâflar olurdu. Konuşmayı, anlatmayı seven bir mizacı vardı. Yaptığı iş, konuşmasına mâni olmazdı. Hem konuşur hem de dizinin üstünde kumaşı evire çevire dikerdi.

Zaman zaman telefonlaşır sağlık durumunu, isteklerini, duygularını anlamaya çalışır, moral desteği adına selâmlaşırdık. Çok mutlu olurdu. İhtiyacı olduğunda rahatça söyleyebileceği ve ulaşabileceği güvendiği bir kimse olduğunu biliyordu. Zaman zaman gelen karşılıklı çalan telefonlar, ilginin, irtibatın ve gönül bağının devamının göstergeleri olarak hâlâ devam eder…

Son yıllarda şehir hayatında kalabalıklar içinde yalnızlık çeken insanlar var. Yaşlılık, demans, ekonomik, sosyal psikolojik sebeplerle bulunduğu çevrede toplum dışında gözden, gönülden uzak kalan yaşlı insanların, dramatik yaşantıları ve kendilerine has farklı dünyaları var.

Yalnız yaşamak durumunda kalmış insanların ıssız sükûnetle bunalmış ruhlarına, örselenmiş duygularına, yaralanmış hissiyatlarına şefkatle yardım elinin uzatılması gerekir. Hayatın ağır yükü omuzlarına çökmüş yorgun ve bitkin yaşlılarımıza yakınları, komşuları ve ilgili kurumlar elbirliği ile her zaman gerekli desteği sağlamalıdır.

Okunma Sayısı: 2165
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı