"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cennet hazineleri mi dağıtılıyor?

Rifat OKYAY
28 Haziran 2020, Pazar
Rahmetin devam etmesi, havalarında biraz soğuk olmasına rağmen yaz mevsimine girdik.

Girdik girmesine de büyük bir tehlikenin de içerisine girdik. Tehlike nedir, nereden gelip nereye gidiyor derseniz hemen derdimizi, telâşemizi anlatalım.

Evet, bir salgın ve alışılmamış bir hastalığı Cenab-ı Hâk bizlere ve bütün dünya insanlarına vermiş. Hep beraber yaşıyoruz. Rabbimizin sürdürdüğü izzet ve ikramıyla, kuvvet ve kudretiyle devam ettirdiği bir hayatı bütün insanlık yaşıyor. Acaba Allah bizlerden nasıl bir farklı hayatı devam ettirmemizi istiyor?

İnsanlar da dahil bir korku, bir telâşe, bir velvele almış başını gidiyor. Sanki bu zamana kadar hastalık yok mu idi? Var; kanserden, seratenden hastalananlar; bütün dünyada çok çok daha fazla… Ve Allah’ın bizlere acıyarak sebepler tahtında emrettiği ölüm yeni mi? İnsanlığı buldu geldi!..

Hadi inancı zayıf olanlar bir derece mazurdur diyelim. Lâkin bu imanlı, inançlı mü’min ve Müslümanların aşırı, ifrat derecesindeki sorumsuz ve dine lâkaydane halini anlamak mümkün değil.

Korunmamız, kendimizi muhafaza etmemiz… Her türlü hastalık ve belâ gelmeden, sıkıntılar bizi bulmadan her türlü tedbiri almamızı zaten Allah emrediyor, Resulullah (asm) tavsiye ediyor, Sahabe-i Kîram Efendilerimiz hayatlarında yaşayarak göstermişler ve bizlere tecrübelerini aktarmışlar. Yüzlerce İslâm âlimi bu tarz hastalıkların varlığından Müslümanları haberdar etmişler, mahiyetlerini anlatmışlar, korunma ve kurtulma yollarını anlatıp yüzlerce kitap kaleme almışlar!.. Ve bu lâf uzayıp gider.

İşin aslı nedir? İşin aslı imtihan içerisinde imtihandır. Müslümanlar, mü’minler, ehl-i kitap ve insanlık acaba Allah’ı hakkıyla tanıyorlar mı? Tanıyıp da O’nun emir ve yasaklarının varlığından aynen bu hastalıklar kadar haberdarlar mı? Ve bu emir ve yasakları yerine getirebiliyorlar mı, getirmeye çalışıyorlar mı?

Demek ki murad-ı İlâhiye böyle… Herkes, her kesim insanlık kendini murakebe/kontrol etmelidir. Sadece eksikliklerini değil, artı amellerini yapabilmeyi düşünebilmelidir. Öyle ya şu garip insan her şeyin daima bir derece üstününü, biraz daha iyisini ve en güzelini istiyor ya! Hem de çok çok olmalarını diliyor ya!

Eh işte gaybdan, taraf-ı İlâhiden yüksek mevkiler, makamlar, bitmez, tükenmez Cennet hazinelerinin habercileri gelmiş Müslümanların, mü’minlerin ve insanların kapılarını hastalıkla çalıyor.

Gelin bu sese kulak verelim. Kur’ân, iman, İslâmiyet ve nuranî bilgiler, malûmatlar elde ederek, hem de çok çok elde ederek biz de meyusiyete, ümitsizliğe düşmeden… Allah yolunda, O’nun çağrısına, dâvetine kulak vererek hakikî bir olalım ve mertebelere, Cennet hazinelerine kavuşabilmek için bir gayret ve ubudiyette/kullukta bulunmaya çalışalım.

Okunma Sayısı: 1576
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı