"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Muhtelif sorular

Süleyman KÖSMENE
03 Şubat 2011, Perşembe
Sertaç Bey: “Affetme yetkisine sahip miyiz? Affetmek Allah’a mahsus diyorlar. Bizler bunun yerine ‘Hakkımı helâl ettim’ mi demeliyiz?”

Affetmek Allah’ın hem sıfatı, hem de bizlere emri. Zaten İslâmiyet, Allah’ın isim ve sıfatlarından doğan güzel ahlâkı yaşamamızı ön görüyor. Dinimizin her emri ve her yasağı Allah’ın bir veya birden fazla ismine dayanıyor.
Allah Afüv’dür. Affeder, affetmeyi sever ve kullarına affetmeyi emreder. Yani “af” gibi bir güzel ahlâkı kullarında da görmek ister. Nitekim Kur’ân, bir âyetinde, “Affetsin. Aldırış etmesin. Allah’ın sizi bağışlamasını istemez misiniz?”1; bir diğer âyetinde de, “Onlar (Allah’tan hakkıyla korkanlar), bollukta ve darlıkta Allah için harcarlar, öfkelerini yutarlar, insanları affederler. Allah iyilik edenleri sever”2 buyurarak affı önemli bir ahlâkî kural olarak ve takvanın önemli bir ayağı olarak emrediyor.
İster “Affettim” diyelim, ister “Hakkımı helâl ettim” diyelim; bu aftır. Yani bu ifâde, bizim, o kişi ve o mesele ile ilgili olarak mahşere dönük hakkımızdan vazgeçtiğimizi, artık o meseleden dolayı o kişinin yakasına yapışmayacağımızı bildirir. Bizim affımızdan sonra dilerse Cenâb-ı Allah da o kişiyi affeder. Fakat bizimle ilgili bir haktan dolayı, biz onu affetmeden Cenâb-ı Hak affetmiyor. Nihâyet, bizim hakkımızı mahşerde ondan alıp bize teslim ediyor.
***
Almanya’dan okuyucumuz: “Allah (cc) Kur’ân-ı Kerim'i kıyamete kadar korumayı vaad ediyor; oysa Tevrat ve İncil gibi kitaplarını korumamış. Bunun hikmeti ne olabilir?”

Allah (cc) her peygambere vahiy gönderirken, söz konusu peygamberin kavminin anlayacağı bir dil ve üslûp seçmiş ve gerektiğinde mu'scizeyi de o çağın anlayacağı bir san'at cinsinden vermiştir. İnsanlarla sağlıklı iletişim kurmak için bu bir gerekliliktir. İnsanlara anlayacakları dilden hitap etmek Allah’ın hem peygamberlerine önerdiği, hem de bizzat Kendisinin kitaplarında ve emirlerinde uyguladığı bir niteliktir. Sağlıklı iletişimin bir gereği olarak, Hazret-i Sâlih Aleyhisselâm, kavminin isteği üzerine kayanın gövdesinden deve çıkarmış; Hazret-i Mûsâ Aleyhisselâm, sihrin revaçta olduğu Mısır’da sihir cinsinden mu’cizeler göstermiş; Hazret-i Îsâ Aleyhisselâm tıbbın revaçta olduğu kendi döneminde tıp cinsinden mu’cizeler göstermiştir. Kur’ân-ı Kerîm’in nâzil olduğu dönemde ise birer söz söyleme san'atı olarak belâgat, fesâhat ve i’câz revaçta idi. Peygamber Efendimiz’in (asm) mu'cizeleri de genellikle söz cinsinden geldi.3 Söz mu’cize olunca bozulma riski yok denecek derecede azalıyor.
Peygamberler genelde kendilerinden önceki peygamberin getirdiği kitabın ve dinin bozulan ve saptırılan kısımlarını ıslâh etmişler ve insanlara tebliğ etmişlerdir. Tevrat Hazret-i İsâ’ya (as) gelinceye kadar bir çok Peygamberce okunmuş, vahye dayalı olarak tashih edilmiş ve tebliğ edilmiştir. İncil—Tevrat’la birlikte—Hazret-i Muhammed (asm) tarafından Kur’ân ile tasdik edilmiştir. Nitekim Tevrat’ın ve İncilin bozulmamış nüshalarına-–vahiydeki aslına—iman etmek biz Müslümanlar için bir iman kuralıdır.
Kur’ân’a gelince; Kur’ân, Son Peygamber Hazret-i Muhammed’in (asm) kitabıdır. Bozulması durumunda Kur’ân’ı tashih ve ıslâh edecek yeni bir Peygamber söz konusu değildir. Öyleyse Kur’ân’ı tehlikelerden koruyacak şekilde tedbir almak gerekiyordu. İşte bu İlâhî tedbirlerden birisi onun i’câzı ve belâgâtıdır. Kur’ân’ın i’câzı ve belâgâtı onun zırhı olmuştur. Bu zamanda Kur’ân’ın i’cazını beyan etmeye ise Risâle-i Nur görevlidir.4

DUÂ
Ey Alîm-i Muîn! Kur’ân’ı okumayı lütfeyle! Kur’ân’ı anlamayı lütfeyle! Kur’ân’ı yaşamayı lütfeyle! Kur’ân’a hizmet etmeyi lütfeyle! Kur’ân’ın şefaatini lütfeyle! Kur’ân’a ittiba edenlerin kusurlarını bağışla! Kur’ân’a hizmet edenlerin ellerinden tut, işlerine vekil ol! Kur’ân’ı yeryüzünde hâkim eyle! Âmin! 

Dipnotlar:
1- Nur Sûresi: 22.
2- Âl-i İmran Sûresi: 134.
3- Bedîüzzaman, Sözler, s. 332.
4- Barla Lâhikası, s. 11.

Okunma Sayısı: 1165
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ahmet said erdogan

    3.02.2011 00:00:00

    selamun aleyküm abi bıyıkla alakalı bir yazı istedik...çıkmadı şimdi yine msj atmaya çalışıyorum,şimdide sisteme giremiyorum....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı