"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kantin siyaseti ve TBMM

Ahmet BATTAL
28 Kasım 2024, Perşembe
Eski milletvekili ve müdakkik siyasetçi Ufuk Uras geçen günlerde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi yeni açılım konusu ve diğer bazı konularla ilgili bilgi ve görüş alışverişi için ziyaret etmişti.

T24’ten Tolga Şardan da Ufuk Uras ile görüşüp bu ziyaret hakkındaki detayları ve arka plan bilgilerini köşesinde aktarmış. Uras’ın, ziyaretin sebebini anlatırken söylediği şu cümle önemli:

“… ‘Bir sosyalist olarak radikal milliyetçi bir insanla niye görüştünüz?’ diye dile getirdiklerinde ‘Tam da bu nedenle görüştüm’ diyorum. Öğrencilik dönemini, kantin siyaseti dönemini, ergen siyaseti dönemini aştık. Sadece bize benzerlerle konuşarak zaten bir yere varılamayacağını gördük. Tam da Bahçeli’nin bu sözü söylemesi çok önemli olduğu için bu adımın atılması gerektiğini düşündüm.”

Kantin siyaseti ve ergen siyaseti türünden siyasetlerin elbette yaşla ya da mekânla bir ilgisi yok. Tarz ile ilgili. Bu tarzın sebebi kamplaşma isteği ve sonucu da kavga.

Siyasetçilerin kamplaşarak ve kutuplaşarak kendi tahkimatını arttırması mümkün, ama bu bir “vuruşma hazırlığı” demek.

Oysa millete hizmete ve dolayısıyla her konuda çözüme endeksli makul siyaset “müzakere siyaseti” olmalı.

Peki, bu müzakereyi “kimler kimlerle beraber” olarak yürütmeli?

Partilerin yetkili kurullarını arkasına alan gerçek “liderler” mi yoksa yetkili kurulları gurultudan ibaret olan “reisler” mi?

Elbette ikincisi.

Bu son açılım süreci ile ilgili olarak da -bilhassa koalisyon kanadı açısından bakıldığında- liderlerin ve onların kurduğu dar kadronun gizli mutfakta iş pişirmeye çalıştığı anlaşılıyor. Bu yüzden de herkes “acaba bu malzemeden hangi masaya hangi yemek çıkacak” diye düşünüp duruyor.

Yani on beş sene önceki hatalar -istemeyiz ve ikaz ediyoruz, ama- galiba tekrar ediyor.

Nitekim Uras konuşmasının bir yerinde bizce önemli olarak şunları söylüyor:

“Bir bilgiye dayanmıyor, ama Külliyedeki yapılanmayla AK Parti milletvekillerinin arasında belli ki yeterince bir organik temas da yok.”

Bu cümlelere karşı “Bu da bir kanaattir, doğru olmayabilir de” diyebilirsiniz. Ama “belli ki” vurgusuna dayalı bir tesbit, Meclisi ve kulisleri iyi bilen Ufuk Uras gibi entelektüel bir siyasetçiden geliyorsa ciddiye de almak gerekir. Zaten bunun yıllardır ortaya çıkmakta olan başka yüzlerce delili de var.

Birini link vererek hatırlatalım: https://www.yeniasya.com.tr/ahmet-battal/demirtas-disarda-tbmm-hapiste_602356

AKP’nin TBMM grubu “bile” devre dışı kalıyorsa böyle mühim bir sosyal projenin halka mal olması mümkün mü?

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, Demirel’in tabiriyle “atın gemini gevdiği gibi dudaklarını gevmek” pahasına çok şeyi yutup yumuşaması bir anlam ifade eder mi?

Milletvekillerinin tecrübeleri devreye girmezse ve “milletin kalbi hükmünde” olan Meclisin ortak aklı ortaya çıkarılamazsa bu da bir tür “kantin siyaseti” hatta “entrikalı siyaset” olmaz mı?

Her meselede “dış güçler de dış güçler” diyenler bilsin ki o dış güçlerin içerideki uzantılarının tesirinden en uzak siyaset, demokratlarca yapılacak demokratça siyasettir.

O halde kaldı geriye demokrasiye inanmadığına inandığımız o liderleri ikna etmek.

O da olursa bu iş tamamdır.

Yoksa boşuna hayal kurmayınız ve kurdurmayınız.

Balık ve kavak mı dediniz? Hamsi o hamsi…

Okunma Sayısı: 1745
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İlhan

    28.11.2024 13:58:58

    Resulullah efendimiz SAV'min hayatında sahabeleri ile yaptığı meşveretleri iyi tahlil edersek,efendimiz SAV'min Hendek Harbi öncesi müşriklere karşı tedbir almada Selman-ı Farisi Hz'lerinin teklifini desteklemesi bizlere hem içtimai hayatta hem de siyasetçilerin parti içinde nasıl davranmaları gerektiğine şaşmaz ve harikulade emsallerdir. Amma temayül zırvalığı ile milleti aldatan,milletine her daim işinde yük bindiren ,zımni şirkte yarış içinde olanaları emsal almak başta risale nur talebeleri ve ehli imana asla asla yakışmaz.

  • Arda Yıldız

    28.11.2024 12:30:53

    Necati bey demokrasi inanılacak bir şey değildir. Demokrasiyr inanmayan insanlar hatta partiler bile seçime girip iş başına gelebilir. Demokrasiye inanç zorunluluğu demokrasinin bizatihi özüne ters bir durum. Komünistte, islamcı da, liberal de, kemalistte sandığa gider, destek alabilirse iş başına gelir.

  • Osman Yıldırım

    28.11.2024 07:19:23

    Bu adamın ülke sorunlarını dert edindiği yok çünkü bu adamın tek meselesi iktidarını surdurmektir. Bunun için ne gerekiyorsa yapar gerekirse ülkeyi bile feda eder. Bu ülkenin en önemli iki sorunu var biri hukuk digerl demokrasi eksikliği, ama bugün ülkeyi yönettiğini iddia eden şahsın Bu meseleleri çözme konusunda hiç bir iradesi yoktur. Tek derdi saraydaki keyfim bozulmasın ölünceye kadar bu saraydan çıkmayalım. Gerisi laf i güzaftir.Bu bakımdan hukuk devleti ve demokrasi olmadanda bu dev soru ların çözüleceğini kimse beklemesin.

  • Necati

    28.11.2024 05:13:49

    Demokrasiye inanmadığına inandığımız o liderleri kim ne için ikna edecek? Hem ikna edilseler bile, demokrasiye inanmayanları ikna etmek hangi meseleyi çözecek? Eğer ikna olurlarsa Demokrasi de bundan büyük zarar görmeyecek m ? Yani bu işin aslı şu bu liderler ile, liderlerin dışında kimsenin sözünün geçmediği bu antidemokratik sistemle hiç bir problem çözülmez. Aksine her şey çok daha kötüye gitmeye devam eder.

  • Mustafa Said Kara

    28.11.2024 00:13:10

    Abi MV seçme şekli yablış. MV yi millet değil parti başkanı seçiyor. Bu adam kimin gönlünü eyler?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı