Sami Nur: “Kefaret orucu tutuyorum. Aşı sıram da geldi. Akşam aşı olma imkânım da yok. Aşı olsam orucum bozulur mu?” - Fatih Yargı: “Aşı orucu bozar mı?”
Rahmeti Fark Etmeli
İğnenin ve aşının orucu bozup bozmadığı meselesi güzel ihtilâflardan biridir. Çünkü konu ile ilgili açık bir nass yoktur. Farklı cephelerden bakan mezhep imamları farklı yorumlar yapmışlar, bir grup böyle durumların bozduğunu, diğer grup bozmadığını söylemiştir.
Bazı konularda açık nassın olmayışı, -haşa- bir ihmalin veya unutkanlığın eseri değildir. Bilâkis vahiy Sahibinin mü’minin içtihadına verdiği değerin ve güvenin göstergesidir. Bunda hiç şüphesiz, rahmet vardır.
Ebû Salebe el-Huşenî Cürsüm b. Nâşir’in (ra) rivâyetiyle Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur: “Yüce Allah bir takım hususları farz kılmıştır; onları zâyi etmeyin! Bir takım hadler tayin etmiştir; onlarda haddi aşmayın! Bazı şeyleri haram kılmıştır; onlara riâyetsizlik etmeyin! Size rahmet ettiği için bazı şeylerde de sükût buyurmuştur; Yoksa unutmuş olduğundan değildir. Onları da fazla araştırmayın!” 1
Allah Resûlünün (asm), “Onları fazla araştırmayın.” Buyurduğu hususlar, içtihâda konu olan hususlardır. Bu konularda farklı içtihatların yapılmış olması mümkündür. İçtihatlardan birisi ile amel etmek yeterli olur.
İhtilâfta Rahmet Vardır
İmam-ı Azam’a göre, vücudun içine giren ve kaybolan her şey –hangi yol ile girmiş olursa olsun- orucu bozar. Buna göre, oruçlu bir kimsenin vücuduna saplanan ve içinde kaybolan bir demir parçası orucunu bozar. Kendisine iğne vurduran ve iğne ile vücuduna ilâç zerk edilen kişinin de orucu bozulmuş olur. Çünkü bu ilâç vücuda yayılmıştır ve vücut bundan istifade etmiştir.
İmam-ı Şâfiî’ye göre ise, normal deliklerin dışında herhangi bir şekilde vücuda alınan şeyler orucu bozmazlar. Deliklerden maksat ağız, burun, kulak, ön ve arkadır. Bu delikler yoluyla giren her şey orucu bozar. Bunların dışında başka şekillerle vücuda giren şeyler orucu bozmaz. Meselâ kas’tan iğne ile bir şey zerk edilse veya aşı yapılsa, bu orucu bozmaz.
İmam-ı Azam’ın talebelerinden İmam-ı Ebû Yusuf ile İmam-ı Muhammed de bu görüştedirler. Bu imamlara göre vücuda saplanan demir parçası, mermi veya iğne orucu bozmaz. İmam Nevevî’ye göre de, bir kimse baldırına bir bıçak sokar ve içine ilâç zerk ederse orucu bozulmaz.
Hangisiyle Amel Edelim?
Hangi içtihat ile amel edeceğimize gelince… Esasen Kur’ân hasta olanlara ve tedâvi sürecinde bulunanlara oruç tutmama ruhsatı tanımıştır. Ve bu ruhsatı peş peşe iki âyette tekraren hatırlatması dikkat çekicidir. Buyurmuştur ki:
“Sizin üzerinize sayılı günlerde oruç farz kılındı. İçinizden hasta veya yolcu olan, başka günlerde sayısınca tutar… Kim kendiliğinden bir hayır yaparsa bu da kendisi için hayırlıdır. Ama orucu tutmanız -bilirseniz- sizin için daha hayırlıdır.” 2
Hemen ardından gelen diğer âyet de aynı ruhsatı tekrarlıyor: “Kim hasta ya da yolculukta olursa, tutmadığı günler sayısınca diğer günlerde (tutsun). Allah sizin için kolaylık ister; zorluk istemez.” 3
Cenab-ı Hakk’ın tanıdığı kolaylıkta bizim için rahmet vardır.
Ramazan’da hasta kimseler oruç tutmuşlar ve gündüz iğne yaptırmak zorunda kalmışlarsa, yukarıdaki ikinci gurup fakihlere göre oruçları bozulmamıştır; sahihtir. Yine de ihtiyaten, gününe gün kaza etmeleri kendileri için daha iyi olur.
Ancak kefaret orucu tutanların yukarıda arz ettiğimiz ikinci içtihat ile amel etmeleri zarurî görünmektedir. Çünkü onlar oruca ara verdiklerinde kefarete yeniden başlamaları gerekir. Dolayısıyla kefarete ara vermeden, oruçlu iken aşı olabilirler. Zarurî bir tedavinin parçası olan aşı sebebiyle oruçlarını bırakmazlar, devam ederler.
Allah en iyisini bilir.
Dipnotlar:
1- R. Sâlihîn, 1832. 2- Bakara Sûresi, 183, 184. 3- Bakara Sûresi, 2/185.