"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kanunsuz emre uyanı ikaz

Ahmet BATTAL
20 Ekim 2021, Çarşamba
Kemal Kılıçdaroğlu ciddî bir inisiyatif alarak TÜGVA örneği üzerinden ortaya saçılan yeni paralel devlet iddiaları sebebiyle bürokratlara yönelik olarak şunları söyledi:

“Açıkça söylüyorum, vazife namına mafyatik düzene hizmet edemezsiniz. Kanun dışı işleri emir olarak telâkki edemezsiniz. Siz Erdoğan ailesinin değil, bu devletin şerefli memurlarısınız. Kâmil akla gelmeniz için Kılıçdaroğlu abinizin, amcanızın bu size son çağrısıdır. 18 Ekim Pazartesi itibarıyla bu düzenin illegal isteklerine verdiğiniz tüm desteğin sorumluluğu size de ait olmaya başlayacaktır. ‘Emir almıştım’ diyerek bu kirli işlerden sıyrılamazsınız. Size kanun dışı her ne yaptırılıyorsa, Pazartesi itibarıyla durun. Bu illegal, paralel sistemlerden elinizi, eteğinizi çekin.”  

Erdoğan’ın cevabı şöyle oldu: 

“Bu açıklama CHP zihniyetinin vesayet zihniyeti olduğunun açık bir itirafıdır. Bürokrasiyi özellikle seçilmiş hükümete karşı çıkmaya dâvet etmek vesayet çağrısından başka bir şey değildir.”

Kılıçdaroğlu’nun sözlerinin vesayet olarak anlaşılması mümkün değil. Böyle gösterilmesi ise tam bir şark kurnazlığı.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamasında tek problem, Anayasal bir kavram ve ayrım olan “kanunsuz emir” ve “konusu suç olan emir” ayrımını yeterince vurgulayıp dikkate almadığı izlenimi veriyor olması. 

AKP sözcüsü Ömer Çelik’in Kılıçdaroğlu’na cevabî açıklamaları da parça parça değerlendirmeyi hak ediyor: 

* “Sn Kılıçdaroğlu, son açıklamalarıyla açıkça devlet memurlarını tehdit ediyor. Böylece hukuk dışı bir düzen arayışında olduğunu ifade ediyor.” 

—Ortada tehdit suçu olmadığı açık. Zira hukukla tehdit tehdit değildir. Tehdit ise de suç değildir. 

* “Kendi partisi adına konuşarak, devlet görevlilerine emir vermeye kalkması hukuksuzluktur.”

—Ortada bir emir yok. “Suç işlemeyin, günü geldiğinde hesabını veremezsiniz” diyerek ikaz etmenin neresi emir?

* “Herhangi bir hukukî delile dayanmaksızın meşrû hükümetin kanun dışı emirler verdiğini iddia etmek, bürokrasiyi seçilmiş hükümete karşı çıkmaya çağırmak vesayet siyasetidir. Bunun ülkemizdeki adı Yassıada zihniyetidir. Kendisini devletin sahibi zanneden bu zihniyeti tanıyoruz.”

—Yassıada’daki yassı inşaatı ve lüks oteli görmesek Çelik’in Yassıada’sının ne olduğunu merak edeceğiz, ama gerek yok. 

* “Sn Kılıçdaroğlu’nun sivil toplum örgütlerini aynı ‘28 Şubat’ diliyle hedef göstermesi de asla kabul edilemez. Türkiye’nin geride bıraktığı ilkel linç kültürü ile sivil toplum örgütleri hedef gösterilemez. Sivil toplum örgütlerine dönük bu linç siyasetine geçit vermeyiz.”

—Olayın “sivil” kalmayı başarmış dernek ve vakıflarla alâkası yok. Mesele, devlet kesesinden aldıklarıyla iktidar partisini besleyen ve dolayısıyla siyasetteki haksız rekabetin aracı olan “güya sivil” ve “aslında toplumsuz” suç örgütleri. 

* “Sn Kılıçdaroğlu ‘kamu düzeni’ni tehdit etmeye son vererek ‘hukuk devleti’ çizgisine dönmelidir. Tehditlerle kamu düzenine etki etmeye çalışmak ancak bir ‘paralel devlet’ arayışıdır. Bu tamamen gayrı meşrûdur.”

—Bürokratları hukuka uygun davranmaya dâvet etmek zaten hukuk devletini istemektir. Paralel devleti gösterene olsa olsa “o gördüğün seraptır” denilir, “sen paralel devlet istiyorsun” demek nasıl bir zekânın ürünüdür?

* “Sivil toplum örgütlerini hedef göstermek ise bir siyaset biçimi değildir. Siyasî muhalefet başka şey, tehdit ve tahkir başka şeydir. Kamu düzenini ve sivil toplum örgütlerini hedef almak meşrû bir siyaset biçimi değildir.”

—O bir sivil toplum örgütü ise neden iktidar partisinin sözcüsü koruyor? Hem rakipler birbirinin siyasetinin meşrûiyetine sınır çizemez. Hele iktidarın muhalefete sınır çizmesi akla ziyan. 

* “Sn Kılıçdaroğlu, Türkiye düşmanlarına söylemediği sözleri Cumhurbaşkanlığı makamına söyleyerek sadece yıkım siyaseti peşinde koştuğunu gösteriyor. Cumhurbaşkanımıza dönük söylenen bu sözleri mahkûm ediyoruz.”

—Türkiye düşmanlarına ne söylenmesi lâzımsa onu da iktidar söyleyecek. Asıl görev muhalefetin değil. 

Cumhurbaşkanı ile makamını birbirinden ayırdetmenin ön şartı cumhurbaşkanlığı makamını yeniden siyaset dışı/üstü tutmak. 

Siyasetin hem içinde olup hem de üstünde olmak istemek de bir şark kurnazlığı. 

Ama şarkın da garbın da afakı parıldıyor. 

Okunma Sayısı: 2275
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İlhan

    20.10.2021 09:31:28

    TÜGVA sivil toplum örgütümü derseniz ben asla değil derim.Zira iktidarın başının oğlu başında diye işadamalrından milyarlarca bağış adı altında zoraki verilen bir paranın olduğu yer SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ sıfatına değil,hile,tehditlerle para toplama yeridir. Zaten tartışmaların nazarlara geldiği ADALAR ilçesinde 650 metrekarelik bir taşınmaz 2500 liraya başka bir sivil toplum örgütüne verilirmiydi.Yine kollık kuvvetlerinin yargı kararını engellemek için kullanılması esasen İKTİDARIN KANUN-NİZAM VE HUKUKUTAN UZAKLAŞTIĞININ göstergesi ve delilidir.

  • Ferhat ardıç

    20.10.2021 04:40:10

    Ne kadar bayağı seviyesiz bir durum demokratik iradeyi güçlendirmek için bir tane gayret yok sadece bir yer kapma çabası içindeler yarın gençlerin yüzüne nasıl bakacaklar sokaklara bir baksanız gençler ne kadar çaresiz ne kadar kimsesiz okadar zor yollara sürükleniyor ki bunlar nasıl iyi insan olacak acaba hiç umurunda mı kimsenin ondan sonra bunlardan çok güzel şeyler yapsın diye beklenti içine girecekler geceleri nasıl yatıyorlar acaba merak ediyorum Allah bu çocuk lara yardım etsin biz bir şekilde geldik yolun sonuna ama çocuklarımıza yazık

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı