Kesif toprağın mis kokusunda, geleceğin bağrında. Umutlar sarılmış, muntazır. Bir bebeğin avuçlarında. Ya henüz dikilmiş bir fidanın can suyu. Yahut da doğmamış güne. Toprağa düşse toprağa, havaya değse havaya tebdil edecek sanki hazinesi. Fakat ruhundaki hüzn-ü elim! Susmaz, durmaz, dinmek bilmez. Vicdanın derinliklerinden iniler. Çağırır durmaksızın sâcid olmaya huzurda. Tüm ihtimallerin yetim gibi göründüğü suskunlukta. Demli bir çayın sıcaklığında, üşümeye inat. Buz kesen yüreğini sanki o bir bardak çayın buğusunda ararmışçasına sımsıkı kavramak. Bir kaç yudumda tükeneceğini bildiği halde. Sırf o anda tek derdi bu imiş gibi…
Yerle gök birleşmişçesine… Uçsuz bucaksız maviye bir bakışla tutunur, sanki tüm dertlilerin dertlerinden azade olunur. İnşirahı gözbebeklerinden yüreğine taşır, en sakil yükleri kaldırabilmeyi niyet etmiş gibi. Düşününce. Saatlerce, gecelerce, günlerce… Sayısız tahayyüller yığılıp sanki göğe değecek nihayetinde. Sayfalar ardı sıra açılır. Tek tek fasih bir dille konuşur bulutlar. Onlar anlattıkça kulaklar aşina olmadığı cümleler de işitmiş olur. Zira her birinden sonsuzluk duyulur.
Feryadını ihtiyatla teskine çabaladıkça, acizliğin ve fakirliğin kayıtlarından kurtulamayacak asla. Elim elemlerden kurtaracak ondan gayrısı yok iken. Öylece durup “hiç” olmak için sığınır. Emsalsiz bir hiç ki; ta en başına uzanan serüvenin. Ama artık çıldırasıya geçtir zamanlar. Çoktan varlığı giymiştir dağlar önünde… Deryalar indinde, uzaklarda, tenhalarda… Kimsenin anlatamayacağı, tanımlayamayacağı, bilemeyeceği… Kimse tarafından tanınamayacağın, bilinmeksizin sevilmeyeceğin ve dahi sevemeyeceğin.
Şekvaların dile döküldüğü, isyanların göğe ulaştığı. Hiçlikten çıkıp insanlığa giydirilebilecek günahların iz olmakla kalmayıp pas tuttuğu. Kan olduğu… Zulüm olduğu… Sırf bunlardan ibaret ise ibretler… Varlıktan zihnine kazınanlar… Durmaksızın yüküne hamal. İşte tam da bu gün o “hiç” olanın içinde hapsolduğun! Istırap duymadan sevebileceklerini beklettiğin. İçini dökmekten aciz misin yoksa? Zira buradaysan artık bir “hiç” değilsin!
“Dua eden adam anlar ki birisi var; onun hatırat-ı kalbini işitir, her şeye eli yetişir, her bir arzusunu yerine getirebilir, aczine merhamet eder, fakrına meded eder.” (Sözler, Yirmi Üçüncü Söz.)
(Bizim Aile dergisi, Aralık 2023 sayısından alınmıştır.)