Salih Bey: “Size iyilik yapmaları hususunda çocuklarınıza yardımcı olunuz. İsteyen, çocuklarını itaatsizlikten kurtarabilir.”1 Hadisini nasıl anlayalım?”
Çocuk ve Cennet
Anne ve baba çocuklarına gerekli terbiyeyi vermek, edep, ahlâk ve terbiyeleri hususunda iyi eğitim almalarını sağlamak ve onları iyi ahlaklı yetiştirmekle mükelleftirler. Bu sorumluluk ve görev çocuk daha dünyaya gelmeden, çocuk ana rahmindeyken başlar, çocuk dünyaya geldikten sonra da çocukluktan kurtuluncaya kadar yoğun şekilde devam eder.
Çocuk terbiyesini Kur’ân, “Ey iman edenler, kendinizi ve aile halkınızı yakıtı taş ve insanlar olan ateşten koruyun.”2 Ayetiyle emreder. Ayette, çocuğun terbiye edilmesi anne ve babayı ateşten koruyan bir perde olarak ön plâna çıkıyor. Nitekim terbiye edilmeyen kız çocuklarının ortaya çıkardığı ahlâksız tablolardan utanan ve kız çocuk-larını diri diri gömmeyi kötü bir adet ve gelenek haline getiren bir toplumda bulunan Sevgili Peygamberimiz, kız çocuklarının terbiyesine önemle dikkat çekiyor ve şöyle buyuruyor:
“Büluğa erinceye kadar kim iki kız evladı yetiştirirse -parmaklarını birleştirerek- kıyamet günü o ve ben şöyle beraber oluruz.” Tirmizî’de: “O ve ben cennete şu iki şey gibi beraber gireriz” dedi ve iki parmağıyla işaret etti” şeklinde gelmiştir.3
Keza bir diğer rivayette Peygamber Efendimiz (asm): “Kimin iki kızı olur da bunları öldürmez, alçaltmaz, oğlan çocuk-larını bunlara tercih etmezse Allah onu cennete koyar.” buyurmuştur.4
Âdil Olun!
Aynı müjdeler erkek çocuklar hakkında da geçerlidir. Esas olan çocuk terbiyesidir ve çocuk terbiyesinde vahyin çizgisinde kız ve erkek ayırımı yoktur.
Nitekim kocasından dul kaldığı ve evlenebilecek durumda olduğu halde çocuklarını iyi yetiştirmek için evlenmekten sakınan ve nice zorluklar içinde çocuklarını büyüten yüzü kararmış bir kadın hakkında Peygamber Efendimiz (asm): “”Ben ve yüzü kararmış şu kadın kıyamet gününde –baş ve orta parmağını yan yana getirerek- şu iki şey gibi yan yanayız.” Buyurmuştur.
Peygamber efendimiz (asm) çocuklar arasında ayırım yapılmasını da yasak-lamıştır. Çünkü ayırım yapılarak eşit tutulmayan çocuk itaatsizliğe yönelecektir. Nu’man İbnu Beşîr anlatıyor: “Babam bana malından bir şeyler hibe etmişti. Annem Amra Bintu Ravâhâ: Bu hibeye Resûlullah (asm)’ı şahit kılmazsan kabul etmiyoruz” dedi. Bunun üzerine bana yaptığı hibeye şahit kılmak için babam beni de alarak Resûlullah (asm)’a gitti.
Hazret-i Peygamber (asm):
“Başka çocukların var mı?” diye sordu. Babam:
“Evet, var ya Resulallah” deyince de,
“Aynı şekilde bütün çocuklarına hibede bulundun mu?” buyurdu. Babam:
“Hayır” dedi. Bu defa Resulullah Efendimiz (asm):
“Allah’tan korkun, çocuklarınız hususunda âdil olun” buyurdu. Babam oradan ayrıldı ve hibeden vazgeçti.”
Binde Bir Hisse Anne Babanın
Yukarıdaki hadiste, çocukların iyilik yapmaları hususunda anne ve babanın onlara yardımcı olmaları emrediliyor. Demek ebeveynin vazifesi, Allah’ın yaratıp kendilerine emanet ettiği çocuklara iyi terbiye vermek ve onlara sahip çıkmaya çalışmaktır.
Bediüzzaman’ın ifadesiyle, çocukların binde dokuz yüz doksan dokuz hisse ile Hâlık-ı Rahîm’e âit olduğunu, ebeveynin hem çocuğun arkadaşı, hem de hizmetkârı olarak vazîfelendirildiğini ve vazifelerinin karşılığı olarak ücretlerinin de “eş, evlat ve âile sevgisi ve sevgi lezzeti” biçiminde peşin verildiğini5 dikkate aldığımızda, anne ve babanın çocuk terbiyesi konusundaki gör-evlerinin önemi daha iyi anlaşılacaktır.