"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İnsan hakları bir “ürün” müdür?

Ahmet BATTAL
21 Ocak 2025, Salı
Önce iki kaynak bilgi:

Fransa’dan dünyaya bakışla gördüklerini Yeni Asya’daki “Kritik Eksen” adlı köşesinde yazmaya yeniden başlayan genç yazarımız Mustafa Sait Önal’ın “Dijitalleşmenin Ötesinde: Avrupa’nın küresel rekabet yarışı-2” başlıklı yazısı dikkatinizi çekmiş olmalı.

Özetle dedi ki:

“Avrupa, gelişmiş sanayisine ve teknoloji devlerine rağmen uzaya ve dijital dünyaya açılma yarışında ABD ve Çin’in gerisine düştü ve eğer önümüzdeki kısa dönemde büyük yatırımlarla arayı kapatamazsa bu açığı artık bir daha kapatamayacak şekilde geride kalacak.”

Yazıdaki deliller ve yorumlar uzmanlık isteyen hususlar ve biz de çoğunuz gibi sadece okuyup öğrendik ve bilgilenmekten dolayı memnun olduk.

Önceki yazılarından da biliyoruz ki Önal’ın bakış ve nakış açısı sadece teknoloji ya da iktisat değil. Bu bakış işin sadece bir boyutu. Diğer boyutlardan güncel bakışını da merakla bekliyor ve izliyor olacağız.

Almanya’dan dünyaya hukukçu bakışıyla bakıp gördüklerini Yeni Asya’daki “Birinci Avrupa” adlı köşesinde yazmaya devam eden genç yazarımız Ahmed Said Aydil’in görüp söyledikleri de şöyle özetlenebilir:

“AB bir demokrasi ve çok kültürlülük/çoğulculuk projesi olarak sürmeye ve büyümeye devam ediyor. Mülteciler meselesindeki ve bilhassa Gazze sınavındaki notunun çok kötü olmasına rağmen yine de insan hakları başlığındaki birçok konuda dünyanın kalanına ders verecek ölçüde iyi durumda.”

***

Bu iki yazarımızın yaklaşımı ve yazılarında sundukları bilgi demeti bize şunları hatırlattı:

1- Evet, Avrupa ülkeleri dijital çağı yakalama yarışı açısından Çin’in bile gerisinde. Ama bu durum AB’nin asıl ürünü durumunda olan insan hakları ve hukuk devleti gibi temel insanî değerlere dair ürünleri göz ardı etmemizi gerektirmiyor.

2- Bu durum, bilhassa Çin’in, hukuk ve beşerî sermaye açısından “taklit edilebilir” bir ülke hâline gelmiş olduğu anlamına da gelmiyor.

3- Hazret-i İsa’nın sevenleri durumunda olan ve teslisi gizli gizli ve hatta açıkça reddeden Müslüman İsevîlerin ana vatanı Çin değil, Avrupa ve ABD.

4- Türk siyaseti -muvafığıyla muhalifiyle- Türkiye’nin AB üyeliği için gayretini ve desteğini sürdürmeli.

5- AB’nin “âkıl adamları” Türkiye’yi ve Türkiye’deki AB taraftarı cereyanı ve mensuplarını cesaretle desteklemeli.

6-Zira dünya, insan hakları ve hukuk devleti açısından hâlen de iki kutuplu ve Çin “kendisine kaçılan” pozitif kutupta değil, “kendisinden kaçılan” negatif kutupta yer alıyor.

***

Bu bilgilerle güncele bakacak olursak:

1. İslâm dünyasının dünyaya bir insan hakları beyannamesi metni ve “çok kültürlülük” hoşgörüsü ya da “farklılıkları bir arada yaşatma” imkânı pratiği sunamamış olması biz Müslümanlar açısından büyük bir ayıp ve İslâm namına da bir kayıp.

2. İslâm dünyasının böyle bir metni yakın zamanda sunabileceğinin işaretlerinin ortaya –henüz- çıkmaması da aslında başka bir ayıp.

3. Eğer “tek adam”lıktan ve “tek adamcı”lıktan sıyrılıp silkinip kendine gelirse, Türkiye, bilhassa bu açıdan İslâm dünyasına bir örnek olabilir durumda.

4. Türkiye’de bu potansiyel örnekliğin merkezinde elbette “hür dünya” ve AB ile işbirliği içindeki dindar demokratlar var.

5. O demokratlara hakikî adaletin ruhunu üfleyecek olanlar ise sayıları az, ama yükleri büyük bir ekip:

Bütün hilelere ve kandırmacalara rağmen ezberinden dönmeden devletin devam ve bekası için dahi olsa fertlerin hakkı ve hayatı feda edilemez” demeye devam eden adalet-i mahza taraftarı Nur Talebeleri.

