İlkokul birin ikinci yarısının ilk günündeydik.
Sömestr tatilinden yeni çıkmıştık. O zamanlar okuma öğrenmeye alfabe ezberleyerek başlanır ve hece fişleriyle devam edilirdi. (“Ne günlerdi o günler. Hey gidi hey.” demeyeceğiz).
Öğretmenimiz alfabeyi unutup unutmadığımızı kontrol etmek için aramızdan birilerini rastgele tahtaya çağırıp okutmaya başladı.
Sırası gelen bir sınıf arkadaşımız, heyecandan mıdır, unuttuğundan mıdır bilinmez, “A” dedi ve durdu. Azıcık bekledi, “Z” dedi ve bitirdi.
Herkes kısa bir şaşkınlık geçirdi. Sonrasında sınıf fokurdadı.
O gün o sınıfta olan o A-Z nesli şimdi cep telefonu ve diğer dijital teknolojiler konusunda mecburen çocuğundan ve torunundan yardım alıyor.
Yardım eden o çocukların ve torunların bir kısmına Z kuşağı deniyor.
İçlerinde “zzzzzz …” durumunda olanlar da yok değil, ama çoğu uyanık.
Üstelik bu neslin kulağı da gözü de açık ve dünyayı biliyor.
Yandaş medyanın haber ve tartışma programlarıyla ise hiç alâkaları yok.
Yani nesil yenilendikçe, AKP’nin, kitleleri patates soğan suyu ile ve göz boyamacı ve kandırmacı politikalarla ikna şansı da azalıyor. Bu sebeple -bütün diğer partilerden de farklı olarak- AKP bu nesle ulaşabilmek için umutsuzca çareler arıyor.
Gazetelerde yer alan habere göre AKP Gençlik Kolları 2023 seçimlerinde ilk defa oy kullanacak olan ve AKP’ye yakın olmadığı bilinen bu gençlere yönelik projeler hazırlıyormuş.
Sosyal medyanın daha aktif kullanılması hedefleniyormuş. Özellikle AKP iktidarında yapılanlara ilişkin videolar yardımıyla bu nesli etkilemeye çalışacaklarmış.
Ayrıca yine AKP tarafından daha önce yapılan bir çalışmada gençlerin oy kullanmasında ailelerinin yüzde 75 etkisinin olduğu belirlendiği için olsa gerek, AKP, genç seçmenlerin aileleriyle bire bir temas kurmayı ve gençlerin kalbini böylece ailelerinin aracılığıyla çalmayı planlıyormuş.
Biz bu haberi Z kuşağının uyanık delikanlılarına sorduk.
“Irmağı ters akıtmaya çalışmak gibi bir komedi bu, AKP bizi unutsun” dediler. Bizden söylemesi.
Bir de AKP’nin projeleri arasında “İlk oy ilk heyecan” projesi diye bir proje varmış. Galiba “Gençlik başımda duman, ilk aşkım ilk heyecan” şarkısından esinlenmişler.
Ama unutmasınlar ki şarkının devamı pek hayra alâmet değil. “Kovaladıkça kaçan, ateş böceğim misin” diye devam ediyor çünkü…
Not: Havadan giden Karayolları Genel Müdürünü göreve çağırdığımız önceki günkü yazımızda bahsini ettiğimiz cebrî otoban emrivakisi ve tuzağı bir okuyucumuzun aktardığına göre meğer Ankara - Aksaray arasında da aynen geçerliymiş. Soralım: Paralı ve pahalı Niğde Otobanına zoraki sokulanların bedduâsı size de ulaştı mı Sayın Genel Müdür?