"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cennette üzüntü nasıl telâfi edilir?

Süleyman KÖSMENE
24 Kasım 2018, Cumartesi
Ankara’dan Murat Bey: “Cenneti kazanmış olan bir kişinin, annesi, babası, eşi veya çocukları iman durumu veya amelleri dolayısıyla Cehennemlik olmuş ise, bu kişinin Cennetteki mutluluğuna gölge düşmez mi, onların vaziyetinden üzüntü duymaz mı? Bu üzüntü nasıl telâfi edilir?”

Cennette Üzüntü Yoktur

Cennette üzüntü olmayacağı müjdelenmiştir. Kur’ân, “Kim iman eder ve kendini ıslah ederse onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır.”1 buyuruyor. 

Dolayısıyla Cennet ehli kimseler Cennette hiçbir sebepten ötürü üzüntü duymayacaklardır.

İnsan medenî tabiatlıdır. Dünyada yalnız yaşamadığı gibi, ailesi ile bir yuvada, insanlarla bir arada komşuluklar kurarak yaşadığı gibi, Cennette de ailesi ve komşuları vardır. Dünyada beraber yaşadığı ailesi, akrabaları ve komşuları ile dilediği her an Cennette de birlikte olacak, en azından onların hallerinden haberdar olacak, saadetleriyle mesut olacaktır.

Cennet ehlinin ailesi ve sevdikleri eğer Cennette iseler mesele yoktur, zaten bu durumda üzüntü de yoktur. Peki ya Cehennemde iseler…

Bu durumda iki şık vardır: Bu kişiler ya kâfirdir, ya günahkârdır. Kâfir iseler mesele yoktur. Buradan çıkış da yoktur. Ve muhtemelen böylelerinin Cennette bulunan aileleri onlara karşı merhamet hissetmeyeceklerdir.

Peki, ya günahkârsalar…

Bu durumda iki şık vardır: Ya bağışlanmışlardır. Ya da ceza çekiyorlardır. Bağışlanmışlarsa mesele yoktur. Cennete gelirler. Ceza çeken günahkârlar için ise Peygamber Efendimiz’den (asm) bir müjde vardır. 

Şöyle ki: Mahşer Sonrası Süreç

Peygamber Efendimiz (asm) mahşer sonrası süreci şöyle anlatıyor: “Cehennem üzerine köprü kurulur ve şefaate izin verilir. İnsanlar dehşetinden: “Allahümme sellim, sellim!” (Allah’ım kurtar! Allah’ım kurtar!) diye duâ ederler.

Mü’minler kimi göz kırpacak kadar bir zamanda, kimi şimşek gibi, kimi rüzgâr gibi, kimi en iyi cins at ve deve gibi sür’atle geçerler. Kimi sapasağlam olduğu gibi kurtulur. Kimi tırmıklar içinde perişan olmuş olarak geçer. Kimi Cehennem ateşi içine düşer.”

Ateşten kurtulan mü’minler, ateşte yakınlarını gördükçe üzülürler. Ve yakarmaya başlarlar. Öyle bir yakarış ki, sizden hiçbir kimsenin Allah’a yalvarıp yakarması, kıyamet gününde mü’minlerin ateşte olan kardeşleri için Allah’a yakarmaları kadar şiddetli değildir.

Onlara: “-Tanıdığınız kimseleri ateşten dışarı çıkarınız!” denir.

Bunlar, kimi inciklerine, kimi dizlerine kadar ateşe gömülmüş olduğu halde pek çok halkı ateşten çıkarırlar. 

Sonra: “-Ey Rabb’imiz! Cehennem’de emrettiklerinden kimse kalmadı!” derler.

Hak Teâlâ: “-Geri dönün! Kalbinde bir dînar ağırlığında iman olan her kimi bulursanız çıkarınız!” buyurur.

Onlar yine pek çok halkı ateşten çıkarırlar. 

Sonra: “-Ey Rabb’imiz! Cehennem içinde, emrettiklerinden hiç kimseyi bırakmadık!” derler.

Hak Teâlâ tekrar: “-Dönünüz! Kalbinde yarım dînar ağırlığınca iman bulunan herkesi çıkarınız!” buyurur.

Onlar yine pek çok halkı ateşten çıkarırlar. 

Sonra tekrar: “-Ey Rabb’imiz! Bize emrettiklerinden hiç kimseyi bırakmadık.” derler.

Hak Teâlâ yine: “-Dönünüz! Kalbinde zerre miktarınca iman bulunan kimseyi ateşten çıkarınız!” buyurur.

Onlar yine pek çok halkı çıkarırlar. Sonra: “Ey Rabb’imiz! Cehennemde îmân ve hayır sahibi hiç kimseyi bırakmadık!” derler.

Her Günahkâra Şefaat ve Af Ulaşır

Bundan sonra Cenâb-ı Allah: “-Melekler, Peygamberler ve mü’minler izin verdiğim ölçüde şefaat ettiler. Şefaat etmedik bir Erhamü’r-Râhimîn sıfatıyla ben kaldım!” buyurur. Bundan sonra dünyada iken hiçbir hayır işlemeyip de Cehennemde kömüre dönmüş birçok kimseleri çıkarır. Ve Cennetin yolu üzerinde bulunan hayat nehrine onları daldırır. Bunlar birden gürbüzleşirler.

Hayat nehrinden inci gibi güzel olarak çıkarlar.

Sonra Hak Teâlâ onlara: “-Cennete giriniz! Gözünüzün görebildiği her ne varsa sizindir!” buyurur.

Onlar: “-Ey Rabb’imiz! Sen âlemlerden hiçbir kimseye vermediğini bize ihsan ettin!” derler.

Kendilerine: “-Size bundan efdal bir hediyem var!” buyurulur.

Onlar: “-Ey Rabb’imiz! Bundan efdal ne vardır ki?” derler.

Allah Teâlâ: “Benim rızam! Artık bundan sonra ebediyen size gazap etmem!” buyurur.2

Bu aşamadan sonra hiçbir ehl-i Cennetin, iman sahibi hiçbir sevdiği ve hiçbir aile ferdi Cehennem’de kalmaz.

Dipnotlar: 

1- En’am Sûresi: 48. , 2- Müslim, Îmân, 301.

Okunma Sayısı: 8849
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Kenan

    1.4.2019 19:01:24

    Peki kul hakkıyla cehenneme giren kişiyi nasıl çıkartacaklar? Adam cennette ama sevdiği kişi ise,başkasına yapmış olduğu haksızlıktan dolayı dolayı cehennemdedir.Nasıl çıkarılacak bu?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı