"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Molla Said ve Said Molla - 1

Abdülbakî ÇİMİÇ
16 Kasım 2015, Pazartesi
Molla Said ile Said Molla ayrı iki şahsiyettir.

Ancak bilinçli olarak bu iki şahıs aynı şahıs olarak takdim edilmekte ve zaman zaman da çok çirkin iftiralar eşliğinde Bediüzzaman Hazretlerine saldırılmaktadır. Öyleyse bu iki şahsiyetin hakikî mahiyetini ve özelliklerini ortaya çıkarmak gerekiyor. Böylece Molla Said ile Said Molla’nın ayrı şahsiyetler olduğu da anlaşılmış olacaktır. Said Molla özellikle gizlenerek isim benzerliğinden istifade etmeye çalışan muhariplerin, onun İngiliz ajanlığı, muhbirliği ve ihanetini Molla Said isminden yararlanarak Bediüzzaman Hazretlerine izâfe etmeye çalıştıklarını görüyoruz. Bu çirkin tuzağı deşifre etmek gerekiyor. Bizler de yaptığımız araştırmalarla bu iki şahsiyetin mahiyetini, kim olduklarını ve özelliklerini ortaya çıkarmaya çalıştık.

Molla Said Kimdir? Molla Said Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin genç yaşlarında kullandığı bir unvandır. Özellikle doğuda ilim erkânı arasında kullanılan bu unvan, halkta da iştihar etmiş ve Molla Said lâkabı böylece Bediüzzaman Hazretlerinin gençlik dönemine damgasını vurmuştur. 

Bediüzzaman Hazretlerinin Tarihçe-i Hayatı’nın İlk Hayatı bölümünde “Molla Said” unvanının geçtiği yerler şunlardır:

* Molla Said tâ küçük yaşlarında izzetli bir hayat yaşıyordu. Kimsenin minneti altına girmiyordu.“Molla Said’de küçük yaşta görülen bu izzet, nefse muhabbetten gelmiyordu. Kader-i İlâhî, istikbalde i’lâ-i kelimetullah vazifesini inayetiyle vereceği bir abdine, o vazifeyi bihakkın ifası için lâzım olacak hasletlerden biri olan izzet-i ilmiyeyi vermişti. Molla Said, henüz o zaman bunun mahiyet ve hikmetini belki bilemiyordu, fakat zaman gösterdi ki, şimdi muhteşem bir ağaç mahiyetini alan Risale-i Nur’un muazzam ve geniş hizmetinin levazımatından olan izzet-i ilmiyeyi Cenâb-ı Hak Molla Said’in ruhunda, tâ o zaman küçük bir çekirdek olarak dercetmişti.”1

* O zamanlar Şarkî Anadolu’da pek çok âlim ve hoca vardı. Maişetlerini zekât ve yardımlarla karşılıyorlardı. İcazet almış olan bu hocalar medreselerde hasbetenlillâh vazife yapar ve meccanen ders verir; talebelerin iaşe ve levazımatını da halk deruhte ederdi.” Bunların içinde yalnız Molla Said, hiçbir suretle zekât almıyordu. Zekât ve başkasının eser-i minneti olan bir parayı kat’iyen kabul etmiyordu. (Haşiye)2”3

* Bir gün, bu meşhur müderris (Molla Mehmed Emin Efendi) camide ders okutmakta iken, Molla Said itiraz ederek, “Efendim, öyle değil” hitabında bulunur.4

* Bilindiği üzere Molla Said küçük yaşlarda ilim meclislerine girer ve bir süre de Erzurum vilâyetine tâbi Beyazıt’a gider. Hakikî tahsilini de burada Şeyh Mehmed Celâlî Hazretleri’nin yanında yapar. “Bu zamana kadar hep “sarf” ve “nahiv” mebadileriyle meşgul olmuştu ve “izhar”a kadar okumuştu. Bayezit’te Şeyh Mehmed Celâlî Hazretlerinin nezdinde yaptığı bu hakikî ve ciddî tahsili üç ay kadar devam etmiştir. Fakat pek gariptir. Zira Şarkî Anadolu usul-i tedrisiyle, Molla Cami’den, nihayete kadar ikmal-i nüsah etti. Buna da, her kitaptan bir veya iki ders, nihayet on ders tederrüs etmekle muvaffak oldu ve mütebakisini terk eyledi. Hocası Şeyh Mehmed Celâlî Hazretleri ne için böyle yaptığını sual edince, Molla Said cevaben, ‘Bu kadar kitabı okuyup anlamaya muktedir değilim. Ancak, bu kitaplar bir mücevherat kutusudur; anahtarı sizdedir. Yalnız sizden şu kutuların içinde ne bulunduğunu göstermenizin istirhamındayım. Yani, bu kitapların neden bahsettiklerini anlayayım da, bilâhare tab’ı-ma muvafık olanlara çalışırım,’ demiştir.”5

Bediüzzaman Hazretleri Eski Said devresinde Molla Said olarak iştihar etmiş ve Tarihçe-i Hayat eserinde özellikle ilk hayat devresinde Molla Said olarak yâd edilmiştir. Bu dönemde Molla Said’in göstermiş olduğu kahramanlıklar ve yaşadığı önemli hadiselere yer verilmiştir. 

