"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yeni Asya Millet İttifakı’nı destekliyor

Şükrü BULUT
18 Şubat 2022, Cuma 00:06
Yazı başlığımıza bakıp, “malûmu i’lâm” diyerek omuz silkeleyeceklere eyvallah…

Bir önceki yazımızda; Bediüzzaman’ın demokrasi tanımlarını ve mücahedesini bilmeyenlerin, Yeni Asya Gazetesinde yayınlanan siyaset mülahazalarını anlamada zorluk çekeceklerini söylemiştik. Yani doğru demokrasilerin çerçevelerini ve paradigmalarını okumayanlara  “ aktüel siyasete” bakışımızı nasıl izah edeceğiz ki…

Geçmişte ( bilhassa yalnız başına ülkeyi yönettiği zamanlarda) millete yaptığı zulümler, baskılar, din ve vicdan hürriyetlerinin ihlâli, inkılapların hataları ve mukaddesata yapılan yanlışları işlemiş bir partinin de içerisinde bulunduğu “ Demokrasi İttifakını” dışardan desteklememizi, Halk Partisine rey vermek olarak propaganda edenler, Bediüzzaman’ın demokrasi uğruna kimlerle ittifak ettiğini elbette bilmiyorlar.

Günümüzde bazı milliyetçi/muhafazakâr çevrelerde; ismi tezyif manasını tedai ettiren İttihad-Terakki partisiyle hareket eden Said Nursi’yi tanımadıkları kadar, Osmanlı’ya Meşrutiyeti getiren bu partiyi de maalesef tanımıyorlar. Bazen mahalle baskısından olacak ki, Bediüzzaman’a gönül veren bir kısım Müslümanlar,  ‘Onun eserlerinde açıkça destek ve beraberliğini ifadesine rağmen,  zinhar İttihat Terakkiye yakıştırmıyorlar. Münazarat isimli eserinde; “Demek, hürriyete ve meşrutiyete hizmetleri sebkat eden veyahut kabul eyleyenleri Jön Türk tesmiye ediyorsunuz……  Onların ukde-i hayatiyelerini( hayat düğümlerini) teşkil eden, mason olmayan ekseri, İttihad ve Terakkidir. Ve sizin şu aşâiriniz (aşiretleriniz) kadar ulema ve meşâyih, Jön Türkler meyanında (arasında) mevcuttur. Vakıa onlarda birtakım edepsiz, çok sefih masonlar dahi bulunur; lâkin yüzde ondur. Yüzde doksanı sizin gibi mu’tekid müslimlerdir.”( Münazarat,s.51)diyorlar. Yani meşrutiyet veya demokrasiyi getiren parti… Yalnızca demokrasi maksadıyla bir araya gelmiş Millet ittifakının mahiyet ve hedefini anlayamayanların bir problemi; demokrasiyi şeriata göre düşünememeleri olmalı. Sevdikleri veya emniyet ettikleri yöneticiye taraftar olmayı demokrasi için yeterli zannediyorlar. Kamuoyunu, demokrasinin ön şartlarını, müesseselerini, usulünü ve en önemlisi yargı bağımsızlığını önemsemiyorlar gibi…

Bütün anlaşılamadan, parçanın doğru anlaşılamayacağını çoğu kez unutuyoruz. Hem demokrasinin bizzat kendisini, hem tarihimiz içindeki bütünlüğünü ve hem de aktüel dünya demokrasilerinin ulaştığı noktaları nazarda tutarak; Türkiye’nin demokrasi çıkmazını konuşmamız daha iyi olur. Hürriyet ve demokrasinin ilk gelişlerinde, halkların birlikteliği esastır. Demokrasi yolunda tüm dünya görüşleri ittifak ederler. Ve demokrasi geliştikçe, milletin fıtrat, coğrafya ve mesleki sınıflarına göre siyasi partiler kıvamlarını bulurlar. Demokrasi ile Osmanlı’nın ayağa kalkmasını istemeyen düşmanlarımızın çıkardıkları “ Osmanlı-Rus Harbi” ile başlayan demokrasi müdahalelerini de biliyoruz. Onlar biliyorlardı ki, milletlerin bağımsızlıkları demokrasiye bağlıdır. İşte Avrupa ülkeleri ve işte İsrail… Sonra sebatist-bolşevik karışımı tetikçilerin kullanıldıkları 31 Mart’ta 23 Temuz’a hücum edildi. Türk Milletinin üçüncü demokrasi teşebbüsünü tüm halkımız bilir.  14 Mayıs 1950… Bu mutlu inkılabın global Marksist devrimcilerce 27 Mayıs’ta uğradığı suikastı da biliyoruz. Ayrıca Türk Demokrasisine indirilmiş en zehirli hançerin 12 Eylül ihtilâli olduğunu geçen yazımızda belirtmiştik. Demokrasi tarihimizin çok önemli bu dört teşebbüsünü bilemeden, günümüzü anlamak kolay değil.

 Demokrasiler de hayat sahibidirler. Canlı, tıpkı çiçekler ve ağaçlar gibi. Bakım isterler, korunma isterler ve hizmet isterler. İlk akmaya başladıklarında elbette kirli ve bulanık akacaklar, bu hareketler. Zamanla durulur ve hayata kaynak olurlar. 12 Eylül ihtilâli öncesini yaşamış bizim neslimiz, günümüz kamuoyuna müdahale öncesi Türkiye’sini rakamlarla, tasvirlerle ve ana çizgilerle anlatabilseydi, bu meşum ihtilâlin bizi elli sene geriye götürdüğünü, hepimiz gözlerimizle görecektik.  

Neocon-Neoliberal ittifakının entrikalarıyla, hapsedilmiş kırk senelik labirentten milletçe kurtulmanın hesabını yaparken; kimileri bizi ölümle, bazıları cehennemle, bazıları istikbal endişesiyle ile korkutmaya çalışıyorlar. Millet İttifakının yoluna çıkan cümle âlemi kötü niyetli kabul edemeyiz. Fakat netice değişmiyor ki… Şu hakikati millet olarak ezberlememiz lazım… 12 Eylül’ün neticesinde millete dikte ettirilen ANAP ve AKP’yi cerrahi müdahale ile de demokrasiye yapıştırsanız, yöneticilerinin lisan-ı hal ve kal ile itiraf ettikleri, gibi mümkün değildir.

Yeni Asya’nın demokrasi yolundaki bu gayretini tenkit eden bazı dostlarımız, demokrasinin * öznesi olan siyasi partileri din ile, bazıları millet ile ve diğerleri de ideoloji ile özdeşleştiriyorlar. Bediüzzaman’ın; dinin, milliyetçiliğin ve diğer ideolojilerin siyasetteki istismarını, Onun talebelerine gönderdiği mektuplardan oluşan “ Emirdağ Lahikası” eserinden okuyabiliriz. Siyasi iktidarlarla menfaat ilişkisi içinde olanları, zaten demokrasinin dışında kabul ediyoruz. Zira Said Nursi, menfaat üzerine dönen siyaseti canavar olarak niteliyor. Eğer demokrasi, milletin barış içinde kendi kendisini yönetme iradesi ise, o zaman bizimle aynı partide veya ittifakta olmayanları şeytanlaştırmamız, insanlık ve İslâmiyet dışı bir yaklaşımdır.

Günümüz Türkiye’sinin demokrasi öncesi durumunu, 1946 sonrasına benzetebiliriz. Türkiye’nin bütün partilerini barındıran bir Halk Partisi vardı o günlerde... İsteksiz de olsa, dünyanın şartları onu demokrasiye sürüklüyordu. Günümüzde ise, dış müdahalelerle vaziyet değişmiş. Demokrasiyi engelleme vazifesi, 12 Eylülün devamı olan AKP’ ye verilmiş. Ve eski CHP ise demokrasi yolunda; düne kadar karşıt olduğu siyasi düşüncelere bünyesinde yer veriyor. Demokrasinin ancak “Milli Birlik ve Beraberlik ile” gerçekleşeceğini hissettiğinden, çatışma üslubundan uzak duruyor. İşte bu kavşakta, demokratların ve bilhassa dindarların zihnini karıştıran bir durum var. Geçmişteki CHP’ nin resimlerini günümüze dağıtarak istibdadını devam ettirmek isteyen AKP ve onun arkasındaki neocon-neoliberal ittifaka mı destek olacağız, yoksa zayıf ve imkânları kısıtlı da olsa Millet ittifakına mı?’

Şu hakikati de itiraf etmeliyiz. Ülkedeki mevcut olumsuzlukların hepsini AKP ye yüklemeye çalışanlar, yanlış yapmış olurlar. Kırk yıllık süreçte demokrasinin gereği olan duruşlardan mahrumca bu güne gelip, pir ü pak görüntüsü ile hücum edenler zulmetmemeli. AKP’ nin yirmi seneden beri birlikte çalıştıkları kadrolar da bu milletin çocuklarıdır. Onlardaki yüzde onluk hatakârların yüzünden tüm camiayı kötüleyenlerin, milli birlik ve beraberliğe zarar verdiğini ve bunun da MİLLET İTTİFAKININ ilkelerine ters düşeceği kanaatindeyiz.

Okunma Sayısı: 7526
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Sevet

    19.2.2022 20:37:59

    Cok doyurucu bir yazi olmus

  • Ö.Ergun

    19.2.2022 07:38:53

    Demokratik cumhuriyet korunması gereken bir mucevherdir, muslim- gayrimüslim, bütün etnik guruplar, hep birlikte korumamız lazım. CHP bir siyasi parti iktidara gelmek istiyor, kendi mahallesinden alabileceği oyları alıyor zaten. Dolayısıyla kendisi dışındakilerin oyuna muhtaç, bunlarda müslüman dolayisiyla seçim stratejisi İslami değerlerle çatışmadan onlardan oy istemektir, ne kadar samimidir bunu zaman gösterecek, siyasi partilerin demokratlıgi asıl olarak iktidardara geldiklerinde gösterecekleri reflekslerine göre değerlendirilir. Şu an için Chp demokrattir diyemem, diyemeyiz, ama akp demokrat değil rahatlıkla söyleyebilirim. Birde demokratlıgin kabuledilebilirligi sürekliliğine bağlıdır. Demokratlık her an ve her olayda test edilen not verilen bir durumdur. Şu anda cumhur ittifakı demokratik değerleri temsil etmiyor, millet ittifakida demokrasiyi inşa edeceğini söylüyor,.

  • Ahmet Necdet Hocaoğlu

    18.2.2022 23:12:36

    Kıymetli abim Allah senden razı olsun.Çok güzel izah etmişiniz.Yeni Çağ tamamını yayılamış.Sırran tenevveret diyorum.Neşriyatla hizmet zananı.

  • Fırat

    18.2.2022 21:25:24

    Avrupa demokrasilerinin, Kur’an medeniyetinin yansıması olduğunu bilemeyen demokrasi karşıtı dindarlarımızın vay haline.

  • Aykan

    18.2.2022 21:08:52

    Elinize, dilinize sağlık.Teşekkürler

  • Osman Yıldırım

    18.2.2022 18:07:30

    Irkçı Kemalist Bahçeli ve ulusalcı perinçek in rotasını çizdiği siyasalislamci iktidardan kurtulmak birnci öncelikli yapılması gereken harekettir. Bu rotası derinlerde çizilen sözde islamcı iktidardan kurtulmadıkça müspet bir icraat yapabilmek imkansızdır. Bu nedenle öncelikle bu iktidardan kurtulmalı sonra ülkenin ihtiyaç duyduğu gerçek bir rota ve yörünge çizilebilir. Demokratlar Bu ülke siyasetine hakim kılınmadıkca Bu ülkede kutuplaşma ve ayrıştırma ile siyaset cambazları toplumu oylamaya ve halkın tepesinden gitmeyeceklerdir. Ferasetli Nurcular üstadın ölçüleri müvacehesinde DEMOKRATLARA NOKTA YI İSTİNAT OLMAYA DÖNMEDİKÇE İSLER YOLUNA GİRMEYECEKTİR. Vesselam.

  • İ. SEYDA

    18.2.2022 18:01:33

    Keşke bütün partiler bir araya gelebilse.... Bu ittifakta hiç bir partinin kendini inkar etmesi gerekmiyor. Her parti kendi varlığını devam ettiriyor. Temel normlar üzerinden bir ittifak var: Hukukun üstünlüğü, parlamentonun etkinliği, yasama-yürütme-yargının birbirine kanun dışı muamele etmemesi, suçun şahsiliği... Bu gibi değerler üzerinden neden ittifak edilmesin? Hz. Peygamberin Medine Sözleşmesini hatırlayalım. Orada da temel değerler üzerinden bir ittifak vardı. Hem de Müslüman olmayanlarla....

  • Ahmet

    18.2.2022 16:41:55

    Bilimsel ve mukni bir siyasi yazı olmuş. Kaleminize sağlık.

  • F. Ayhan

    18.2.2022 15:50:36

    Hırsız(lar) dan, müstebidlerden, müsriflerden, zalimlerden, din istismarcıların dan kurtulmak için el birliği ile Ha gayret. Ha gayret, ha gayret.

  • Osman

    18.2.2022 13:26:20

    İstişare ve şura ile hareket eden Millet ittifakını destekliyoruz Yeter söz milletin diyoruz İstibdad nerden gelirse gelsin karşıyız Yaşasın demokrasi ve hürriyet

  • Ömer

    18.2.2022 12:26:03

    Demokratların bir sıkıntısı yok. Sıkıntı demokrat gibi düşünmeyenler, Asrın Âlimi Bediüzzaman Hazretlerinin üç devre;!!bütün olarak Risale-i Nurları okumayan!!! anlamakta zorlananlar.

