1920’de İngilizler İstanbul’u işgal ettiklerinde ilk icraatları silâh zoruyla halkı sindirmek, ikincisi ise gençliği uyuşturarak onlara karşı koymalarını önlemektir. Birincisinde muvaffak olamadılar, çünkü bu millet esareti kabullenemezdi. Ama ikincisinde, gemilerle getirdikleri içkileri gençlere bedava dağıtmışlardı. Sokakları saran sarsak sarhoşlar namus ve iffet erbabının rahatça dışarı çıkmasına engel olmuşlardı.

İşte böyle bir hengâmede hali ve yarını düşünen memleket evlâtları Hilal-i Ahdar’ı kurmuşlardı. Sonradan adı Yeşilay olan bu cemiyetin kurucuları arasında Bediüzzaman Said Nursî ile beraber Mazhar Osman, Dr. F. Kerim Gökay, Şeyhülislâm Haydarizade İbrahim Efendi, Eşref Edip, Ahmed Emin gibi ulema ve edipler vardı.

İşte bu cemiyet 5 Mart 1920’den beri çok güzel hizmetler yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Bugün çocuklarımız birçok zararlı alışkanlığın bombardımanı altındadır. Nesil, ana babanın ve okulun etkisi altından çıktı, çevrenin etkisi altına girdi. Her türlü zararlı alışkanlığın sel gibi aktığı zamanımızda evlâtlarımıza nasıl sahip çıkalım? Meselâ bonzai denilen bir zehirin 150 çeşidi var. Birini yasak ediyorsun hemen merdiven altında bir molekülünü değiştirip yeni bir zehir çıkarıyorlar. Herkesin başına bir polis dikilemeyeceğine göre, evlâtlarımızın kalplerine iman bekçisini dikmemiz gerekiyor.

Son yıllarda yapılan istatistikler maalesef korkutucu. Bir defadan bir şey olmazla başlayan zararlı alışkanlıklar itiyad halini alıyor. 

Sadece şu tesbit hal-i pür melalimizi göstermeye yeter: Önceki yıllarda yapılan bir araştırmada bir yılda yüz bine yakın uyuşturucu vak’ası, yüz elli bin civarında şüpheli yakalanıyor. Ele geçirilen Ecstays hapı oranında bir önceki yıla göre yüzde 46’lık bir artış oluyor. Yakalanan kokain miktarı yüzde 572 oranında artmış. Esrar yakalama ise son beş yılda yüzde 140 yükselmiştir.

Bunun yanında çok acı bir istatistik de ülkemizde namaz kılanlar yüzde 5.3, oruç tutanlar da yüzde 7.3, dindarım diyenlerde yüzde 7 azalma olmuş. İntihar etme oranı yüzde 36 artmıştır. Bugün en masum alışkanlık gözüyle baktığımız (cebimizde zehir fabrikası taşıdığımız) sigara da bile 4 bin çeşit zehir olduğuna göre, diğerlerini siz düşünün.

Burada rahmetli Halil Uslu Ağabeyimin bir tesbitini aktaracağım: “Türkiye’de 90 bini aşkın dernek, iki bin STK, 10 bin vakıf, 70 bin ilk, orta, lise ve dengi okul var. 800 bin öğretmen, 94 devlet ve 17 vakıf üniversitesinde 70 bin öğretim görevlisi yanında yazılı ve görsel basın var. Bunların tek gayeleri olmalı, o da gençlerimizi zararlı alışkanlıklardan korumak.”

Netice olarak, evlâtlarımız kollarına zehir zerkedip hayatını mahvetmeden önce kalplerine iman şırıngasıyla Nur zerkedersek bunların hiçbiri olmayacak inşaallah,  bir nesli kurtarmış olacağız. Öyleyse biz gençlerimize Risale-i Nur gibi bir tercih sunabilirsek, o genç yanlışı tercih etmeyecektir .