26.Lem’anın 13. Rica’sında ve Feyzü’l-Kadir isimli hadis kitabında geçen bir hadiste, “En hayırlı genç odur ki, ihtiyar gibi ölümü düşünüp ahiretine çalışarak, gençlik hevasatına esir olmayıp gaflette boğulmayandır. Ve ihtiyarlarınızın en kötüsü odur ki, gaflette ve hevasatta gençlere benzemek ister, çocukcasına, hevasat-ı nefsaniyeye tabi olur.”
Gençlik hayat evrelerinin en güzelidir. Ama en kritik evresidir. Çünkü insan gençlik döneminde güç ve enerjinin zirvesindedir. Duygular taşkın, irade dizgine gelmez durumdadır. İşte bu gençliği dizgine getirmek, duyguları uysallaştırmak, ölçüyü bulmakla olacaktır. Bu ölçü bazen anne-baba, bazen öğretmen, bazen bir arkadaş, bazen bir eser, bazen bir program bilhassa da din akidelerini doğru algılamaktır. Eğer, dinin bilhassa İslâm’ın ilâhî kitabı Kur’ân-ı Kerîm’i ve onun asrımızdaki tefsirini saf zihinlere nakşedebilseydik...
Eğer, gençlik; Kur’ân’da hiçbir topluluğa, hiçbir canlıya, hiçbir medeniyete düşmanlığın olamayacağını bilseydi... Eğer, gençlik; İslâmiyet’in cahiliye dönemi insanlarını yanlıştan, bâtıl inançtan döndürdüğü, dinsiz akımların etkisinde kalarak, itikad ve ahlâkını kaybetmek üzere olanları düzeltenin, bunu da Kur’ân’ın sağladığını bilseydi, evet bilseydi... Acaba gençlik bugün keşmekeş içinde olur muydu? Bediüzzaman’ın Hutbe-i Şamiye’sinde dediği gibi, “İstikbalin kıt’alarında hakikî ve manevî hakim olacak, beşeri dünyevî ve uhrevî saadete sevk edecek yalnız İslâmiyettir.” İşte bu manalar ve dileklerin yurt sathına dalga dalga yayılıp bütün gençliğe doğru yolu gösteren fedakâr sistemlere ihtiyaç vardır. 26.06.2019 Çarşamba günü Konya’dan Karadeniz turuna çıkan, gençliğe hizmeti gaye edinen kardeşlerimiz, Samsun da akıl almaz bir kaza ile karşılaşmışlar. Allah’tan canlarına bir zarar gelmemiş. Kardeşlerimize buradan geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum. İşte bu gruptan olan Cafer Kayısıcı kardeşimiz ailesiyle Tokat’a teşrif ettiler. Kendileri Konya’da lise çağındaki öğrencilere yönelik hizmetlerini bir sunum olarak Tokat cemaatine anlattılar. Konya’daki külliyelerinde; din ilimleriyle fen ilimlerini lise gençliğine mezc ettiren ve hiçbir ücret talep etmeden bu hizmeti gerçekleştiren, bu eğitimi sağlayan Konyalı kardeşimizi hayranlıkla dinledik. Ve arzumuz bu hizmetlerin bütün yurt sathına yayılması ve duyurulması oldu. Bu yıl 20 öğrencinin yetiştirildiği ve bu öğrencilerin okudukları lisede takdir ve teşekkür aldıklarını. Aynı zamanda Risale-i Nur terbiyesi de alan bu gençler hayırlı evlâtlar olarak üniversiteye gideceklerini öğrendik. Ne mutlu bir hizmet. İnşallah bu güzel sistemleri istikbalde yayılır da evlâtlarımızı şerlilerin şer ellerine atmamış oluruz.
Netice olarak, parolaları: “Yardımcı sizlerde evlâtlarımızı bu sistemle üniversiteye hazırlayın, ya da bize gönderin biz hazırlayalım.” diyerek sunum bitirildi.
Öyleyse biz de diyoruz ki, şu helâket ve felâket asrında evlâtlarımızı ateşe atmadan, başkası zehirini akıtmadan bizler dimağlarına Nurları zerk edelim. İnşallah.