"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Müflis “saman siyaseti!”

Cevher İLHAN
15 Haziran 2024, Cumartesi
VAZİYET

Politik polemiklerle siyasi iktidarın iflas eden “tarım politikası” da gürültüye getiriliyor…

“İktidar cephesi”nin ağır kayba uğradığı seçim sonrası ortaya atılan “yumuşama’-‘normalleşme” iddialarıyla sadece Türkiye’nin demokrasi, hukuk ve ekonomideki çöküşü değil, ayyuka çıkan hırsızlıklar, yolsuzluklar, rüşvet, zimmet, çökme, tefecilik, tehdit ve şantaja dair ifşaatlar, “çete/mafya, siyaset, bürokrasi” ilişkileri karambola getiriliyor.

Bilindiği gibi AKP iktidarında, “tek kişilik hükûmet”te hayvancılıkta canlı hayvandan kırmızı ete, sütten samana, yeme bütün tahıl ve hayvancılık ürünleri daha yüksek fiyatla ithal ediliyor. Tam da Kurban Bayramı öncesi 1 milyondan fazla başta angus cinsi sığır hayvanın ve her defasında 100 binlerce ton kımızı etin ithaliyle yabancı hayvancı zengin edilirken ithaliyle yerli besici iflas ettirilirken, tarım da aynı fiyaskolu ithal politikaları dayatılıyor.

İktidardakilerce her fırsatta “yerli ve milli tarım”dan dem vurulurken, bir zamanlar tahıl ve gıdada dünyada kendi kendine yeten yedi ülkeden biri olan “tarım ülkesi” Türkiye, buğdaydan arpaya, mısırdan mercimeğe, pirinçten kuru fasulyeye, nohuttan üzüme, ayçiçeğinden pamuğa, fındıktan çaya, patatesten kuru soğana hatta samana kadar ithal ediliyor. Brezilya, Şili, Arjantin, Fransa, Rusya, Ukrayna, Sri Lanka, Meksika, Hindistan, Güney Amerika ve Afrika’dan tarım ürünleri ithaline devam ediliyor. Gıdalar artık “Şili”, “Gana”, “Kanada” damgalı. Azerbaycan’dan kepeğin, Türkiye’de yetmişten fazla çeşidi yetişen soğanın ABD, Hindistan ve Çin’den ithali fecaati ortaya koyuyor.

Yurt dışından 1 milyon 800 bin ton buğday getirildiğinden Toprak Mahsulleri Ofisi’nin siloları ithal buğdayla dolmuş. Bu yüzden bile bile stratejik ürünlerin başında gelen ithal buğday fiyatlarını geç açıklayan Bakanlık, çiftçiyi âdeta tüccarın insafına terk etmiş.

İktidardakilerce her fırsatta “tarıma ayrılan kaynaklar”dan, finansmandan, bir dizi “büyük proje”den bahsediliyor. Ancak sonuçta, ithalat milyar dolarla artıyor. Tamamen ithalata dayalı “tarım politikaları”yla Türkiye’nin milyarlarca dolarla milyonlarca ton saman ithalatı, saman üretimindeki düşüşle aşırı kâr elde etmek isteyen “saman spekülatörleri”nin ortaya çıkması, tarımda üretimden yoksun müflis “saman politikası”nın resmen itirafı olarak kayıtlara geçiyor.

TESBİT

 “Mango tarım politikası…”

Hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanı’ndan Tarım bakanlarına iktidar mahfillerinden sık sık Afrika ülkesi Sudan’da kiralanan toprakla Türkiye’nin tarım ürünlerindeki açığının karşılanacağından dem vuruldu. 2013 yılında bu ülkede tarımsal üretim yapmak üzere sözkonusu 7 milyon 805 bin dönüm tarım arazisinin 99 yıllığına kiralanmasına dair 2015 yılında ortak şirket kurulduğu, tarım arazisi arazilerde devletin yanısıra özel sektörün da tarımsal üretim yapacağı alây-ı vâlâ ile duyuruldu.

Hatta “hükümetin büyük destek verdiği bu projeyle, bu topraklarda ananas, mango, avokado, pepino, jambu, kanola, pamuk ve yağlı tohum gibi Türkiye’de yetişmeyen ya da üretim açığı olan tropikal tarım ürünlerinin ucuza yetiştirileceği açıklandı.” (Murat Muratoğlu, sozcu.com.tr, 27.5.24)

Böylece yılladır propagandası yapılan, dönemin Tarım bakanlarının “vizyon meselesi” olarak övdükleri “Sudan’da tarım üretimi” propagandası da tam bir skandal olarak on yıl sonra fos çıktı.

Yapılan tesbitlere göre, yıllarca maaşları, huzur hakkı, ikramiyeleri, kira giderleri, git-gel masrafları ödenerek bir yığın masraf yapılan Türk Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Anonim Şirketi 5 ay önce Resmi Gazete’de yayınlanan kararla tasfiye edilirken, mevzubahis şirketin genel müdürü “Sudan’ın istenen araziyi hiç devretmediğini söylemesi” çarpıklığı açığa çıkarıyor.

Bundandır ki milyarların nereye gittiği soruluyor. Ancak en çarpığı, bir milyon dönüm araziyi kiralandığı tarım yapma ve tarım üretimi işinin de “para aktarım mekânizmasına dönüşmesi.”  Meclis Dışişleri Komisyonu’nda kabul edilen sıfır gümrüklü ticaret anlaşması ile Türkiye’ye 3 bin 600 kilometre uzaklıktaki Sudan’dan 2 milyon yumurta ile 50 bin büyükbaş, 2 bin küçükbaş hayvan, 8 bin ton et, 2 bin ton tereyağı, 500 ton bal, bin ton sarımsak, 2 bin ton üzüm, 5’er bin ton patates, domates, buğday, arpa, yulaf, mısır ithalinin yapılması. (a.g.g.)

Hâsılı “mango tarım politikası”, siyasi iktidarın “tarım politikası”nı özetliyor…

GARABET

Mâliyetinin altında “taban fiyatı!”

Tamamen ithalata dayalı tarım ve hayvancılığın mâliyetleri elektrik, mazot, gübre, bitki hastalıklarına karşı ilâç, tohum, zirai araçların yanısıra sulama ve depolama gibi bir yığın girdinin fiyatlarının en az yüzde 400 ile 600 kat zamlanmasıyla iktidardakilerin her fırsatta ileri sürdükleri “yerli ve milli tarım ve hayvancılık” can çekişiyor.

Hammadde ve girdilerde maliyet gittikçe yükselirken çiftçi icralık olmuş, borçlarını, işçi parasını ödeyememekten yakınıyor. Bundandır ki BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün raporlarıyla ve TÜİK’in verileriyle AKP iktidarında Türkiye’de gıda fiyatları yüzde 608 ile 653 arasında artmış.

Bu açıdan, Türkiye’nin geçen yıl tarım ürünleri ithalatı için 14 milyar dolar (yaklaşık 500 milyar lira) harcamadığı; gıdada ithalata bağımlı hale getirildiği belirtiliyor. Enflasyonun tâlimatlı TÜİK resmi rakamlarıyla yüzde 75, ENAG’a göre yüzde 124’ü aştığı, gıdada enflasyonun yüzde 400’leri katladığı, tarım girdilerinin yüzde 600’dan fazla zamlandığı vartada buğday alım fiyatını sadece yüzde 18.9 artışla 11 lira olarak maliyetinin altında açıklanması vahim garabeti ele veriyor.

Okunma Sayısı: 1448
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Erhan

    15.6.2024 10:30:18

    Ülkemiz yönetilmiyor, adeta savruluyor. Bir ülkeyi batırabilmek için ne gerekiyorsa aynen onlar yapılıyor. Allah akıl fikir versin, herkes koltuk kapma peşinde, ülke yönetiminde söz sahibi siyasi ve bürokrat, hiçbir kimse ülkenin Adaletini, ekonomisini, tarımını, hayvancılığını eğitimini, sağlığını düşünmüyor. hep şahsi çıkar ve menfaatleri uğruna hareket ediyorlar. Kaybedeceklerini bildikleri için bu dönemi kendileri adına “altın vuruş” olarak değerlendiriyorlar yazıklar olsun, haklarımız haram zehir zıkkım olsun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı