"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Şam” telakkimiz

Şemseddin ÇAKIR
27 Ekim 2023, Cuma
Bu başlığın sebebi, bir tecahül-i arif değil, yanlış bir anlayışı tashihtir. Şöyle ki: Fahr-i cihan Efendimiz (asm)nin sözleri de, Kur’ân-ı Kerim’in hakiki tefsiri olarak cevâmiu’l-kelîmdir. (Bir kelamla çok anlam ifade eder.)

Mesela: Efendimiz (asm) bir hadis-i şeriflerinde “Şam helak olduğu zaman ümmetim de hayır kalmamış olacak. Ancak ümmetimden bir taife zail olmayarak deccalı öldürünceye kadar devam edecektir” buyuruyor. Bu hadis-i şerif, farklı lafızlarla da, telaffuz edilmiştir. Sikke-i Tasdik-i Gaybî’de ise (s.49’larda) Üstat bunu, Risale-i Nur talebelerinin ne kadar devam edeceğini düşündüğü anda ilhami olarak ifadesi de manidardır. (Buhari, İ’tisam: 10; … gibi)

Bilhassa Deccal ve Mehdi meselesinde Şam’a çok atıflar yapılıyor. Bunlar sadece Suriye’nin başkentinden ibaret olamaz. Deccalin hem İstanbul hem de dünyayı dolaşması ile örtüşmüyor ve üstelik de, Suriye’nin baş kentinin asıl adı “Dımaşk” olup, Şam tabirini kullanan Türklerdir. Hem, bir vilayetin ümmetin kaderi ile bu derece eşdeğer olması insanı düşündürüyor. O halde Şam’dan anlaşılması gereken nedir? Doğrusu şöyle olsa gerektir:

Bir kere bu hadis, müteşabihattandır. Sembolleri iyi oturtmak gerektir ve tevili lazımdır. Onu da ancak ehli bilir. O halde Şam deyince bir vilayeti değil, en azından bir bölgeyi anlamak gerekir, o da Ortadoğu demektir. 

Mesela: Bir kimse, Hicaz’ı merkez kabul edip, (Mekke, Medine ve Taif) yönünü doğuya dönünce ön tarafı şark, arkası garp, solu şimal, yani kuzey anlamında “Şam” denilip, aynen sağına da, sağ anlamında yemin veya yemen denilmesi gibidir. Hatta Kabe-i Muazzama’da dua mekânı olarak “Rükn-ü Yemani” vardır. Böyle olunca Hicaz’a göre Ortadoğu’nun tamamı şimal veya Şam sayılır. Böylece deccal Şam’dan çıkacak tabiri de, daha net açıklık kazanıyor. 

Aynı zamanda Üstat buna da işaret ederek, hilafet merkezlerinin değişimine dikkat çekmiş ve haliyle bu Ortadoğu bölgesinin belli başlı üç tane hilafet merkezi vardır:

1. Emeviler zamanında “Dımaşk” veya “Şam”, 

2. Abbasiler zamanında Irak’ın Bağdat (o da bu manada Şam) ve Türkiye’nin İstanbul olduğu halde o bile Mekke’ye göre “Şam” yani kuzey addedilmektedir. Böylece hakikaten Şam, yani kuzey bölgesi helak olunca âlem-i İslamda hayır kalmaz. Zira üç büyük hilafet merkezi de buralardadır.  İmam-ı Azam gibi büyük bir imamın mezarı, nice gavs ve kutupların medfun olduğu mahallerdir. Hakikaten Deccal ve Mehdi mücadelelerinin de, cereyan ettiği en hareketli ve hararetli mahaller buralardır. O helak ise, Birinci Dünya Savaşı ve sonunda hilafetin, yine şimal bölgesinde kaldırılması olup, o taife de, savaşın peşinden şimalde zuhur eden Nur hareketidir.

Demek, bundan böyle hadis-i şerifteki Şam hesabının, Ortadoğu olarak yapılması gerekir.

Hem böylece, Deccalı öldürecek taifenin de Nur talebeleri olduğu netleşiyor. 

Şahıs bazında Mehdi ve Mesih, rakiplerini öldürerek görevlerini yaptıklarına göre, bu taife tabirinden de, Mehdinin şahs-ı manevisi anlaşılmaktadır.

Yani biz bu günkü Kudüs’ü, Gazze’yi de Şam diye anlamalıyız, doğrusu da odur. İşte tarihte peygamberlerini öldürecek hale gelel hasut Yahudiler, bugün de insanlığı katletmeye çalışıyorlar. Çünkü hadiste “Müslümanlarla Yahudiler arasında savaş olmadan kıyamet kopmaz” buyurulur. Her gelecek yakındır vesselam.

Okunma Sayısı: 2045
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    28.10.2023 06:56:32

    ..."Üçüncü cihet ve sebeb: Her iki Deccal, Yahudinin İslâm ve Hristiyan aleyhinde şiddetli bir intikam besleyen gizli komitesinin muavenetini ve kadın hürriyetlerinin perdesi altındaki dehşetli bir diğer komitenin yardımını, hattâ İslâm Deccalı masonların komitelerini aldatıp müzaheretlerini kazandıklarından dehşetli bir iktidar zannedilir."... Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı Şualar - 594

  • S.topuz

    27.10.2023 17:02:54

    ..." İkinci vechi şudur ki: Şahs-ı İsa Aleyhisselâm'ın kılıncı ile maktûl olan şahs-ı Deccal'ın teşkil ettiği dehşetli maddiyyunluk ve dinsizliğin azametli heykeli ve şahs-ı manevîsini öldürecek ve inkâr-ı uluhiyet olan fikr-i küfrîsini mahvedecek ancak İsevî ruhanîleridir ki; o ruhanîler, din-i İsevî'nin hakikatını hakikat-i İslâmiye ile mezcederek o kuvvetle onu dağıtacak, manen öldürecek. Hattâ "Hazret-i İsa Aleyhisselâm gelir. Hazret-i Mehdi'ye namazda iktida eder, tâbi' olur." diye rivayeti bu ittifaka ve hakikat-i Kur'aniyenin metbuiyetine ve hâkimiyetine işaret eder."... Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı Şualar - 587

  • Arda yıldız

    27.10.2023 08:26:02

    Hocam biz nur taleberi olarak savaş istemiyoruz, savaşa karşıyız. Yahudileri savaşla değil fikirle yeneceğimizi iddia ediyoruz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı