Bütün mesele, hazır reçeteleri uygulama ve tatbik mevkiinde olan insanlara sunabilme ve ikna kabiliyetindedir.

Reçetenin sahibi, Osmanlının çöküş devrini, meşrûtiyet dönemini, Cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarını problemleri bizzat içinde yaşayarak ve gözlemleyerek, âdeta laboratuvar ortamında verilere dayalı tahlil ve analiz not ve raporları mahiyetindeki reçete ve çözüm öneri paketinin adı; "Bediüzzaman Modeli" diyebileceğimiz komprime ilâç kodeksi mesabesinde içtimaî referans kaynak eserlerdir.

Gel gör ki; kendisi problemin bir parçası olan "Resmî ideoloji" ve "Siyasal İslâm ideolojisi", bazen kavga eder gibi yaparak, bazen -başında ve 'dördüncü devresinde' olduğu gibi- beraber hareket ederek, meseleyi içinden çıkılmaz hale getirip, üstünde tepinerek hamaset ve menfi milliyet damarlarını kaşıyarak milleti oyalayıp problemleri katmerlendirip kronik hale getirmişlerdir.

Çözüm bellidir; sözün başında dediğimiz gibi, problemin bir parçası, hatta kaynağı olan odak ve unsurlar, problemde çözümün bir parçası olamazlar. Öncelikle, bu içtimaî reçeteler, azımsanmayacak bir akademik potansiyele de sahip Nur Talebelerinin, yapılabilecek en geniş projeksiyonlu ilmî şûrâ, sempozyum, panel gibi asrın ilcaatı metodları en etkin bir şekilde kullanarak, bu 'içtimaî problemlerde çözüm önerileri paketi' olan "Bediüzzaman Modeli" ilâç kodeksini, nifak cereyanlarının tahribatını bir an önce durdurmak için; net, şeffaf ve berrak bir şekilde kamuoyu ve icra mevkiinde olanların önüne koymalıdırlar.

Yoksa, bu tuluat oyunlarının seyrine devam eder dururuz. Kendi içinde gerçek mânâda iç barışını ve toplumsal dayanışmayı sağlayamamış bir idarî modelle; belli histerik dönemlerde içi boş sloganlarla atak hallerini tekrarlamaya devam ederiz. Basiret, feraset, akıl ve iz'an duâ ve temennisiyle...