Okunma Sayısı: 1366
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Demokrat

    21.1.2025 21:23:11

    Genç yazar kardeşlerimizi tebrik ediyorum. Ülkemizdeki demokrasi ve insan haklarına bakışımız imanımız ve inancımızın gerektirdiği şekilde olması gerekir. Ancak bu din istismarcilarinin kilavuzlugunda olmayacağı ve olamayacağı çeyrek asra yakın gerek parti içi gerekse ülke idaresindeki tatbikatlarinda yaşayarak gördük görmeye de devam ediyoruz. Mesela bir mahallin belediye başkanı,meclis üyelerini o yerin 'partisinden üyesine dahi,itimat etmeyen güvenmeyen liderin yaptığı, yaptırdığı liste ise bu durum hak,hukuk ve liyakat kaide,kriterlerine uymadığı bariz değil mi.

  • Enes Kök

    21.1.2025 12:55:59

    Yorumcu pelin ablamız çok doğru bir şey söylemiş burası orta doğu. Irakta demokrasi olduğu zaman seçimleri hangi aşiretin nüfusu çoksa o kazanıyor. Avrupa standartlarında hukuk ve adalet de olması gerekiyor. Şeffaflık olması gerekiyor. Gücün aşırılık yanlısı grupların, ırkçıların, millitetçilerin, katı laiklerin, sosyalistlerin eline geçmesini engelleyecek bir mekanizma olması gerekiyor. Alınacak yol o kadar çok. Saymakla bitmiyor. Avrupa dünya savaşlarını yaşadı, bazı şeyleri gördü, ders aldı. Bizimde alınmış bu hazır dersi görmemiz lazım. Demokrasiyi keşfetmeye gerek yok,zaten ortaya çıkmış bir sistem. Uygun bir şekilde uyarlayacak akıl ve irade lazım.

  • Enes Kök

    21.1.2025 12:48:12

    Aşiretler kabileler varken de demokrasi gelmez. Ağa ne derse marabalar oraya oy atıyor. Böyle demokrasi mi olur. Ağa yönettiği oy kadar pazarlık masasına oturuyor. Birey yok ortada. Bireysiz demokrasi mi olur. Krallık bundan daha iyi bence.

  • Enes Kök

    21.1.2025 12:45:47

    Çok değerli Ahmet hocam keşke gerçek manada bir demokrasi yönetimi olsa. Ülkedeki halk liderini seçemiyor. Kendisine sunulan lidere oy veriyor. Millet vekilini seçemiyor. Kendisine gelen listeye oy veriyor. Böyle demokrasi mi olur. Günahımızı vermeyeceğimiz adamlar mühür bastığımız listede görüyoruz. Bu başka bir şey. Demokrasi falan değil.

  • Pelin Kurukahveci

    21.1.2025 09:25:24

    İslam dünyası AB'nin demokrasi standartını göz ardı edemez. Hedef AB ülkelerinin çoğunda olduğu gibi bir demokratik yönetim şekli olmalıdır. Ancak orta doğu da demokrasinizin mükemmel olması ile ayakta kalamazsınız. Askeri ve ekonomik olarak da güçlü olmalı, kendi ayaklarınızın üzerinde durmalısınız. Bu da yetmez. Dünyadaki güö dengesine göre pozisyonunuzu ayarlamasını iyi bilmelisiniz. Mesela tamamen ABD karşıtlığı da tamamen ABD angajmanı da tehlikelidir.

  • Pelin Kurukahveci

    21.1.2025 09:19:53

    Bugün AB ahlaki üstünlüğünü de kaybetmiş durumda. ABD'nin bir aparatı olan NATO ve BM vasıtasıyla dünya üzerinde yapılmadık zulüm bırakmadılar. Özellikle İslam dünyasını perme perişan ettiler. Demokrasi götürücez diye diye islam alemine zulüm yağdırdılar. İslam dünyasında zalim diktatörleri desteklediler. Böylece onlar vasıtasıyla islam dünyasını daha rahat sömürmeye devam ettiler. Günün sonunda batının ahlaki değerleri de erozyona uğradı.

  • Pelin Kurukahveci

    21.1.2025 09:13:13

    Genç yazar kardeşlerimizin de ifade ettiği gibi AB dünya sahnesinde bir güç olarak hiçbir zaman var olmadı. Ekonomik bir ağırlığı olabilir. Ancak salt ekonomi dünya siyasetinde ağırlık koymak için çok da bir şey ifade etmiyor. 2.dünya savaşından sonra Fransa ve İngiltere dünya siyaseti sahnesinden indi.

  • Pelin Kurukahveci

    21.1.2025 09:09:46

    AB Türkiye'yi birliğe almak istemiyor. Ama Türkiye'nin ileri bir karakol olarak AB'nin bloğundan kopmasını da istemiyorlar. Türkiye AB'nin sınırlarını güvenli tutabilmesi için ihtiyaç duyduğu bir ülke konumunda.

  • Pelin Kurukahveci

    21.1.2025 09:08:33

    AB nedense Türkiye'yi birliğe alma yolunda çok da istekli davranmıyor. Ancak Gürcistan ve Ermenistan'ı birliğe almak için daha çok istekli duruyorlar. Hakeza küçük balkan ülkeleri, eski doğu bloku ülkeleri birliğe rahat şekilde alındı.

  • Pelin Kurukahveci

    21.1.2025 09:05:12

    Allah razı olsun Ahmet hocam. Her iki genç yazarımızı da tebrik ediyorum. Yazıları pozitif değer katıyor gazetemize.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı