"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hem Berzahta, hem Cennette görüşülecektir

Süleyman KÖSMENE
21 Eylül 2020, Pazartesi
Ali Kölemen: “Çocuk Taziyenamesinde “ileride hem berzahta, hem Cennette görüşülecektir.” deniyor. Berzahtaki görüşmenin hakikati nasıldır?”

Sevginin Devamlılığı

Enes bin Malik (ra) der ki: “Biz İslâm’a girdikten sonra Hazret-i Peygamber’in (asm), “Kişi sevdiğiyle beraberdir” müjdesinden duyduğumuz sevinçten daha büyük bir sevinç duymadık.” 1

Biz de şimdi diyelim ki: Sevinçten aklımızı başımızdan alan haberlerin başında, Üstad Hazretleri’nin verdiği, “ileride hem berzahta, hem Cennette görüşülecektir.” haberi gelir.

Sevdiklerimizi Allah için sevdiğimizde, Cenab-ı Hak berzahta da, Cennette de inşallah onları bize, bizi onlara ihsan edecektir. Peygamber Efendimiz (asm) buyurmuştur ki: “Ruhlar, öbek öbek toplanmış ordular gibidir. Birbiri ile tanışmış ve birbirlerini sevmiş salih ruhlar, orada ebedî olarak buluşurlar ve birbirlerini ebedî olarak severler.” 2

Bu yüksek ve göz yaşartıcı tecelliyi Kur’ân şu âyetiyle müjdeliyor: “Kim Allah’a ve Peygamberine (asm) itaat ederse, işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddîklarla, şehidlerle ve salihlerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştırlar.” 3

Bediüzzaman’ın sözü, bu âyet ve hadisin tefsiri mahiyetindedir:

“Madem dünya bir misafirhanedir; vefat eden çocuk nereye gitmişse, siz de, biz de oraya gideceğiz. Ve hem bu vefat ona mahsus değil, umumî bir caddedir. Hem madem müfarakat dahi ebedî değil, ileride hem berzahta, hem Cennette görüşülecektir.” 4

Dönüş O’nadır

Birbirini Allah için seven ve bu firkat dünyasından o vuslat diyarına giden anneler ve evlâtlar, ecdatlar ve torunlar, kardeşler ve ahbaplar, dostlar ve arkadaşlar o ayrılık gayrılık olmayan vahdet diyarında birdirler, beraberdirler, kavuşurlar, bilişirler, sevinirler ve inşallah saadetin zirvesinde buluşurlar. Ve artık ebedî olarak ayrılmazlar; inşallah bir daha firkat ve hicran yaşamazlar.

Nitekim Kur’ân’da birçok âyet, “Ve ileyhi turceûn” 5 “ve ileyke’l-masir” 6 “ileyhi râciun” 7 gibi dönüşün sadece Cenab-ı Allah’a olduğunu bildiren haberlerle biter. Bu muhteşem bir dönüş haberidir. Mevlânâ’nın şeb-i ârus (sevgiliye kavuşma gecesi) olarak ifade ettiği bu muhteşem dönüşü, Bediüzzaman o güzel cümlelerine şöyle dökmüş:

“Ey insan! Fenâya, ademe, hiçliğe, zulümata, nisyana, çürümeye, dağılmaya ve kesrette boğulmaya gittiğinizi tevehhüm edip düşünmeyiniz. Siz fenâya değil, bekaya gidiyorsunuz. Ademe değil, vücud-u daimîye sevk olunuyorsunuz. Zulümata değil, âlem-i nura giriyorsunuz. Sahip ve Mâlik-i Hakikînin tarafına gidiyorsunuz. Ve Sultan-ı Ezelînin payitahtına dönüyorsunuz. Kesrette boğulmaya değil, vahdet dairesinde teneffüs edeceksiniz. Firaka değil, visale müteveccihsiniz.” 8

Dönüşün Mahiyeti

Kulun Allah’a dönüşü olarak ifadesini bulan bu muhteşem yolculuk, aynı zamanda kulun Allah için olan bütün sevdiklerine kavuşmasını da ifade ediyor. Öyle ki, bu yolculuk gurbetten sılaya, hicrandan vatana, firkattan ana ocağına, hazan mevsiminden bahara, ayrılıktan vuslata, gayrılıktan bir ve beraber olmaya dönüştür.

Gurbet ve ayrılık yeri dünyadır. Sıla, vatan, ana ocağı, bahar, vuslat, vahdet ve bir ve beraber oluş yeri ise ahirettir. Ölüm hangi şekilde gelirse gelsin; mü’mine vuslat ve kavuşma getiriyor. Ahiretin bu vuslat özelliği berzah âleminde başlıyor.

Dolayısıyla birbirini Allah için sevenleri Cenab-ı Allah daha berzah âleminde kavuşturuyor. Hicranda bırakmıyor. Ayrılık sadece dünyaya mahsus ve dünyanın bir özelliği olarak kalıyor.

Ahiret kara toprak değildir. Toprak sadece insan bedeninin de menşei olan bir tül perdedir. Bu tül perdenin arkasında, vuslat gözüküyor, vahdet gözüküyor, berzahta o en muhteşem tecelli olan “kavuşma” gözüküyor. 

Dipnotlar:

1- Müslim, Birr, 50. 2- Müslim, Birr, 49. 3- Nisa Sûresi: 69. 4- Mektubat, s. 132. 5- Bakara Sûresi: 28, 245, 281. 6- Bakara Sûresi: 285. 7- Bakara Sûresi: 46. 8- Bediüzzaman, Mektubat, s. 223. 

Okunma Sayısı: 2759
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı