Kimlik fotokopisi çektireceğim, dedi. Ben fotokopiyi çekerken genç arkadaş kitap rafında yazılı, “Sanma ki dert sadece sende var, sende ki derdi nimet sayanlar da var.” şeklindeki Hz. Mevlânâ’nın sözünü seslice okudu. Ve “Keşke Mevlânâ asrımızda yaşasaydı da bizler de kendisinden bizzat istifade etseydik” deyince, “Size birşey soracağım, asrımızın Mevlânâsı ve şu gördüğün eserlerin yazarı, Bediüzzaman’ı tanıyor musun?” dedim. “Hayır, tanımıyorum” diye cevap verdi.  “O zaman sizinle tanışalım. Ben Emekli eğitimci Sabri, siz?” “İsmim Erkan”   Karşılıklı konuşmamız şöyle devam etti:

- Üniversitede hangi bölüm?

- İlahiyat son sınıf.

- İşte şimdi seninle daha iyi anlaşacağız, ben de ilahiyatçıyım.

- Erkan, Bediüzzaman Hazretleri diyor ki: “Mevlânâ bu asırda gelseydi, Risale-i Nurlar’ı yazardı. Ben onun asrında gelseydim Mesnevî’yi yazardım.” Gel, geleceğin ilahiyatçısı olarak bu eserleri oku. Çünkü bir ilahiyatçı toplum karşısına çıkıp da rahatça doğru İslâmiyeti anlatmak istiyorsa bu eserleri mutlaka okumalıdır. Yaşadığım hayat tecrübeleri beni bu sonuca vardırdı. Sana Küçük Sözleri hediye ediyorum. Böylece bu eserleri inşallah bu vesileyle okumaya başlarsın dedim.

- Hayır kabul edemem. Çünkü Üstadın istiğna düsturu var. Almam için ücretini ödemem gerekiyor, deyince.

- O düstur Üstada ait, hediyeleşmek sünnettir. Üstelik sen bana tecahül-ü arif sanatı yapıyorsun. Bu eserleri tanıdığın halde, tanımıyorum diyorsun.

- Ben sizi denemek istedim, bakalım Risalelere ne derece vâkıfsınız, demesin mi!

- Ben 50 yıldır bu camianın içindeyim. 30 yıl eğitimciliğim, 34 yıl fahri vaizliğim var. Öğrencilerime ve kürsülerde hep bu eserlerdeki konuları anlattım. Ve hiç itirazla karşılaşmadım Allah’a şükür. Ben sana ilahiyatçı olduğun için ısrarla bu eserlerden bahsettim.

- Ben Üstadın Şeyh Bahid Efendiye verdiği cevapla zaten asrın adamı olduğuna inanan biriyim, deyince gittim Erkan’a sarıldım. 

- Hocam madem öyle sembolik de olsa şu cüz’î miktarı alın, diyerek bir miktar ücret bıraktı. Tekrar görüşmek dileğiyle dostane ayrıldık.

Böylece bir hizmete vesile olmak huzuruyla günümüzü değerlendirmiş olduk.

Cenab-ı Hak bizleri daim hizmet içerisinde eylesin. Amin.