ZARARA UĞRAMAK YOKTUR  

Bu virüs musîbeti bu gün itibariyle 154 ülkeye sıçradı. Dünya şokta! Tedbir almayan ülke kalmadı. Hatta tedbirler şahıslar veya hastalar bazında değil, bütün insanlar tehdidin hedefi kabul edilerek, devlet eliyle alınıyor. Birçok Müslüman ülkede ve ülkemizde tedbirler en son camilere ve Cuma namazlarına kadar dayandı.

Gerek ülkemizde Diyanet, gerekse Dünya Müslüman Âlimler Birliği yayınladıkları fetvalarla bu umumî musîbet süreci içerisinde camilerde cemaat ve Cuma namazlarının kılınmasının durdurulmasına hükmettiler. 1

Fetvada Kur’ân’ın, “kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın.” 2 Âyetine ve Peygamber Efendimiz’in (asm), “Ne zarar vermek, ne de zarara uğramak vardır” hadisine vurgu yapılıyor. Camiler ise açık kalacak. Heyet ezanın okunmasına, ancak namazların evde veya camide ferdî olarak kılınmasına karar verdi.

Bütün toplantılar ve organizasyonlar iptal edildi. Haliyle Yeni Asya camiası da plânladığı kalabalık katılımlı Üstadı Anma toplantılarını ve organizasyonları ertelemiş bulunuyor.

Bütün bu tedbirlerden kaderin hükmünü okuma hakkımız da elbette saklıdır.

TEDBİR ALINMALIDIR?   

Peki derslerimiz ne olacak?

Sakın ha, derslerimizi durdurmayı veya ertelemeyi veya derslere gelmemeyi aklımızın ucundan bile geçirmeyelim. Risale-i Nur dersleri –maazallah- durdurulmaz ve ertelenmez. Risale-i Nur derslerine gelmemek olmaz. Dersaneler kapatılmaz.

Aksi takdirde sadece bizim değil, dünyanın yediği tokadı katmerleştirmiş oluruz. Vebali günahı da –maazallah- bizim boynumuzda olur. Çünkü Risale-i Nur, Sefine-i Nuh gibi Anadolu’yu Cebel-i Cudi hükmüne getirip, küre-i arzın yangından, tufandan, taundan, zelzeleden, musîbetten kurtulmasına vesile olan Kur’ân’a dayalı bir halaskârdır. 3

Fakat tedbir alınır ve alınmalıdır.

Nitekim Hazret-i Üstad belki de bu günler için söylemiştir:

“Her bir adam eğer hanesinde dört-beş çoluk çocuğu bulunsa kendi hanesini bir küçük Medrese-i Nuriyeye çevirsin. Eğer yoksa, yalnız ise, çok alâkadar komşularından üç-dört zât birleşsin ve bu heyet bulundukları haneyi küçük bir Medrese-i Nuriye ittihaz etsin.” 4

“O dersler, ulûm-u îmâniyeden olduğu için bir insan yalnız kendi nefsine dinlettirse yeter. Bâhusus siz daimâ bir iki hakikî kardeşi de bulursunuz. Hem o dersi dinleyenler yalnız insanlar değil. Cenab-ı Hakk’ın zîşuur çok mahlûkatı vardır ki, hakâik-ı îmâniyenin istimâından çok zevk alırlar. Sizin o kısım arkadaşınız ve müstemileriniz çoktur.” 5

TEKLİFLER   

Her hizmet mahallinin, kendi meşveret heyetini âcilen toplayarak aşağıda emsalini verdiğimiz veya benzer tedbirleri müzakere etmesini teklif ediyoruz:

1- Ders halkaları daraltılıp her semte veya eve az katılımlı -azamî 10 kişilik- dersler konabilir.

2- Ev derslerine yönlendirmekle beraber, dersanedeki dersler haftada bire indirilebilir ve bu dersler için dışarıdan gelindiğinde ellerin yıkanmasına özen gösterilir. Bu derslerin yapıldığı alanların bolca ve sıkça havalandırılmasına; kapılar, kapı kolları, masalar ve elektrik düğmeleri gibi toplu kullanım yerlerinin düzenli olarak (özellikle ders günlerinde) dezenfektanlarla silinmesine özen gösterilir. Lavabolarda yeterli sabun, kâğıt havlu ve kolonya bulundurulur.

3- Ellerini yıkamış olmak kaydıyla tokalaşmada tıbben bir zarar yoktur. Ancak kucaklaşmaya ara verilebilir.

4- Kendini hasta hissedenler veya ailesinde hastalık bulunanlar derslerini evde yaparlar. Böylece bir manada itikâf, tövbe ve muhasebe gibi önemli hikmetler hatırlanır ve yaşanır.

Dünyanın başına sarılan bu virüs musîbetinin bir an önce vazifesini bitirip, insanlığın sulh ve barışını sağladıktan ve gerekli ibret dersini verdikten sonra fazla can ve mal kaybına yol açmadan, içinde bulunduğumuz Şuhur-u Selase ve önümüzdeki Leyle-i Mi’raç hürmetine dünyamızı terk etmesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyoruz.

Dipnotlar:

1- https://www.aa.com.tr/dünya. koronavirüs

2- Bakara Sûresi: 195.

3- Kastamonu Lâhikası, s. 131.

4- Emirdağ Lâhikası, s. 435.

5- Barla Lâhikası, s. 299.