  • Hüseyin

    18.2.2022 10:37:54

    Demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla muhkem olduğu, hukukun herkes için geçerli olduğu, gelir ve giderlerin şeffaf olarak görülebildiği ülkelerde sosyal/ siyasal ve ekonomik krizler görülmez...Kriz görülse bile orda bunlardan bir veya birkaçının eksik uygulandığı görülecektir.. Müslümanların yaşadıkları sosyal/ siyasal ve iktisadi problemlerin ana nedeni ; demokratik bilinçten yoksun olmalarından kaynaklanıyor.. Dünya müslümanlar için bir imtihan yeri ise imtihan hayatı  için en elverişli iklimi sağlayan demokrasidir...

  • Zeliha

    18.2.2022 10:11:09

    [18/2 09:56] Emine Benlicee: Tamam işte bu kapsamlı ve hakkaniyetli yazıların devamını diliyoruzki kardeşlerimizin gözündeki perde selametle ve suhuletle kaldırılsın güven tazelensin pirincin içindeki taşlar aydınlıkta ayiklansin. Yoksa karartilan, aldatilan yakın geçmişimizin anlaşılmadan bu yolda tercih doğru yapılamıyor. Rabbim ımanimizi cesaretimizi basiretimizi birlikte kullanıp öylece yol aldırsın. Amiiin. . Allah razi olsun şükrü abimden her gurup insanla paylasilabilir bir yazı.

  • Hasan

    18.2.2022 09:05:14

    Millet ittifakı demokrasinin önüne çekilen setleri kaldırdıkta sonra, elbette her parti kendi proğramıyla yoluna devam edecek.

  • Mustafa-kemal coban

    18.2.2022 07:17:26

    Gün karar günüdür.siyasal islam 20 sene tek başina iktidar olmuştur.yapmak istediklerini yapmiştir.seçmenin verdigi şansı hoyratça kullanmiştir.hiç bir bahanesi yoktur.bütün marifetini ve imkanlarini kullanmiştir.ve tükenmiştir,yorulmuştur.kuşatilmiştir.içten ele geçirilmiştir.yardima ihtiyaci vardir.onlara yardim iktidardan uzaklaştirmaktir.bu islama hizmettir.zira siyasal islamin yaptigi her yanliş ve hata islamin hanesine yazilmaktadir.gelecek nesiller bunu ağir ödeyeceklerdir.bir an önce iktidarin değişmesi lazim.bu günkünden kötü olmaz.

  • S.topuz

    18.2.2022 03:13:33

    Biz, Allah rızası ve MEMLEKETİN ve AMEM-İ İSLAMIN selameti ve de gerçek DEMOKRASİ nin yeşermesi için gayret sarf ediyoruz! Ne siyasetten, ne de SİYASİLER' den hiç bir maddi menfaat beklemiyoruz. Istemezük de. Gölge etmesinler lüften, başka ihsan is-te-meeez. Bunu anlamayacak ne var ki? Sen yeter ki ANLAMAK isteee! Allah c.c, bu ÜLKEMİZ için hayırlı YOLU ve çığırı açan ve genişletenlerden ebeden razı olsun ve Cesaretlerini artırsın inşaallah. Her türlü şerirlilerin engellerinden muhafaza etsin. Amiiin .

  • Demokrat Avrupa

    18.2.2022 03:12:40

    Doğru İslamiyet ve doğru demokrasi anlaşıldığında istibdadın desteklenme imkanı olmadığı anlaşılacaktır…Yalnız bilgi edinmeden, kitap okumadan uzak, sadece duyarak ve duymak istedikleri ile hüküm veren hipnoz halinde olan bir toplumdan ne beklenebilinir? Demokrasi ve hürriyet ince ve derin meseleler…İlgi, emek ve gayret istenilen hususlar…Hazıra konmak isteyenlerin insanlığın devamı için gerekli olan demokrasi ve hürriyetin değerini bilmediklerinden elde etmeleri pek mümkün gibi görünmüyor…Ekmeksiz yaşarım, ama hürriyetsiz yaşayamam diyen Üstadın peşinde gittiklerini zanneden AKNurcular AKP’yi destekleyerek istibdada sahip çıktıklarına ne demeli sorusu ise kendi başına bir olay…

  • Oğuz Yiğiter

    18.2.2022 01:11:34

    Tebrikler...

  • H.ibrahim Karahan

    18.2.2022 00:44:20

    Allah razı olsun

  • Muhammet

    18.2.2022 00:21:39

    Siyaseti bilinçli tahlil etmek ve yorumlamak, insana zevk veriyor ve germiyor. Allah razı olsun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı