Sonra duygu davranış olur, mimik olur, bir masa etrafında hatırlı kahve olur, dostane çay olur ve öylece otururlar. Hatıra başlar hayata.

Gizlen(e)mez duygular. Görüşmeseniz bile o duygunun varlığı kendini hissettirir. Cebinizde paranın varlığı gibidir duygular, yokmuş gibi yapamazsınız. İyi ise de kötü ise de varlığı hissedilir duygunun. Kötü duygu, kötü koku gibidir. Yokmuş gibi yapamazsınız. Duyguların güzeli de öyledir. Güzelse, gül kokusu gibi yayılır etrafa. Kötü duygu da iyi duygu da günün içinde her şeyde, görünür haldedir. Onun için yaşanan mekânın galip duygusu şehrin, evin kokusu olur, tadı olur, yemeklerine siner, mimiklerde hissedilir.

Çatık kaşlı insanların sayısı mı arttı ne? Uçaklar, otobüsler, metrolar neden duygu olarak yakıcı fırına girer gibi geliyor insana? Başını kaldırıp şöyle insanca neden sıcak bir selâm verilmiyor? Böyle selâmlar neden baş üstüne olmuyor, ortalıkta kalıyor ve kendi selâmınıza içiniz sızlıyor, neden? Yoksa ben mi yanlış anlıyorum? Ama üşümüş kalplerin ürettiği sevgiler, yakınlıklar bir birliktelik oluşturamaz ki. Soyut duygular; somut kar, fırtına, dolu olarak dönüyor size. Kendinizi duygu olarak daha bir yalnız hissetmeye başlıyorsunuz.

Ya güzel duygular, onlar da birer meltem esintisi gibi serinletiyor insanı değil mi? Omuzuna dokunan şefkatli bir el gibi, saçlarınızı sevgi dolu bir el okşar gibi hissedersiniz her şeyi. Sevginin, nefretten çok daha güçlü bir duygu olduğunu keşfedersiniz sonunda.

Beton, yok edilen yeşillikler, kaybolan selâmlaşma üşütüyor insanı?

Ne mutlu ki, güzellik, iyilik, yeşillik için çırpınan insanlar da var. Bu, hayatı yaşanabilir kılıyor ve yüksek sevinç duyuyor insan. Bir güzel duygu, bin kötü duyguyu yok eder. Bir güzel duygu dünyayı etkisi altına alır ve mevsim değişir.

İçinizde iyi duygu hâkimse, bu sadece sizin değildir. O nazenin bir misafirdir, İlâhî bir hediyedir insanlığa seninle sunulan. Ağırlanınca hayat bulur, memnun ederseniz kalmaya devam eder sizinle. Gül kokusu gibi sizin bir parçanız oluverir. Siz, güzel duygu taşıyın. Güzelin varlığı, çirkinliği korkutur, güneş gibi. Dünyanın değişmesi için güzelin var olması yeter. Güzel, güçlüdür.