Bunlar: Molla Abdullah ile yaşadığı olaylar ve okuduğu kitaplardan imtihan edilişi.6 Hocası Molla Fetullah’ın kendisini imtihan edişi.7 Şeyh Emin Efendinin, mütenevvi ilimlerden ve en müşkül meselelerden on altı sual tertip ederek sorması. Molla Said, suallerin umumuna cevap vermesi.8 Cizre âlimleriyle münâzarası ve Mustafa Paşa ile yaşadığı hadiseler.9 

Molla Said’in diğer müşahhas özelliklerini ve yaşadığı çarpıcı hadiseleri okumak için Tarihçe-i Hayat’tan İlk Hayatı bölümünün okunması yeterli olacaktır.

Ayrıca Molla Said’i en kısa ve öz şekilde Emirdağ Lâhikası mektuplarında Yeşil Oğlu Mehmed Salih şöyle anlatmaktadır: “El’an Afyon’un Emirdağı kazasında ikamete memur olan Molla Said, doğumundan itibaren Türk kardeşleri arasında yaşamış, Türk seciyesiyle perverde olmuş, Umumî Harbde Kafkas’ın karlı dağlarında kahraman askerlerimiz arasında gönüllü alay kumandanı olarak mücahede ve irşad için dolaşıp büyük bir harb madalyası almış, Sarıkamış taarruzunda, Bitlis’in sukutunda yaralı olduğu hâlde esir olup senelerce Rus garnizonlarında çile çekmiş, firar edip İstanbul’a gelerek ilmî kudretine binaen Dârülhikmeti’l-İslâmiye azalığında bulunmuş, Kuva-i Milliye ihdasında halkı mücahedeye teşvik etmiş, Büyük Millet Meclisi’nin ilk senesinde Ankara’ya gelerek Hacı Bayram misafirhanesinde birçok mütereddit kimselere vatanın müdafaası lüzumunu anlatmak hizmetinde bulunmuş olan bu hakikî vatanperver insan...”10 başka isimlerle iltibas edilemez, edilirse hak ve hakikat iltibas edenleri ve bilinçli olarak ona karşı su-i zan besleyenleri tekzip edecektir.

Görüldüğü üzere Molla Said unvanı ile gençlik yıllarında bilinen Bediüzzaman Hazretleri, hakikî bir vatanperver olarak Türk kardeşleri ile birlikte uhuvvet ve muhabbetle hizmet etmiş, vatan savunması ve millî mücadele yıllarında gönüllü olarak vazife alıp büyük mücadeleler içine girmiş bir kahramandır. Bütün Tarihçe-i Hayatı net olarak ortada olan vatan kahramanı ve âlim olan bu zata karşı atılan iftiralar tutmayacak ve o iftiralar muhataplarına geri dönecektir.

Haftaya Said Molla’yı mahiyeti ve özellikleri ile tanımaya devam edelim…

Dipnotlar:

1- Tarihçe-i Hayat, 2013, s. 53.
2- Zekât ve sadâka ve mukabilsiz hiçbir şey almadığının sebep ve hikmeti, Risale-i Nur’dan İkinci Mektub ve sair risalelerde beyan edilmiştir. Evet, Molla Said’in istikbalde Risale-i Nur’la göreceği hizmet-i imaniyeyi kemal-i ihlâsla ifası ve bu hizmetin meydana gelebilmesi için “Uhrevî hizmetin mukabilinde hiçbir şey talep etmemek” olan kudsî düsturun icmalî bir fihristesi, daha küçük yaşında iken rahmet-i İlâhiye tarafından ruhunda yerleştirilmiştir.
3- Tarihçe-i Hayat, 2013, s. 55.
4- a.g.e., s. 56.
5- a.g.e., s. 57. 
6- a.g.e., s. 60.
7- a.g.e., s. 61.
8- a.g.e., s. 64.
9- a.g.e., s. 68, 69.
10- Emirdağ Lâhikası-I, 2013, s. 267-268

Okunma Sayısı: 3263
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı