"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dünyayı kadınlar mı; yoksa erkekler mi idare edecek?

Şükrü BULUT
18 Ocak 2021, Pazartesi
Başlığımızı mantık dışı ve çatışmacı telâkki edenlerden özür dileyerek bir hakikatin üstünü açalım.

Dünya demokrasilerine ellerindeki kapital ile müdahale eden istibdatçıların medyası, düşüncelerini bütün dünya medyasının manşetlerine taşımaktan çekinmediklerinden, bil mecburiye bu başlığı alıyoruz, yazımıza. İnsanlığın ana çekirdeği aileye materyalizmin bir asırdan fazladır hücum ettiğini biliyorduk. Biliyoruz ki materyalistler, Kadın hakk-hürriyetlerini “feminizm” kimliğiyle sloganlaştırıp, maalesef bir asrı aşkındır dünyaya pazarlıyorlar. Marksizm felsefesiyle Hıristiyanlıkla savaşıp, inançsız bıraktıkları gençleri taraflarına çektiler. Ve 1960’lardaki “Cinsel Devrim” cinnetiyle gerçekleştirdikleri son vuruşlarıyla inanç ve ahlâktaki yarayı biraz daha derinleştirdiler. Karl Marks’ın başlattığı “sınıf çatışmasına” “Ebeveyn-Çocuklar” çatışmasını da katarak kadın ile erkeği karşı karşıya getirdiler. 

Bu aileyi tahrip projelerine 19. Yüzyılın son çeyreğinde hız vermiş olsalar da; çalışmanın etap etap uygulamaya konulduğunu bu günlerde daha netçe görebiliyoruz.

Neocon ve neoliberal sermayelere yakın vakıfların (Bu vakıfların dünya demokrasilerine de düşman olduğunu hiçbir zaman unutmayalım) finanse ettikleri vakıfları ve üniversiteleri bilseydiniz, bu konuyu anlamanız daha kolay olacaktı. Dünya politikasında, uluslar arası kurumların idarelerinde ve bilhassa finans dünyasında meşhur olmuş kadınların bu çevrelere yakın üniversitelerde veya bunların burslarıyla okuduklarını öğrendiğinizde, okuduklarımızın komp- lo teorisi olmadığını daha iyi anlayabiliyoruz. Ayraca, bu çerçevedeki şişirilmiş siyasetçiler, bankacılar, kurum idarecileri ve önemli teknok- ratlar arasındaki ilgi bağlarını yapbozun parçaları halinde bir araya getirdiğinizde; ister istemez gözleriniz fal taşı gibi büyüyor.

Semavî dinler kadın ile erkeği elmanın ayrılmaz iki parçası kabul eder. Yaratılış kanunları da bunu gösterir. Kur’ân başta olmak mukaddes kitaplar, “çift çift yaratılışın” temelinden bahs eder. Fakat Allah ile savaşmayı esas alan Marksist materyalistler, bütün yaratılış kanunlarıyla savaşarak “İlâhlıklarını ilân” edeceklerini zannediyorlar. Feminizmi burada bir perde, bir maske olarak kullandılar. Zira Marksist ve Freudist Wilhelm Reich, faşizm ile mücadeleye kadın ve aileden başlamıştı. Bütünleri parçacıklarına kadar ayırıp, “yeni düzenlerini” kuracaklardı. Sermayenin gölgesinde yürüttükleri demokrasi ve yaratılış kanunlarıyla mücadelede, feminizmi bir alet olarak kullanmaya devam edecekler. Belli bir sermayenin himayesinde, onların burs ve imkânlarıyla düzene yerleştirilen bu kadın ordusunun hangi cereyanlara çalıştıklarını tesbit etmek, çok zor olmasa gerek. Belli ülkelerin siyasetlerinde, uluslar arası kuruluşlarda, şişirilmiş milletler arası sivil toplumlarda ve hatta sanat âleminde son zamanlarda sahneye çıkarılan kadınların sicillerini araştırdığınızda, elli sene önce söz konusu karar merkezlerinde programın başlatıldığını anlıyorsunuz.

Zamanımızın Amerika Demok- ratları saflarında dünya arenasına çıkarılan kadınlar henüz çocuk iken imtihan ve mülâkatlarla seçilip dünyanın en kaliteli üniversitelerinde gözetim altında tahsile tabi tutulacaklardı. 

Okuyucularımız, meselenin Marksizm düşüncesiyle dünya devrimleri için yetiştirilen kadın olduğunu daima göz önünde tutmalılar. Yoksa bizi dokuz ay boyunca karnında taşıyan ve iki sene boyunca gece uykularını terk eden annelerimiz, aynı yastığa baş koyarak lokmasıyla birlikte kaderimizi paylaştığımız eşimiz, el üstünde tutarak ve yüzündeki sevinç-hüzün dalgalarını takip ettiğimiz kızımız; ablalarımız, teyzelerimiz, halalarımız ve ninelerimiz olarak kadının taşıdığı yüce değeri ve manayı anlayamayana elbette insan denilmez. Materyalizme esir olmuş feministlerin; tabiattan, fıtrattan, mantıktan ve sevgiden ne kadar uzaklaştıklarını şu kavga içinde anlamaları çok zor. Diversity hareketi ve bütün cinsellikleri, yaratılış kanunları rağmına birlemeye kalkışanların, feminizmi de kırıp parçalayıcı günler uzakta değil. Yaratılış ile savaş içindeki neoliberal-neocon cereyanların iktidar savaşlarında, feminizmin de diğer unsurlar gibi parçalanacağı kesindir.

Anlaşılıyor ki deccal de süfyandan aldatmayı öğrenmiş. Son zamanlarda gerek BM’de, gerek AB’de ve gerekse sair milletler arası siyasi toplantılarda kadınların bilhassa savunma bakanlıklarına, ordu idarelerine, finans kurumlarına ve mümkünse merkezi idarelere getirilmesi üzerinde ısrarla duran neoliberal sermayenin bir de iddiası var: Bu erkekler kadınlardan çok kuvvetli ve savaşçı… En iyisi bunları hem askeriyeden, hem finanstan, hem idareden uzaklaştıralım ki, savaşlar çıkmasın ve insanlar ölmesin… Gördünüz mü, şu güzel tezgâhı. Yalnız söz konusu karar noktalarına getirilecek kadınlardan istenilen şartları, yukarda bahsi geçen cereyanlar belki de çeyrek asır önce hazırladılar. Bakınız AB ülkelerine… En büyük devletlerin savunma bakanlarına, birliğin yetkili dominant kadınlarına, idarecilerine ve finans temsilcilerine… Amerika’da durum daha da dehşet veriyor. Dünyaya hükmeden ülkenin karar mercilerindekilerin çoğu kadınların Soros’un üzerinde titrediği kadınlar olduğunu sakın unutmayalım. Washington’daki Kapitol tezgâhının arkasındaki zenci vali hanımefendiden bahs ediyoruz… Buyurun Cenaze namazına…

Yukardaki başlığımız, verdiğimiz ara bilgiler ve bazı haberlerimiz yanlış anlaşılmaması istikametinde, bir hakikati tekrarlayarak yazımızı noktalayalım. Mülkiyette, verasette, hukukta esas alınan yaratılış kanunlarına göre insanın hukuku da, şerefi de ve haysiyeti de dokunulmazdır. Yaratıcı, bütün yaratılmışların kendisinden razı oldukları biçimde kurallarını koymuştur. Hayvanlar, bitkiler ve insan dışı mahlûkat bizim gibi bir imtihana tabi tutulmadıklarından, onların hayatları, statüleri ve yaşayışları Kevni kurallarla belirlenmiştir. İnsan ise diğer yaratılmışlardan üstün bir şekilde ve imtihana tabi tutularak bu dünyaya gönderildiğinden; Yaratıcının Peygamberler aracılığıyla gönderdiği kurallara tabidir. Onlara uymadığı zaman, felâketten felâkete yuvarlanıp durur. İnsanın yaratılışındaki asıl meselenin “Yaratıcıya inanmak veya inanmamak” olduğu ne kadar açık-seçik ise, dünya idaresinde de demokrasiye inanmak veya inanmamak o kadar açık bir hakikattir. Bu hakikati Bediüzzaman Divan-ı Harb-i Örfi eserinde “şeriat adına” ifade ediyor.

Okunma Sayısı: 2364
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Zeliha

    21.1.2021 20:44:39

    Düşmanın silahıyla silahlanin diye bir hadis var sanıyorum. Üstad hiç bir konu yokki ele almış olmasın. Kadının fıtratında ki kahramanlık zındık tarafından kesfedilmeden önce üstadım adımızı koymuş değil mi?

  • Eddai

    19.1.2021 12:18:06

    Cok muhterem bir zattan dinlemistim ve cok duygulandigim ve duyunca Cenabi Haktan korktugum ve haya ettigim bir tespiti bu yaziya münaip gördügüm icin paylasmak istiyorum. Kendisi söyle birs tespitte bulundu: "Kadin alem-i gayb ile alem-i sahadet arasinda bir koridordur:" Böylesi bir ulvi hizmeti Kadinin fitratina derc eden Cenab-i Hakkin hakkina tecavüz deyilmi? Böylesi desisane gayelere alet olan Kadin nasil intibaha gelebilir?

  • Eddai

    19.1.2021 12:05:29

    Kadinin hakiki Hakki ve Hürriyeti icin kaleme aldiginiz "Feminizim" hareketinin yazi dizinizde, hakikatini ve mahiyetini aydinlatici ve yönlendirici tespitler ve verdiginiz isaretler de takipe alinip lisans, yüksek lisans ve doktora calismalarina konu islenip Insanligin idrakine sunulmali.

  • Nura

    19.1.2021 11:17:38

    Olaylara en geniş perspektiften bakıyorsunuz. Bu bizim için bir kazanımdır. Allah razı olsun.

  • Ertuğrul

    18.1.2021 20:12:58

    Dinsizliğin özü çatışma olunca, feminizmin kaos üretmesi normal değil mi?

  • Murat

    18.1.2021 20:03:58

    Problem kadının veya erkeğin idaresi değil, mesele adaletli idare olmalı..

  • Demokrat Avrupa

    18.1.2021 19:27:39

    Fitne-i ahirzaman içinde yaşamak kolay değil. Artısı ve eksisi, primi ve riski de bulunulan zor şartlarına göre. Sabah akşam deccalin ve süfyanın fitnesinden korunma amaçlı dualarımız bundan olsa gerek...

  • İ. Seyda

    18.1.2021 14:17:48

    Dünya’da son yarım asırdır ailede ve kadının rollerinde yaşanan önemli dönüşümlerde, 1960 ve 1970’lerde yaşanan iki devriminin etkisi vardır. Bu iki devrim, cinsel ve feminist devrimlerdir. Feminist hareketlerin çeşitli ideolojilerle eklemlenmesinden dolayı çok sayıda feminist yaklaşım ortaya çıktı. Liberal feministler, sosyalist feministler, radikal feministler ve hatta İslami feministler gibi. Bütün “…izm”ler için işgücü içinde yer almaları, kadınların özgürleşmesinin anahtarıydı. Ne var ki, her şey birbirine karıştı. Oysa kadın, “kadın”dır, erkek de “erkek”tir. En güzelini Peygamberimiz söylemişti: “Kadınların haklarını yerine getirme hususunda Allah’tan korkunuz! Zîrâ siz onları Allah’ın bir emaneti olarak aldınız.”

  • Hüseyin

    18.1.2021 13:37:58

    Güçler ayrılığı ilkesine dayanan, yasalar ve kurallar açısından şeffaf , ahlak ve hukuk normlarına yaslanan demokrasi tarihte olduğu gibi bugün de düzenbozların ve ayrıcalıklı sınıfların menfi müdahalelerine maruz kalmıştır. Kapitali ve medyayı eline geçiren imtiyazlı sınıflar farklılıklar üzerinden kurguladıkları hayali düşmanlarla düzeni düzensizliğe kuralları kuralsızlığa ahlakı ahlaksızlığa kadını kadınsızlığa (feminizm) mahkum etmiştir. kadınların mutluluğu onuru ve hürriyeti ne feminizm de ne de kapitalizm ve medyanın malzemesi olmakta değil evinin ve ailesinin müdavimi olmaktan, eğitimden, haysiyetini, aile saadetini ve huzurunu gözetmekten geçer.

  • Sertaç Lüser

    18.1.2021 13:36:02

    Çok sevdiğim bir yazarımızın tespiti olarak ,ahirzamandaki olaylar 4 köşeli bir kare içinde gerçekleşiyor.Karenin sol üstü Süfyan,sol altı Deccal,Sağ Üstü Mehdi-i Azam Sağ altı Hz.İsa. Bu çerçevede,4 köşe içinde olan olay ve cereyanlara baktığımızda ,bizim hangi rengin hangi tarafa yakın olduğunu tespit etmemiz zor değil.Yeterki köşe sahiblerini karıştırmayalım.O zaman işimiz yaş.

  • Ahmet Rıza

    18.1.2021 13:07:20

    Zimamı dünya dinsizlerinin elindeki kadın hareketinin adı imiş, Feminizm. Materyalizm hareketini, Merkezlerini, şahsı manevilerini, temsilcilerini ve projelerini gençliğimiz tanıyabilse, inşallah karşı çalışmaya nurlarla başlayacaktır. Güzel bir gelişme olarak değerlendiriyorum.

  • Sezai MUMCU

    18.1.2021 12:25:53

    1 a)Sayin Bulut, makaleniz Covid 19 dan binlerce defa tehlikeli FITNE ve FESAD’in – zira Covid 19 bir ömrü bitirir, vu FITNE ve FESAD Komitasi aldananlarin ebedi ahiret hayatini bitiriyor. Bu ayni kavme ait KOMITANIN önemli tasiyicilarinin/faillerinin isimlerini yazmissiniz buna ELINDE KUR’AN I TUTUP INGILTERE (Büyük Briritanya) AVAM KAMARASINDA

  • Sezai MUMCU

    18.1.2021 12:25:33

    1 b)Biz ya bu KUR’ANI ortadan kaldirmaliyiz veya MÜSLÜMANLARI KUR’AN dan uzaklastirmaliyiz diyen Ingiliz Koloniler Bakani, Basbakani GLADSTONE’yi de mutlaka dahil etmeliyiz. Zira Ingiliz GLADSTONE’nin BU TALEBINI bir ceyrek asir sonra LOZAN’DA Türkiye’ye bunun nasil yapilacagini DIKTE ederek LOZAN akabinde bir ceyrek yüzyilda da TEK TEK yaptirmistir.

  • Sezai MUMCU

    18.1.2021 12:24:39

    2) Sirat-i Müstakim'den saptiran yollarin BASLARINDA FITNE ve FESAD KAVMININ AZILI VICDANSIZ FERDLERI oturup bazi isbatlanmasi mümkün olmayan teoriler ortaya atmislardir. Ayni FITNE ve FESAD Kavminin SERMAYEYI HARAM YOLLARA harcamakla görevli diger esfeli safilin güruhu o teorilerin hayata gecirilip uygulamada kalmalari icin ellerinden geleni yapiyorlar! HEDEFLERI NE? DIGERLERINE HAKKANIYETI, DOGRULUGUN YOLUNU BATIL GÖSTERMEK.

  • Sezai MUMCU

    18.1.2021 12:24:18

    3) Güya IBLIS ile Allah'a boyun egen Hz Adem AS ve Ademogullarinin secde edilmeye degmeyen alcak varlik oldugunu ispatlama davasinda ayni TARIKI takip ediyorlar. Kendi KAVIMLERI disindakileri kötü yola sevkederlerse kendileri onlardan üstün kavim olarak müddealarinda hakli cikarak hasa ALLAH'tan HAKK TALEB ETME MAKAMINA ULASACAKLAR.

  • Sezai MUMCU

    18.1.2021 12:24:00

    4) Tanri da onlarin talepleri dogrultusunda kiyameti kopartma zorunda kalacak ve kendi fitne ve fesatlarina ragmen kavimleri ebedî hayatin güzelliklerine mazhar yegane varisleri olacaklar. Kur’ani imha edemezlerse veya Müslümanlari Kur’andan uzaklastiramazlarsa bu emellerine ulasamayacaklarini biliyorlar. Demek iletisim ,irtibat yollarina oturup onlari FITNE ve FESADA sevketmek icin calisacaklar. Hem de SURET-I HAKTAN gözükerek.

  • Selim

    18.1.2021 12:10:51

    Deccalın işi fitne çıkarmak. Elmanın iki parçasını bile bir birine düşürecek dere ede çatıştrıcı bir fitne.Allah tüm insanlığı şerrinden korusun.

  • Mehhmet G.

    18.1.2021 11:41:09

    Bayanlara hak ve hürriyet vermek onların şefkat, merhamet ve şeffaf duygularını önemseyip onlara odaklı ilgi göstertmek değilmi. Frengi tarzda hak ve hürriyet ise güç, istediği gibi yaşama hakkı, evde erkeklik taslama hakkı (elbette evde bir hatunun sözü geçer; buradaki mevzu fıtrate aykırı şekilde domınantlık taslama) gibi yalnış yöne çekiliyor. Enteresan tarafi: Her iki yön ise, kadının zaafiyetinden ve nazikliğini esas aliyor. Birisi koruyor, birisi onu gönüllü olarak en dehsetli sipere gönderiyor. Asil mevzu bunu anlamak.

  • Zübeyir

    18.1.2021 10:37:12

    Allah razı olsun. Kaleminize sağlık.

  • Haydar

    18.1.2021 07:23:58

    Kalemin hep yansın, buz tutmuş kalplerimizi yaksın. Ne güzel belirtmişsiniz; İnsan, Yaratıcının Peygamberler aracılığıyla gönderdiği kurallara tabidir. Onlara uymadığı zaman, felâketten felâkete yuvarlanıp durur. Allah felakete düşenlerden eğlemesin.

  • H.Hilal

    18.1.2021 02:20:19

    O kadar güzel ifade etmişsiniz ki Allah razı olsun... Esasında insanlığın kodları, boşlukları, zaafiyetleri hepsi ilmek ilmek yazılmış Yüce Kitabımızda...be tabi ki çözüm ve kurtuluş yolları da... okuyabilsek hakkıyla, duyabilsek ruhumuzla... Rabbim bu dönemin imtihanlarından alnımızın akıyla çıkabilmeyi lutfetsin... imtihan zor, yükümüz ağır...

  • Sezai MUMCU

    18.1.2021 01:53:26

    Sirat-i Müstakim'den saptiran yollarin BASLARINDA FITNE ve FESAD KAVMININ AZILI VICDANSIZ FERDLERI oturup bazi isbatlanmasi mümkün olmayan teoriler ortaya atmislardir. Ayni FITNE ve FESAD Kavminin SERMAYEYI HARAM YOLLARA harcamakla görevli diger esfeli safilin güruhu o teorilerin hayata gecirilip uygulamada kalmalari icin ellerinden geleni yapiyorlar! HANGI HEDEFLE? HAKKANIYETI,DOGRULUGUN YOLUNU BATIL GÖSTERMEK ICIN. Güya IBLIS ile Allah'a boyun egen Hz Adem AS ve Ademogullarinin secde edilmeye degmeyen alcak varlik oldugunu ispatlama davasinda ayni TARIKI takip ediyorlar. Kendi KAVIMLERI disindakileri kötü yola sevkederlerse kendileri onlardan üstün kavim olarak müddealarinda hakli cikarak hasa ALLAH'tan HAKK TALEB ETME MAKAMINA ULASACAKLAR. Tanri da onlarin talepleri dogrultusunda kiyameti kopartma zorunda kalacak ve kendi fitne ve fesatlarina ragmen kavimleri ebedî hayatin güzelliklerine mazhar yegane varisleri olacaklar.

  • Bedreddin

    18.1.2021 00:39:14

    Maşallah karmaşık konuları çok kapsamlı bir şekilde,tüm yönleriyle ele almışsınız tebrikler.

  • İhsan

    18.1.2021 00:38:56

    Feminizmin marksist felsefenin bir yan ürünü olduğunu isbat eden yeni asyaya binler teşekkür.

  • Erdoğan Dinç

    18.1.2021 00:06:45

    Seçilen konular ve muhteva harika! Ancak biraz kısa yazılabilir

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı