"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman’ın siyasete ikazları

Cevher İLHAN
23 Mart 2023, Perşembe
Seçime giderken yine dinin siyasette istimaline karşı Bediüzzaman’ın ikazları fevkalâde önemli.

Bu ikazların başında, “siyasetçilik ve tarafgirlik tahriki”yle “umumun mâl-ı mukaddesi (herkesin ortak mukaddes değeri) olan dini, inhisar zihniyetiyle kendi meslektaşlarına (siyasetdaşlarına) daha ziyade has göstermekle, kavi (kuvvetli) bir ekseriyette dine aleyhtarlık meyli uyandırmakla (dinin) nazardan düşürülmesi” geliyor. (Sünûhat, 65-6)

“İŞTE BU ZULÜMDÜR…”

Bediüzzaman, öncelikle dini âlet eden “menfi siyaset”le “fâsık (bozguncu) siyasetdaşını mütedeyyin (dindar) muhalifine su-i zan (kötüye yoran) bahaneleriyle tercih eden,” siyasi rakiplerini “İslâmiyetten hâriçmiş” hatta “din aleyhtarıymış” gibi gösteren zihniyetin vebaline dikkat çekiyor. “İşte ey bînsaflar (insafsızlar), gördünüz, nasıl bâzı biçârelerin dalâletine sebep oluyorsunuz!” ihtarında bulunuyor. (Münâzarât, 82-3) 

Bu hususta “cây-ı dikkat (dikkat edilmesi gereken) bir hâdise” olarak nazara verdiği “mütedeyyin bir ehl-i ilim, fikr-i siyasisine muhalif bir âlim-i sâlihi, tekfir (küfürle itham) derecesinde tezyif etti (aşağılayıp alaya aldı.) Ve kendi fikrinde olan bir münâfığı, hürmetkârane medhetti. İşte siyasetin bu fenâ neticelerinden ürktüm” tasrihiyle “şeytandan sığındığım gibi böyle bir siyasetten de Allah’a sığınırım” sözünü söylettiren vahamete dikkat çekiyor. (Mektûbat, 258)

“İnad, bazen fırka (parti) mutaassıplarına dalâl (yanlışı, gerçekten sapmayı) ve batılı iltizam ettirir (tutturur, taraf eder.) Şeytan birisine yardım etse; ‘melek!..’ der, rahmet okutur. Ötekinde melek görse; ‘libasını değiştirmiş’ der, lânet eder. Su-i zan ve hüsn-ü zan ile dürbünün iki tarafı gibi, “leh, aleyh”, vâhî (boş, saçma, çürük) emâreyi (belirtiyi) burhan (delil, hüccet, gerçek), burhanı vâhî emâre görür. İşte bu zulümdür...” diye bu vahametten sakındırıyor. (Sünûhat, 68,69)

“MECLİS HAKİM, HÜKÜMET HİZMETKAR”

“Ve işlerde onlarla istişâre et”, “Onların aralarındaki işleri istişare iledir” (Âl-i İmran Suresi 159; Şûra Suresi 38) âyet-i kerîmelerinin tecellisiyle meşrutiyeti demokrat mânasında tefsir ve tavsif ederek, “hâkimiyet-i millet ve umum akvâmın (milletlerin) sebeb-i saadeti; kuvvete bedel hayatı hak, kalbi mârifet, lisânı muhabbet, aklı kânun, şahıs değil; İslâmiyetin bahtını, Asya’nın tâliini açacak” diyor. (Münâzarât, 51,52)

Milletin şahs-ı mânevisi olan irâdesinin demokratik şuurla tezâhür edeceğini bildirir. “Zaman-ı meşrûtiyetin zenbereği, rûhu, kuvveti, hâkimi, ağası; haktır, akıldır, mârifettir, kânundur, efkâr-ı âmmedir (kamuoyudur)” beyânıyla, gerçek demokraside “millet irâdesinin mücessem (cisimleşmiş) hali olan Meclis’in hâkim, hükûmetin hizmetkâr olduğu” hakikatini belirtiyor

Bugünkü siyasetin Bediüzzaman’ın bu dersine ihtiyacı var.

Okunma Sayısı: 2172
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı