"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kendisiyle savaşan Devleti sürdürene

Ahmet BATTAL
24 Ocak 2021, Pazar
Devlet de bir vücuttur. Organları vardır. Devletin organları arasında çatışma olmaz, el ayağa çelme takmaz, göz kulağa itiraz etmez. Birbirine yardım eder, eksiğini tamamlar. Devletin varlığı böylece anlamlı hale gelir.

Devlet organları arasında çatışma olursa durumu garip olur, sonucu vahim olur. Bunun zirvesi de devletin intihar için kendi eliyle kendi boğazını sıkmasıdır. 

Bunları niçin yazdık? Son günlerin ilginç skandalı sebebiyle: 

Tarım Bakanlığı bir genelge yayınlamış ve pazaryerleri dışında seyyar araçlarla ekmek satışını yasaklamış. 

Meğer tam da bu sıralarda muhalefetin elindeki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı minibüslerle halk ekmek satmaya başlamışmış. 

Bakanlık gelen tepkiler üzerine “öyle bir niyetimiz yok” mealinde ortaya karışık bir açıklama yaptı. Ve mesele şeklen çözülmüş oldu. Ama iş o kadar da basit değil. 

Aslında muhalif belediye bu fikri de AKP’nin Belediye Meclisi’ndeki engellemelerini aşabilmek için icat etmiş ve uygulamaya geçirmiş. Ama bu sefer de AKP’li Bakanın çelmesiyle karşı karşıya kalmış. 

Biz varlığı Bakanlıkça inkâr edilmeyen genelgeyi inceledik. Bir husus dikkatimizi çekti. Genelgede belediyelerin fırınlar ve benzeri yerler için ruhsatlandırma yetkisinden bahsediliyor. 

Yani genelgeyi yazanlar çok da cahil değiller. Belediyelerin kanunî statüleri ve yetkileri konusuna az çok vâkıflar. 

Mevzuata göre belediyeler ekmek üretmek ve satmak isteyene ön denetim yapıp ruhsat veren ve sonrasında da standartlara uygunluğunu periyodik olarak denetleyen Kamu Kurumları. 

Bu durumda genelgenin bakışı şu: Belediyeler kanun gereği ekmek üretmek ve satmak isteyene ruhsat veriyor, ruhsatını geri alıyor vs. vs. Ama aynı belediyeler bizzat kendileri seyyar araçlarla ekmek satmak istediklerinde Tarım Bakanlığı kanunsuz bir genelgeyle devreye giriyor ve “yassah hemşerim” diyor. İtirazlar üzerine de “yok öyle demediydik” deyip ağzını büzüyor. 

Aslında demek istiyor ki “hooop kardeşim, belediye hizmetlerini arttırarak muhalefetin oyunu arttıramazsınız”.  

Zaten bunun başka örneklerini de görmüştük. Meselâ yardım toplama meselesinde…

Neymiş. Muhalif belediyeler de ancak iktidara hizmet edeceklermiş ki millete hizmet etmiş olsunlar. “Millet = AKP” ve “AKP = Adamın Kendi partisi” zira!

1998’de, Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken, o zamanın İstanbul Valisi, Erdoğan’ın Çin’e iş ziyaretini engellemişti. 

Bunun üzerine Erdoğan şunları söylemişti: 

“İstanbul’un valisi ve belediye başkanı aynı kişi olmalı ve bu kişi de seçilmiş olmalı, atanmış olmamalı. Vali - belediye başkanı ikileminden kurtulmalıyız. Belki büyük şehirlerde bunun uygulanmasına gidilebilir. Bu çok da faydalı olur, en ideali budur. Dünyada birçok ülkede böyledir. Belki bu yanlışlar görülerek uygulamaya geçilebilir.”

O günden beri Erdoğan ve arkadaşları ayrıca bu ve benzeri olaylardan yola çıkarak “vesayetçi zihniyete savaş açtık, ha bitiriyoruz, ha bitirdik” deyip duruyorlardı. 

Vesayetçi zihniyet yirmi senede vali konaklarından saraydakilerin kafasına akmış meğer? 

Bu milletin devleti, “kendi kendisiyle savaşan bir devlet” modelini geliştirerek sürdürenlerin aklı ile yönetilmemeli. 

Bize gerçekten hukukun üstünlüğüne dayalı yeni bir model lâzım. 

Okunma Sayısı: 2910
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mustafa yaprak

    24.1.2021 01:53:54

    Zeki olan ve akıcı yazılar yazan yazarlarımızı canı gönülden tebrik ediyorum. Bin maşallah.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı